Canım, sınıfta daha çaka çaka yaşı sınıfdaşlarınınkini geçtiği için onların arasında bütün masum görünüşünü kaybederek iyice haytalaşmış bir serseri öğrenciye öğüt verir gibi gerine gerine öğüt vermek istiyor.
Evden yağ çalarken suçüstü yakalanmış bir hizmetçiye öğüt verir gibi öğüt vermek... Kendini kurnaz zannede zannede, menfaatleri için kestirme yol ararken toplum içinde rezil olmuş bir ahlak yoksuluna öğüt verir gibi öğüt vermek...
Nerden geliyor bu arzu... Hiç, öyle geliyor işte... Kahve ister gibi, kaymaklı kadayıf ister gibi canım öğüt vermek istiyor...
Hele insan, karşısında, içinde tek çekirdeklik aklıyla muhteşem bir balkabağı manzarası arzeden ruhsuz bir budala bulursa, ne de güzel verir öğüdü... Gerine gerine hiçbir zarafete, hiçbir inceliğe, hiçbir nüansa ihtiyaç duymadan öğüt vermek...
- Haltediyorsun yapma, demek...
- Kendini bir şey zannediyorsun, bir şey olmadığını sen de biliyorsun, numarayı bırak, adam olmaya bak, demek...
- İnsanlar kendi ciğerlerinin değeri, bilgilerinin hacmi kadar konuşmalı; senin ciğerin kaç meteliktir ve sen bilgi diye hayatta ne okudun, demek...
- Boyuna yalan söylüyorsun, doğruyu söyleyince küçüleceğinden korkuyorsan; seni büyütecek doğruların peşinden git; gerçek hüviyetini yalanla maskeleyip, kimi aldatacaksın, demek...
- Para, hiçbir zaman haysiyetin alameti farikası değildir; hele haksız kazanılmışsa... Diploma yerine cüzdan, karakter yerine çek çıkarmakla; gerçeğin ışığı altında kıpırdandıklarını seyrettiğimiz, ruhundaki mikroplardan temizlenemezsin, demek...
- Kahramanlık idiası bir övünme olduğu zaman, dinleyenleri boğazlarına tavuk tüyü sokulmuşcasına kusturur; gerçek kahramanların ben karhramanım, diye davul çaldığı nerede görülmüştür, demek...
- Süfli oyunlardan başka hiçbir oyun bilmez misin sen; nereden ve nasıl geldin bir düşünsene bakalım, demek...
- Çeşitli aşağılık duygularının akrep gibi kıvrandığı cüce bir ruh ile ortaya çıkıp dolaşmak, hiçbir zaman büyük insanların huzurunu ve itibarını sana buldurmayacaktır, demek...
- Gelecek on yıl içinde adamım diye ortaya çıkan bütün karga korkulukları yıkılacaktır; bunu hissetmiyor musun, anlamıyor musun; yoksa sen ahmak sıfatını kasdettiği anlamdan daha da mı ahmaksın, demek...
- "Böyle gelmiş"e bakıp pek rezilane bir tutumla "böyle gider"in hudutları içinde perendeye devam etmenin, hesap ters çıktığı zaman seni ne hale sokacağını hiç mi düşünmüyorsun; görmüyor musun ki, "böyle gider" mutası her tarafından çatlamış, su akıtıyor, demek...
Öğüt vermek istiyorum işte öğüt vermek...
Kime mi?
Bektaşinin çarşı ortasında:
- Kerata diye bağırması gibi, hiç kimseye...
Ve gene Bektaşinin, kendine dönen başlara bakıp:
- Amma çokmuşsunuz, demesi gibi, birçok kimseye...
Not: 38 yıl önce yazılmış bir yazı... Ozel Koleksiyondan...