Geçen 1 Mayıs tarihinde dünyanın en yüksek noktası Everest'in (8848 m.) zirvesine yakın bir noktada, 8250 metre yükseklikte, kar ve buzun mumyalaştırdığı bir ceset bulundu. Ceset kısa sürede tanımlandı, yüzyıl başının en tanınmış İngiliz kaşif ve maceraperestlerinden birine, George Mallory'e aitti. Böylece dünya dağcılık tarihinin en ilginç sırlarından birine de bir parça aydınlık geldi. George Mallory bundan tam 75 yıl önce, 1924 yılında, mükemmel hava koşullarında Everest'in zirvesine en fazla 600 metre uzaklığındaki kamp yerinden zirveye ulaşmak üzere yola çıkmış ve dünya bir daha ondan haber alamamıştı.

Everest'in zirvesine bu denemeden ancak 29 yıl sonra, 1953'de ulaşılabildi. Ancak Mallory'nin bulunamayan cesedi, hep bir soru işareti bıraktı. Acaba Mallory zirveye ulaşmayı başarabilmiş miydi? Şimdi cesedinin bulunması bu tartışmayı yeniden alevlendirdi. Mart ayı ortalarından beri Everest'te Mallory'nin izini arayan ve sonuçta başarılı olan araştırma grubunun başkanı Jochen Hemmleb, Mallory'nin zirveye ulaştığına kesin gözüyle bakıyor. Bir çok uzman onun bu görüşüne katılıyor. Örneğin, Everest'e tırmanan ilk Rus dağcı olan Vladimir Şatayev, "Bu buluştan sonra artık Mallory'nin zirveye ulaştığından tamamen eminim" diyor. Aynı kanıyı baylaşan bir başkası da dünyanın en önemli dağcılık tarihçilerinden biri olan Audrey Salkeld.

Gerçekten de Mallory'nin, çıkış esnasında değil, dönüş yolunda kaza geçirerek öldüğüne kesin gözüyle bakılıyor. Cesedin bulunduğu mevki buna işaret ediyor, ayrıca ceset bulunduğunda kar maskesi ceketinin cebinde imiş. Bu da Mallory ölümcül kazayı geçirdiğinde akşam karanlığının basmış olduğunu işaret ediyor. Oysa Mallory zirveye doğru sabah erkenden yola çıkmıştı. Ancak somut bir kanıt yok. Olabilecek en geçerli kanıt, Mallory'nin yanında olduğu bilinen bir fotoğraf makinesi kayıp. Araştırma ekibi bölgede haziran ayına kadar aramalarına devam edecek. Eğer makine bulunur, içinden de, dünyanın en yüksek noktasından çekilmiş fotoğraflar çıkarsa, mesele çözülecek.