"Tesiratı Hariciye..."
Hükümet konusunda günlerdir yaşanan olaylara bir "isim" takmak gerekseydi... Acaba "ne" denebilirdi?
Galiba...
En doğrusu "satranç."
Pazar, saat 11.30.
Dedik ki "Sayın Cumhurbaşkanı... Bu iş kafa karıştırır" oldu.
Demirel:
- Kafa karışıklığına sebep yok.
- Efendim, nasıl yok?
- Dama... Ya da satrancı düşün... Oyunu oynayacağın çeşitli aletler var... Her birinin de muayyen fonksiyonları var.
- Yani?
- Beş parti var... Hükümet çıkacak... Kolay değil... Ama... çıkacak.
* * *
Bülent Ecevit "ne" yapıyor?
"Nerede" tıkanıyor?
Ve...
"Neden" tıkanıyor?
Baba'ya, Ecevit'i soruyoruz.
Yanıt:
- Ben sayın Ecevit'e görev verirken..." Güvenoyu alacak hükümet" dedim... "Uyum içinde çalışacak hükümet" dedim... Zira "beklentiler" var... "Zor meseleler" var.
Soru:
- Sayın Ecevit "şu anda" hangi noktada?
Baba:
- Yarın (bugün) on beşinci gün... Hazırlıklarını yapmış... Şöyle bir program, şöyle bir hükümet kurmayı düşünüyorum diye.
- Size anlattı mı?
- Konuştuk... Zaten bu işler, böyle başlar.
- Öyleyse... Sorun?
- Zaman geçtikçe... İş geciktikçe, yan tesirler olur... Zorlaştırır. Biz buna "tesiratı hariciye" deriz.
* * *
Bugün Ecevit-Bahçeli görüşmesi var...
"Görüşme öncesi" yaşananlar...
Acaba...
MHP'nin "pazarlık gücünü kırma" taktikleri mi?
Soru bu.
Muhatap, Baba.
Ve yanıt:
- Sanmıyorum... Bir çerçeve var ortada... Cumhuriyet çerçevesi... Seçim meydanlarında söylenenler de var ama... Meydanlar, hiçbir partiye, dediğini yapma imkanını vermemiş ki.
* * *
- Öyleyse efendim... Ecevit kaynaklı çıkışlar... Acaba... MHP ile ortaklığı disiplin altına alma gayretleri mi?
Cumhurbaşkanı:
- Sanmıyorum... Bunlar spontane... Kendiliğinden olan şeyler.
- Ama efendim...
- İçinizde birtakım hoşnutsuzluklar olabilir... Geçmişten kalan... Doğaldır... Sayın Devlet Bahçeli de söyledi... "Bu olaylar karşılıklıdır" diye.
* * *
- Efendim... Yoksa... Sayın Ecevit "Mesut Bey'siz ve Tansu Hanım'sız" bir DSP-ANAP-DYP koalisyonu mu düşünüyor?
Baba:
- Onu da sanmıyorum. Onlarla konuştu... Oradaki zorluğu biliyor.
* * *
"Öyleyse" diyoruz...
Olup bitenlerin tamamı "siyasi satranç" mı?
Demirel:
- Geçmişte bir şey olmuş... Geçmişte kalmış... Geçmişle hesaplaşılmış... 1970'li yılların hesabı başka türlü de, siyaseten de görülmüş... Ve 1990'lara gelinmiş. 1990'larda ise... MHP için... Kötü denebilecek bir hatıra yok. Kötü denen hatıralar yirmi yıl geçmişte kalmış.
* * *
Önce protokol dışarı "sızıyor."
Sonra Bayan Ecevit "sert konuşuyor."
"Sayın Cumhurbaşkanım" diyoruz:
- Bütün bunların sayın Ecevit'in bilgisi... Arzusu içinde olduğunu düşünüyoruz... Sadece biz değil... Çok kişi böyle düşünüyor.
Baba:
- Bir şey diyemem... Diyeceğim şu... Tesiratı hariciye... Ama... Bu hafta kurulur.
* * *
Bu hafta kurulacak.
"Nasıl" kurulacak?
"MHP'li mi" kurulacak?
Yani...
DSP+MHP+ANAP.
Demirel:
- Beklenti bu... Seçim gününden itibaren beklenti bu. Ama olamazsa... Yeni arayışlar gerekir.
* * *
Baba'yı dinleyince gördük ki "ciddi bir sorun" yok.
Sadece...
"Fazla çiğnenme" nedeniyle...
"Sakızda" çürüme var.
Demirel buna "tesiratı hariciye" diyor.
* * *
Koalisyonun doğum sancılarını fazla da yadırgamamak gerek...
Öyle ya...
Ecevit ile MHP "kol kola" girecekler.
"Dışardan çomak sokan" da fazla olunca...
"Doğum sancısı" artıyor.