kapat

15.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Baba nın morali niye iyi?
Cumhurbaşkanı Demirel, 40 yıldır 54 sosyal ve ekonomik göstergeyi izliyor. Bunların çoğunluğu iyiye gittiğinde morali düzeliyor. Demirel'in konuşmalarının ana malzemesi de bu göstergeler. Demirel, ezbere bildiği bu göstergeleri inceleyerek Türkiye'nin geleceği için vizyon ve misyon üretebiliyor.

Faruk TÜRKOĞLU

Televizyon ve gazetelerde Demirel'in konuşmalarını izleyenler, kendilerini bilgi ve veri bombardımanına uğramış gibi hissederler. Mesleği inşaat mühendisliği olmasına rağmen sosyal ve ekonomik göstergeler konusunda çok bilgili olan Demirel, bu göstergelerin dünya ülkelerinde hangi düzeyde olduğunu da aklında tutar.

Tüm veri ve bilgileri, yarım yüzyıla çok yaklaşan devlet deneyiminin potasında eriten Cumhurbaşkanı, olayları daha serinkanlı bir şekilde izleme imkanını buluyor. Örneğin genç bir lideri paniğe uğratabilecek veriler, Demirel'in moralini kolay kolay bozamıyor. Göstergelerin geçmiş yıllardaki seyrini de aklında tutan Demirel, gelecek ile ilgili daha isabetli tahmin yapabiliyor. Sosyal ve ekonomik alanlardaki 54 göstergenin sürekli izlenmesi Demirel'in gelecek ile ilgili pozitif bir vizyon oluşturmasına da imkan veriyor.

Bir örnekle durumu açıklayalım: 1965 yılında doğan her 1000 çocuğun 250'si daha bir yaşına varmadan ölüyordu. 35 yıl içinde, adına "bebek mortalitesi" denen bu oran binde 40'a indirildi. Zengin ülkelerde bu oranın binde 6 olduğunu bilen Süleyman Demirel, beyninde bu hedefe en kısa sürede ulaşmanın hesabını yapıyor.

Özal da izlerdi
Tüm önemli konularda benzer çalışmalar yapan dokuzuncu cumhurbaşkanı, bu yöntemle Türkiye'nin geleceğini bir vizyon şeklinde beyninde canlandırabiliyor. Bu vizyonun bir misyona ve tutarlı sağlık politikasına dönüştürülmesini de devletin zirvesinden denetliyor.

Ekonomi tarihinde Demirel'in dışında yalnız sekizinci cumhurbaşkanı Özal, ekonomik göstergeleri bizzat ve yakından izlerdi. Diğer liderlerin siyaseti ön plana çıkartıp, ekonomiyi ihmal etmesi, başbakanların ekonomiye tam anlamıyla egemenlik kurmasına imkan vermedi. Örneğin, fizikle ilgili uluslararası bilim dergilerinde en çok makalesi çıkan bilim adamlarımızdan biri olan Erdal İnönü, başbakan yardımcılığı sırasında ekonomiyle hiç ilgilenmedi. Mesut Yılmaz ise ilk iki başbakanlığı sırasında ekonomi yönetimini Güneş Taner'e bıraktı. Son başbakanlığında Yılmaz, ekonomiye öncelik vermenin gereğini anlamıştı.

Ekonomi yönetiminin bir bakana veya bürokratlara bırakılması ise, iş dünyasında ve uluslararası piyasalarda bir istikrarsızlık unsuru olarak görülüyor.

Bu göstergeler, Demirel'in heyet kabul ederken ve katıldığı toplantılarda yaptığı konuşmaların da temel malzemesini oluşturuyor. Verdiği bilgi ve göstergeler ile karşısındakileri daha kolay etkileyebiliyor ve onların ufkunu açabiliyor.

Demirel'in hesap hatası
Demirel, temel ekonomik-sosyal göstergelerin yalnız bugünkü düzeyini değil, 1923'ten bu yana seyrini de biliyor. Yalnız geçmiş yıllarla karşılaştırma yaparken, enflasyonu dikkate almıyor ve reel artış oranlarını hesaplamayı ihmal ediyor.

Örneğin Demirel'in başbakan olduğu 1965 yılında dış ticaret hacmimiz 1 milyar 36 milyon dolardı.

1998'de ise bu hacim 73 milyar dolardı. İlk bakışta dış ticaret hacmi 33 yılda 70.5 kat artmış görünüyor. Oysa 1965 yılında dolar, 1998 dolarına göre 5.2 kat daha değerliydi. Bu katsayıya göre düzeltme yaptığımızda 1965 dış ticaret hacmi, 1998 doları ile 5.4 milyar dolar oluyor. Bu durumda dış ticaret hacmimiz gerçek artış 13.6 kat oluyor. Lira ile verilen göstergeleri de 98 fiyatlarına göre yeniden değerlemek ve enflasyonu köpüğünü aldıktan sonra "gerçek" artışı bulmak şart.

30 malın üretim değerini ezbere biliyor
CumhurbaŞkanI Demirel, buğday ve arpadan, PVC ve traktöre kadar 30 önemli tarımsal ve sınai malın yıllık üretim miktarlarını izliyor. İzlediği ürünler arasında, pamuk, şeker, tütün, tekstil, suni gübre, kağıt, sac, düz cam, otomobil, çimento ve buzdolabı da var. Hayvancılık, turizm ve tekstil üretiminde kronik bir sorun ortaya çıktığında, ilgili bakanlarla ve sektör yetkilileri ile görüşen Demirel, ekonominin tüm üretim göstergelerini yakın markaj altında tutuyor.

Cumhurbaşkanı'nın konjonktür göstergeleri
Demİrel, ekonominin orta vadedeki gidişini izlemek ve diğer ülkelerin performansı ile karşılaştırmak için şu göstergeleri kullanıyor.

Dolar olarak milli gelir: Demirel, bu göstergede, satın alma gücü paritesine göre hesaplanmış milli gelir değerlerini tercih ediyor.

Dış ticaret hacmi: Demirel, tek başına ihracatı izlemek yerine bu ihracatın imkan verdiği ithalata da bakıyor.

Yatırımlar: Yatırım eğiliminin seyrini anlamak için, yabancı sermaye izinleri ile yerli sanayinin aldığı teşvik belgelerini değerlendiriyor.

Döviz rezervi: 22 yıl öncesinde 70 sente kadar inen döviz rezerv tutarı Demirel'in hala yakından izlediği göstergelerin başında geliyor

DEMİREL'İN SÜREKLİ İZLEDİĞİ GÖSTERGELER
Baba önce bu rakamlara bakar...

Ekonomİnİn onlarca göstergesini tek tek incelemeye vakit bulamayanlar, bu dört göstergeye bakar. Bu inceleme doktarların kısa bir muayene sırasında tansiyon, nabız, şeker ve ateş gibi göstergelere bakmasına benzer. Demirel'in en çok korktuğu gösterge, geçmiş dönemlerde başına dert açan cari işlemler açığıdır. Bunda sorun yoksa, bütçe açığı ile enflasyona bakılır. Ancak Baba'nın en gözde göstergesi büyüme oranıdır. Bu dört göstergeden üçünün iyiye gitmesi Demirel'i rahatlatır. Enflasyon, son uyarıya rağmen düşme eğiliminde, cari işlemler dengesi fazla veriyor. Büyüme oranında ise en kötü dönem aşılmak üzere. Bütçe göstergeleri pek iyi değil ama IMF hedeflerine göre fazla bir sapma yok.

Sosyal göstergeler yüzünü güldürür
Bu altı sosyal göstergede son yıllarda sürekli iyiye gidiyor. Nüfus artış hızının yüzde 1.5'in altına düşmesi ile işsizliğin hızlı artışı önleniyor. Bu düşüş örneğin eğitimde artan nüfus için yeni okul yapma ihtiyacını azaltıyor ve mevcutlarının eksiklerini gidermeye imkan veriyor. Kentleşme oranı 30 yılda 30 puan arttı. Ancak önümüzdeki 20 yılda ancak 10 puan artarak yüzde 75'i bulacak. Bu oranlar, iç göç hızını zamanla düşürecek ve bu göçün getirdiği sorunları da daha kolay çözme imkanı bulunacak.

Göstergelerdeki iyileşme siyasi ve ekonomik istikrar sonucu ortaya çıkacak hızlı büyümeye bağlı.

...sonra açıkları bulur...
Kamu sektörü borçlanma gereksinimi, geniş ve derin anlamda devletin geliri ile gideri arasındaki farkı ifade eder. Bu hesapta yalnız bütçe değil, KİT'ler, belediyeler, fonlar ve sosyal güvenlik kuruluşları da dikkate alınır.

Eğer gider, gelirden fazla ise ve bu açık sürekli büyüyorsa, devlet maliyesi iflah etmez. Tüm devlet gelirlerinin kara delikler tarafından yutulması ve kamu sektörü borçlanma gereksiniminin büyümesi enflasyonu yüzde 100'ü üstüne tırmandırır, kurları yükseltir. Ekonomiyi krize sürükler.

Demirel, sosyal güvenlik ve yerel yönetim reformları ve özelleştirme, bu kara deliklerin etkisini yitirmesi için gerekli görüyor.

Altyapı, Demirel'in ilk göz ağrısı
Sulama ve elektrik üretimi ile ilgili göstergeler, Demirel'in inşaat mühendisi olarak 50 yıldır izlediği verilerin başında geliyor. Tüm sıkıntılara rağmen kişi başına elektrik üretimi 2 bin kilovatsaate doğru gidiyor. Sulanan alanlarda da istikrarlı bir artış var. Telekomünikasyon, artan dış ve iç borçların en önemli nedenlerinden biri ama halen ABD'nin komşusu Meksika'dan bile daha yaygın bir iletişim ağına sahibiz. GAP'ın hızlandırılması ise Güneydoğu'nun kalkınmasını kolaylaştıracak.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır