Aşk dedikodularına meydan okudu
Hakan Ural askerdeyken Sibel Can'ın aşk dedikoduları gündeme gelir. Baba Selçuk Ural kızı gibi sevdiğini söylediği gelini ile basın toplantısı düzenleyerek onlara sahip çıkar. Sibel Can ise aşk dedikodusunun erkek kahramanı ile fotoğrafını getirene bir milyon dolar ödül vereceğini söyler. Bir meydan okumadır bu.
Sibel Can 1991 yılında ilk bebeğine hamile kalır. İş temposunu düşürür, evine ve ailesine dönük yaşamaya başlar. Ama bu kez değişim sırası Hakan'dadır. Sibel evde oturmakta, Hakan erkek arkadaşlarıyla birlikte koyu karanlık geceleri arşınlamakta, hayatı tanımaktadır. İlk çocukları 1992'nin ilk günlerinde doğar. Ve bebeğe Sibel'in babasının adı verilir; Engin Can...
Ama bir can hayata karışırken, bir diğer can vedaya hazırlanmaktadır. Ve Sibel ilk anneler gününde babasını kaybeder. Bu kayıp onda büyük bir psikolojik yıkıntıya neden olur.
"Anneler gününü hiç sevmem. Çünkü o gün babamı toprağa verdim. Biz iki arkadaştık. Annemden daha çok babamı severdim. Bunu annem de biliyordu. Babamın ölümünden sonra ben üç yıl sahneye çıkmadım. Şarkı söyleyemedim. Haftada üç gün kabrini ziyaret ediyordum. Bu bir yıl devam etti. Ve bu süre içinde psikolojik tedavi gördüm."
Acılarıyla baş etmeyi öğrenir Sibel ve yeniden sahnelere döner. Yıl 1993'tür ve bir kez daha hamile kalır. Bu dönemde Hakan Ural başka bir hayat yaşamaktadır. Sık sık ayrılacakları haberleri gündeme gelir. Ve Sibel hamileyken Hakan Ural askere gider. 1994 Ağustos ayında bu kez kızı Melisa'yı alır kucağına.
Zor günler yaşamıştır. Ve kendi ifadesiyle sabrı ve aklı sayesinde evliliğini kurtarmıştır. Ama ne zamana kadar?
"Son derece sabırlı bir insanım. Hakan'ın beni aldattığına hiç inanmadım. Hiçbir kadın bunu kabul edemez. Ama yakışıklıydı kocam. Bu da beni bayağı rahatsız ediyordu. Yine de eve sabaha karşı gelse bile 'Neredeydin, neden geç kaldın' diye kavga çıkartmadım. Onun o yaşamı tamamiyle arkadaş çevresinden kaynaklanıyordu. Sonunda yaptığı hatayı anladı. Ona hiçbir zaman soru sormadım, sadece yapmış olduğum hareketlerle onu utandırdım. Akıllı bir kadın da bunu yapar. Askerlik onu çok değiştirdi. Aklı başında geldi."
İlk aşk dedikodusu
Hakan Ural askerdeyken bomba gibi bir dedikodu düşer magazin gündemine; Söylentilere göre Sibel Can, demir tüccarı Ekrem Gocay ile birliktedir. Ailenin reisi Selçuk Ural bu haberin yayınlanmasından üç gün sonra kızı gibi sevdiğini söylediği gelinini yanına alarak medyanın karşısına çıkar. "Bu ispatlandığı takdirde Sibel ile Hakan'ı kendi ellerimle boşarım" der. Sibel ise daha iddialıdır ve herkese meydan okur; "Ekrem Gocay ile birlikte fotoğrafımı getirene 1 milyon dolar ödül vereceğim..."
Bu olay kapanır. Bir süre sonra Hakan Ural askerden döner. Artık aralarında eskisi gibi sorunlar yoktur. Hakan değişmiştir. Evinin, eşinin ve çocuklarının sorumluluğunu üzerine almıştır. Ama bu kez değişim sırası Sibel Can'dadır.
Çıplak Sibel Can!
Ve değişim başlar. Sibel Can artık büyük oynamaktadır. İşlerine dört elle sarılır. 96 yılında çırılçıplak fotoğrafı ile magazin gündemine bomba gibi düşer. Ailesiyle birlikte tatil yaptığı Fethiye'de çekilen fotoğrafları gerçekten de olaydır. Hillside'da kaldığı odanın balkonunda çırılçıplak dolaşan Sibel Can bu haliyle görüntülenir. Ve bu pozları Sibel Can'ın bilerek verdiği konuşulur.
Yıllardır Sibel Can ile içli dışlı olan medya artık onunla yatıp onunla kalkacaktır. Ve Sibel Can artık bir medya ordusuyla yaşamaya başlar. Medya onu o da kendini keşfetmiştir.
Yıllardır sahnelerin tozunu yutan Sibel Can, nihayet "Padişah" adlı albümüyle müzikte istediği başarıyı yakalar. Artık onu tutmak mümkün değildir. 26 yaşındadır. Gecesini gündüzüne katarak çalışmakta, servetini giderek arttırmaktadır. Kendini yeniler, saçlarını, kostümlerini değiştirir. Artık o küçük kız yoktur. Son derece dişi, kadınlığının farkında olan ve bunu kullanan bir kimlik vardır. Ve şarkıcılıktan sonra oyunculukta da kendini sınamaya karar verir.
Londra'daki buluşma
"Kaldırım Çiçeği" dizisinden sonra bu kez "Sibel" için kamera karşısına geçer. Rol arkadaşları Hakan Ural ve Türkiye'nin erkek güzeli Karahan Çantay'dır.
Hakan Ural, Miami'deyken Sibel Can ile Karahan Çantay'ın Londra'da aşk tatilinde oldukları söylenir. Sibel Can dönüş yolunda gözyaşları içinde aralarında bir şey olmadığını, dizi çekimleri için Londra'da bulunduklarını anlatır... O gözyaşları artık çokça akacaktır... Bu aşk dedikodusu kısa sürede unutulur. Ama Karahan Çantay adı Sibel Can'ın kabusu olmaya devam edecek ve Londra seyahatinden bir yıl sonra bir kez daha karşısına çıkacaktır.
Şarkıları, oyunculuğu, evliliği, dedikoduları ile tam bir medya yıldızıdır artık. O da bu oyunu sevmiştir. Her attığı adımın haber haline dönüşmesi hoşuna gitmektedir. Her yerde o vardır artık. En cüretkar pozları verir, en iddialı açıklamaları yapar... Amerika'ya gittiğinde bile medya peşindedir. Hakan Ural'ın annesi tehlikeyi sezmiştir; "Evli barklı bir kadının hamamda fotoğraf çektirmesi de ne demek oluyor?" der. Ve Hakan Ural eşine sahip çıkar. Uzun süre de Sibel Can ile ilgili her konuda ona destek olacak, sahip çıkacaktır.
Yeniden aşk
Sibel Can peri masalına yeni bölümler ekler... Bir yıl önceki sohbetimizde eşiyle 10 yıldan sonra aşkı yeniden nasıl yakaladıklarını bakın nasıl anlatır;
"Zayıfladıktan sonra, tam 7 aydır yeniden aşığız birbirimize. Hakan Miami'ye gitti. dayanamayıp her halde bir New York'da buluşacağız. Dayanamıyoruz. O kadar çok seviyoruz birbirimizi. Allah bozmasın."
Sibel Can öylesine yoğundur ki, Hakan Ural ile görüşmeleri neredeyse mümkün değildir. Ama peri masalının içinde onun da senaryosu yazılmıştır;
"Bayılırız kaçamak yapmaya Hakan'la. İşlerimizden fırsat buldukça bir iki günlüğüne bir yerlere gidiyoruz. Bir günüm boş olsa ben kocamı kaçırıyorum. Hakan'la çok az görüşüyoruz. Bu da bir avantaj. Çok görüşseydik belki de bu kadar mutlu olamazdık. "
Sibel Can'ın anlattıklarına göre her şey dört dörtlüktür. "Hakan beni gece bekler, uyumaz. Zaten çok geç kalacağım zaman ararım. Ama her gece geç bile gitsem Hakan hep uyanık oluyor, beni bekliyor."
İlginçtir ki, attığı her adımı eşine telefonla haber veren bu kadın, gün gelir kocası tarafından suçlanır; Nedeni Sibel'in cep telefonunun iki saat kapalı olmasıdır. Ve Hakan Ural o iki saatin yanıtını aramaktadır. Boşanma olayı gündeme geldiğinde bu konudaki şüphelerini çekinmeden dile getirir.
1998'in sonlarına doğru Sibel Can'ın film gibi yaşamı geriye doğru sarmaya başlar... Geçmişte kaldığını sandığı her şey bir bir karşısına çıkacak, o gerçeklerle yüzleşecek, ağlayacak, üzülecektir... Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
ŞENGÜL BALIKSIRTI
|