Hoþ geldin Ruzi Hýzýr günleri..
Þaban kapýyý açar açmaz içeriye dalan sert ve soðuk bir rüzgâr, kahvenin duvarlarýný adeta sývadý.. Talat tüpgaz ocaðýnýn yanan alevinin saða sola yalpaladýktan sonra sönüverdiðini gördü..
Sökeratar Faik Bey iliklerine kadar üþüdü.. Masalarýn üzerindeki gazete kaðýtlarý havalandý.. Birden baþlayan hareket Þaban'ýn dýþarý çýkýp kapýyý kapatmasý ile býçak gibi kesildi..
Talat onun arkasýndan "Dondurdun milleti.." diye baðýrdý.. Lafýn gerisini birkaç suçlayýcý lafla getirecekti ama bunun mantýðý olmadýðýný anladýðýndan vazgeçti.. Sokaða çýkma yasaðý koyacak hali yoktu ya! Kahve kapýsýydý bu, açýlacaktý da kapanacaktý da..
Sönen ocaðý yakmak için çakmak arandý..
Sökeratar Faik Bey "Yahu Mayýs ayýnda bu ne havadýr böyle?" diye söylendi.. Mehmet Bey oralý olmadý.. "Ýstanbul'un havasý" diye düþündü.. "Kadýn gibidir, güven olur mu? Sabah güneþ çýkar, akþama kar yaðar.."
Aklýndan geçen bunlardý ama söylemeye üþendi.. Gece televizyondaki kanallardan birinde ilk defa kafasýna göre bir filme rastlamýþ, takýlýp uykusuz kalmýþtý.. Onun cevabý yerine Baþketçi Nedim Abi'nin hýnzýrca itirazý geldi..
- "Ne olmuþ Faik Aðabey.." dedi.. "Tatlý bir serinlik var iþte.."
- "Tatlý bir serinlik ha!"
- "Valla benim bir þikâyetim yok.."
- "Ah ulan Þaban.. Ýçeri girerken þu kapýyý biraz açýk tut da Nedim efendinin keyfini seyredeyim biraz.."
Ben takvime bakarým..
Mesut taaa dart aletinin karþýsýndan yetiþti lafa.. "Faik Abi, sen bu havalara da soðuk diyorsan.."
- "Hangi havalara diyeceðiz peki?"
- "Orasýný bilmem artýk.. Hem ben havaya bakmam takvime bakarým.. Takvime göre bahar gelmiþse hava iyidir.."
- "Ya bu soðuk rüzgârlar ne?"
- "O da iþin þaþýrtmacasý.. Tabiat senin sinirlerini imtihan ediyor.."
Sökeratar Faik Bey baþýný iki yana sallayýp acýlý bir "Tövbe estaðfirullah.." çekti.. Bunlar adamý katil ederdi.. Gözleri Baba Tunç'a takýldý.. Hiç oralý deðildi, haklý olarak "yan toplara" çýkmak istemiyordu..
Çaresiz olarak yan masadaki Gazeteci Teoman Bey'e döndü..
- "Allah aþkýna iki laf et bre Teoman Bey.. Beni bu gamsýzlarýn önünde hep yalnýz býrakýyorsun.."
- "Hayýrdýr Faik Bey! Yine sizinle mi uðraþýyorlar!"
Sökeratar Faik Bey masanýn üzerine abanmýþ vücudunu geri çekip, sandalyenin sýrtlýðýna kadar dayadýktan sonra "Hadlerine mi düþmüþ.." dedi.. "Lakin iki laf edelim diyoruz, iþi hep gýrgýra þamataya vuruyorlar.."
Ressam Orhan kendi mazeretini açýklamakta gecikmedi.. Gazeteci Teoman Bey'e göz kýrptýktan sonra;
- "Ne yapalým Teoman Abi! Faik Bey akademik tartýþmalarý seviyor, bizim de kültürümüz yetmiyor doðrusu.." dedi..
***
Teoman Bey ona uymadý.. Sökeratar Faik Bey'e dönüp "Buyrun.. Neyi merak etmiþtiniz?" diye sordu..
- "Þu havalarý diyorum, Mayýs ortasýna gelirken bu soðuk normal mi?"
Gazeteci Teoman Bey "Bugün ayýn kaçý?" diye sordu.. Mesut'tan "Mayýs'ýn sekizi.." cevabýný alýnca gözlerini tavana dikip bir hesap yaptý.. Bir yandan da yüksek sesle mýrýldanýyordu:
- "Bugün Mayýs'ýn sekizi ise Hýzýr'ýn üçüncü günündeyiz demektir... Veziden-i Bad-ý Þarki günleridir bunlar.."
Sökeratar Faik Bey duyduklarýndan bir mânâ çýkaramayýp "Onlar da nedir?" diye sordu.. Teoman Bey açýkladý:
- "Eskilere göre Kasým'ýn son günleri Doðu rüzgârlarý esmeye baþlar.. Sert ve soðuk rüzgârlardýr.. Hýzýr günlerinin beþine kadar sürer.. Yani yeni takvime göre 27 Nisan ile 10 Mayýs arasý ortaya çýkar.. Veziden-i Bad-ý Þarki dedikleri Osmanlýcasý.. Türkçesi Doðu rüzgârlarý oluyor.."
- "Allah Allah! Peki bu Hýzýr dediðin bizim bildiðimiz Hýzýr mý? Ayrýca Kasým kim?"
- "Faik Bey.. Eskilerin hesabýyla bir yýl ikiye ayrýlýrdý.. Ruzi Kasým ve Ruzi Hýzýr, diye.."
- "Ýki ay mý yani?"
- "Ay demeyelim de dönem diyelim.. Bakýn anlatayým.. Kasým günleri 181 tanedir. 7 Kasým'da baþlar.. Taaa Mayýs'ýn beþine kadar sürer.. 6 Mayýs'ta ise Hýzýr günleri baþlar ki bunlar da 184 tanedir, bazen 185 olur ki dört yýlda bir görülen artýk gündür bu.. Tamamý 365 gün eder.."
Hoþ geldin Ruzi Hýzýr
Konu iyice renklenmiþti.. Mesut ile Orhan dart oynamayý býraktý, TRT'ci Nevzat Bey okuduðu gazeteyi katladý, uyuklamak için bahane arayan Mehmet Bey dahil herkes dikkat kesildi..
Talat bile ocaðýn arkasýndan kafasýný çýkarmýþ dinlemeye çalýþýyordu.. Gazeteci Teoman Bey konuþmasýný sürdürdü:
- "Bu halkýmýzýn kültüründen kaynaklanan bir takvim.. Ruzi Kasým, yani Kasým günleri Kasým ayýnýn 7'sinde baþlar, demiþtim.. Bu 180 günün 89'u karakýþtýr.. Bunun baþlangýcýný da Zemherir diye anarlar.. "
- "Türküsü de var.." dedi Mesut.. "Zemheri ayýnda balam gül ister benden.."
- "Evet, Zemherir bizim halk dilinde olmuþ Zemheri.. Ne diyordum? Haa! Erbain 22 Aralýk'ta baþlar.. Erbain Arapça kýrk demek.. 30 Ocak'a kadar sürer.. Ardýndan Hamsin gelir ki bu da Arapça da elli demektir.. 31 Ocak'tan 20 Mart'a kadar 50 gün sürer.. Eskiler (hamsin, erbsainden kemsin) demiþler.. Yani kýþýn ikinci faslýnýn daha zorlu geçtiðini belirtmek istemiþler.."
Sökeratar Faik Bey "Valla doðru.." diye onayladý.. "Zaten ne varsa eskilerde var.." Gazeteci Teoman Bey lafýnýn bölünmesine fýrsat vermemek için devam etti:
- "Ýþte bu Hamsin'in sonuna doðru, 20 Þubat'tan itibaren tabiatýn ýsýnmaya baþladýðýný belli eden cemreler düþer.. Cemre ateþ demektir ve üç cemre vardýr.. Birincisi 20 Þubat'ta havaya, ikinci cemre 27 Þubat'ta suya, üçüncü ve son cemre de 6 Mart'ta da topraða düþer.. Karakýþ'ýn son fýrtýnasý da 10-11 Mart'ta görülür ki eskiler buna Berd-el Acžz adýný takmýþlar.."
- "Onun manasýný da söyle bari.." dedi Sökeratar Faik Bey..
- "Berd-el Acžz dedikleri kuyruksokumundaki son kemik.. Ýþin sonuna geldik manasýna.. Halk daha sonra bunu Kocakarý Soðuklarý diye kullanmýþ. Yani gençler üþümez, kocakarýlar üþür, demeye getirmiþ.."
***
Baba Tunç "Yahu Teoman Bey, ne güzel anlatýyorsun, aðzýndan bal akýyor.." diye iltifat etti.. Sökeratar Faik Bey "Býrak da anlatsýn.." diye terslendi.. Teoman Bey devam etti:
- "Daha sonra Nevržz geliyor.. Bunun tarihi de 21 Mart'týr ve o gün ilkbahar fiilen baþlar.. Nevržz Farsça'dan geçme.. Yenigün demek.. Mayýs'ýn beþinde de Ruzi Kasým günleri tamamlanýr, 6 Mayýs'ta Ruzi Hýzýr baþlamýþ olur.. Tabii arada pek çok fýrtýna, rüzgâr akýmlarý var.. Eskiler bunlarý birer birer tespit edip tarih düþer gibi kaydetmiþ.. Valla pek yanýldýklarý da olmamýþ hani.."
- "Bak bunlarý meteoroloji haberlerinde hiç anlatmazlar.. Halbuki anlatsalar ne güzel olur yeni kuþaklar için.. Hem geleneði bileceksin hem de eskilerin lafýndan çýkan kerametleri hatýrlayacaksýn.." diye konuþtu Mehmet Bey..
Basketçi Nedim Abi gülerek "Televizyonlardaki hava durumu programlarýna kattýðýmýz tek þey 'Havanýz nasýl olursa olsun, yeter ki sizin havanýz iyi olsun' lafý.." dedi..
Ressam Orhan da "Haksýzlýk etme Nedim abi, bir de 'Havan batsýn' lafý var ya!" diyerek tamamladý..
Sökeratar Faik Bey "Peki bu Hýdýrellez ne oluyor?" diye sorunca söz yeniden Gazeteci Teoman Bey'e geçti:
- "Ruzi Hýzýr günlerinin baþladýðý 6 Mayýs gününün halk arasýndaki adý iþte.. Onun kutlandýðý þenliklerin adýna da Hýzýreller demiþler.."
Sökeratar Faik Bey'in aklý hâlâ dýþarda esen sert rüzgârda ve onun taþýdýðý soðuktaydý.. "Peki Teoman Kardeþim.." dedi.. "Sen bana bu soðuðun ne zaman biteceðini söyle.."
- "En geç 10 Mayýs'ta bu Doðu Rüzgârlarý denilen sert esintiler biter.."
- "Oh! Çok þükür.."
- "Ama hemen sevinme Faik Bey.. 15 Mayýs'a kadar havalar oyun yapabilir.. Hatta biraz da geçebilir.. Çünkü eskilerin 'Ahýr-ý eyyam-ý Matar' dedikleri yaðmurlu günler daha etkisini sürdürecek.."
- "Eee! Bu bahar sýcaðý ile ne zaman tanýþacaðýz?"
- "Ancak 15 Mayýs'tan sonra.. Eskiler bunun baþlangýcýna da 'Aðaz-ý Germa' demiþler.. Yaðmur o zaman bitecek, güneþin etkisi artacak.."
Sökeratar Faik Bey "Eh ona da þükür.." dedi.. "Çok çok bir hafta daha çekeceðiz demek.."
Basketçi Nedim Abi "Sen asýl bu takvimi Ecevit'in maliyecileri duymasýn, diye dua et.." diye sataþtý..
- "Duysunlar, hem duysa ne olur ki?"
- "Valla bakarlar ki koca yýl iki aya bölünmüþ, hemen bu takvime geçerler.. Sen de Baðkur'dan 12 ay yerine, iki maaþ alýrsýn.."
- "Haydaaaa!"