Fazilet fokur, fokur...
Cuma, saat 13.30... Meclis'teyiz... Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cemil Çiçek'in odasında.
- Cemil Bey, bu üçüncü istifa...
- Doğru.
- Yoksa testi çatlıyor mu?
- Testi henüz çatlamadı... Ama her testinin bir mukavemet sınırı vardır... Zorlanmamalı.
Aydın Menderes "ipi germe, koparırsın" demişti.
Cemil Çiçek'in "üslubu" da öyle:
- Zorlama... Çatlatırsın.
***
Cuma, saat 14.30...
Gölbaşı-Huzur restorandayız.
"Birkaç saat önce Fazilet'ten istifa eden" Hakkari Milletvekili Evliya Parlak'la birlikteyiz.
Onu "1980 müdahalesinden sonra kurulan Danışma Meclisi'nden" tanıyoruz.
Ardından ANAP'a geçmişti.
İl Başkanlığı yapmıştı.
- Evliya Bey, bu "ani istifa" neden?
- Vicdanım rahat değildi, ayrıldım.
- Rahatsızlığın sebebi?
- Takıldık bir Merve'nin peşine... Tıkadık ülkenin gündemini...
Fazilet'te, Evliya Parlak gibi "rahatsız" olan çok kişi var.
Ama "yutkunuyorlar."
Fazilet'in "ipi daha fazla germemesi... Testiyi zorlamaması" lazım.
Yoksa...
"Çanak, çömlek patlar."
***
Doğru yol, özeleştiri ile bulunur.
Evliya Bey özeleştiri yapıyor:
- Gündem, suni gündem... İyi de, bu suni gündemde, Fazilet'in hiç payı yok mu?.. Merve'nin adaylığı yanlıştı... Geçmişi karanlık... İnancından dolayı örtündüğü imajını vermiyor... Ben bunları partimin, Meclis grubunda söylemek istiyorum... Sözüm kesiliyor.
***
Evliya Parlak, Danışma Meclisi'nde "Divan Katibi" idi.
Seneler sonra, yine "Divan Katipliği" istiyordu.
Bunu "Fazilet yönetimine de" söylemişti.
Yani Parlak "istifa niyetinde" değildi.
Ama...
Önceki gece...
Fazilet Grubu'nda "özgür bir tartışma... Özeleştiri ortamı" bulamayınca...
"Kafasının tası" atıverdi.
***
Evliya Parlak:
- Günlerdir Hakkari'den telefon yağıyor. Kimi "iş" diyor... Kimi "aş." Biz ise Merve'yle meşgulüz.
- Hakkarililer, Merve Hanım için ne diyorlar?
- Hakkarili diyor ki, bana ne Merve'den. Açsa ne olur, açmasa ne?.. Merve'den başka derdimiz mi yok. Hakkarili hizmet istiyor... Eğer ben Merve'nin peşine takılır, gidersem... Hakkarili ne der?
- Ne der?
- Bana lanet eder... Ben tek şey istiyorum.
- Nedir?
- Gerçek milletvekili olmak istiyorum.
***
On yıl önceydi...
Evliya Bey, Hakkari'de, ANAP il başkanıydı.
Yerel seçimler yapıldı.
ANAP "hezimete" uğradı.
Sadece iki ilde başkanlığı kazanmıştı.
Malatya ve Hakkari.
Parlak, "seçim sonrasını" anlattı:
- Özal, hepimizi Ankara'ya çağırdı... Yenilginin sebebini sordu... Sabahlara kadar bizleri dinledi.
- Herkes, her şeyi söyledi mi?
- Hem de nasıl... Kimi "karısından" bahsetti... Kimi "kızından..."
Evliya Parlak diyor ki "Özal dinlemişti... Ama Fazilet'te bizi doğru, dürüst konuşturmadılar bile... Ben de ayrıldım."
***
Fazilet Partisi fokur fokur kaynıyor.
"Neden" kaynıyor?
Cemil Çiçek diyor ki:
- Siyaset gerçekçilik ister... Hayal üzerine siyaset inşa edilemez.
Bu sözleri "acaba" şöyle tercüme edebilir miyiz:
- Fazilet, hayal üzerine siyaset inşa ediyor.