İşte size yılın annesi...

Her yıl Anneler Günü yapılır, annesi olanlar çiçekler alır, iltifatlar yapar, hiç olmazsa yılın bu gününde onları mutlu etmeye çalışır. Bu arada medya mensupları yılın annesini arar, dururlar ve haber açısından enteresan gördükleri bayanı da yılın annesi ilan ederler. Bunların arasında şehit anaları, öğretmenler, başarılı yöneticiler, hayırseverler ve yukarıda da söylediğim gibi medyatik kişiler vardır.

Bunların hepsi iyi, güzel, hoş şeyler... Ama ben size şimdi bir başka anneden söz edeceğim. Bu annenin adı Meltem Aksu, kocası bir sigorta şirketinde çalışıyor. 7.9.1998 tarihinde üçüz bebek dünyaya getirdi. Doğumdan önce tüm akrabaları yardımcı oluruz demelerine rağmen, hiç uğrayan olmadı... Komşularından da bir Allah'ın kulu yardıma veya hal-hatır sormaya gelmedi. Meltem hanım sezeryan ağrılarına rağmen tek başına ve yalnız kocasının az da olsa yardımlarıyla bebeklerine baktı.

Şu an bebekler 8 aylık oldular ama anneleri yine yalnız... Eve sadece meraklılar, üçüzleri görmeye geliyorlar. Hiçbiri de bu bebeklere bakmanın zorluklarını, ananın uykusuz gecelerini, çektiği maddi ve manevi sıkıntıları anlamıyor veyahut anlamazlıktan geliyor. Kadıncağız bazen bunalımlara giriyor. Kocası cinnet geçirmesinden korktuğu için, işindeyken saatte bir onu arayarak oyalıyor. Ama yine de çok şanslılar, kadın da öyle bir irade var ki, hiç kimseye boğun eğmiyor. Bir ara paralı yardımcı aradılar, maaliyeti çok yüksek olduğundan tutamadılar. Düşük ücretle bir bakıcı buldular, o da iki gün geldi, üçüncü günü dayanamadı ve bıraktı.

Bana göre de yılın annesi Meltem Aksu... İnatla, kararlılıkla, hiç kimseye minnet etmeden ve kimseden yardım almadan kaya gibi bir irade ile çocuklarını büyütüyor. Eğer tosun gibi üçüzlerini görmek isteyen varsa, buyrun kendisini arayın; Tel: 0212- 295 87 77 - 251 27 88

Nurullah Kocabıyık, ne yaptın sen yahu!...
Konuyu öğrenince, şaşırdım, şaşırdığım için de yukarıdaki başlığı kullandım. Eee senenin 365 günü hırsızlarla, suyguncularla, milleti çarpanlarla uğraşırsan, şaşırır, kalırsın işte...

Nurullah bey ne mi yapmış?... Bir gün Muğla'nın Akbük beldesinde gezerken ilkokul öğrencilerinin bir baraka içinde, sıkışmış olarak ders yaptıklarını görünce, duygulanmış. "Bu Allah'ın sıcağında, bu çocuklar fin hamamı gibi yerde nasıl ders görürler" demiş ve oraya bir okul yapmayı kafaya koymuş. İnanır mısınız, okul inşaatı 24 Eylül 98 günü başlamış, 18 Şubat 99 günü bitmiş. 5 aydan kısa bir sürede inşaatı bitirilip, eğitime başlanan bu okulu herkesin bilmesini isterim. İçinde 38 adet bilgisayar, modern bir kütüphane, en lüks sinema salonlarını aratmayan toplantı salonları ve daha neler neler var...

İşte size ülkemiz insanlarının hep birlikte güzel şeyler yapabileceğini gösteren bir misal. Şu anda orada hayırsever iş adamı Nurullah Kocabıyık'ın adı herkesin dilinde. Zaman zaman derim ya, bu ülkede böyle insanlar oldukça sırtımız yere gelmez. Nurullah beyi canı gönülden tebrik ediyorum.