Otomobilin henüz icat edilmediği dönemde, insanların ulaşım aracı olan at, aynı zamanda çok yakın ve sadık bir dostuymuş. Galiba bu nedenle "at avrat ve silah" diye sıralanan üç önemli şeyin başında "at" geliyormuş.O dönemde, düğün olduğunda da, gelin ata bindirilerek kocasının evine götürülmüş. Evlilikler de, genellikle "görücü usulü" ile olduğundan, gelin ve damat birbirlerini önceden tanımazlarmış.
İşte böyle bir dönemde, gelin kızın, damadı hiç mi hiç tanımadığı bir düğün sonrası, gelin ata bindirilmiş ve damatla birlikte, onun köyüne doğru yola koyulmuşlur.
Yolda giderken, ayağı taşa takıldığı için at aniden tökezlemiş ve üzerindeki gelin düşecek gibi olmuş. Bunun üzerine damat, tok bir sesle;
- Varan, biir...demiş. Aradan on dakika geçmiş geçmemiş, gelinin bindiği at yine tökezlemiş. Damat bu kez daha yüksek bir sesle;
- Varan, ikiii...demiş ve yola devam etmişler. Ancak görücü usulü ile evlenen yeni gelini almış bir korku "galiba çok sert ve sinirli biriyle evlendim, vay benim başıma gelen..." diye düşünürken, atın ayağı bir kez daha taşa takılıp tökezlemez mi, damat iyice sinirlenmiş ve hırsla;
- Varan üüüç...diye bağırdıktan sonra, silahını çekip atı beyninden vurmuş.
O anda atla birlikte yere düşen yeni gelin panik halinde damada bağırmış;
- Sen deli misin, manyak mısın nesin, hiç ayağı taşa takıldı diye zavallı at öldürülür mü?
Damat gayet soğukkanlı bir şekilde, silahını kılıfına yerleştirdikten sonra, gözlerini de biraz kısarak geline bakmış ve...
- Varan biiir... demiş.
Vergi Usul Yasası'nda da, ayağa üç kez taşa takılanlarla ilgili bir madde var. Mükerrer madde 354...
Buna göre, bir takvim yılı içinde (yani 1 Ocak - 31 Aralık tarihleri arasında) fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, perakende satış fişi, yazar kasa fişi, giriş ve yolcu taşıma bileti sevk irsaliyesi, yolcu listesi ve müşteri listesinin üç kez kullanılmadığının ya da bulundurulmadığının saptanması halinde, işyerleri Maliyece "en az üç gün" süre ile kapatılmaktadır.
İşin doğrusu, burada Maliye (işyerinin kapalı olduğu günlerin olası kazancının vergisinden yoksun kaldığı için) bir yandan atını vuran damat gibi kendini de cezalandırmakta diğer yandan da, damadın gelini korkuttuğu gibi, vergi mükellefini korkutmaya çalışmaktadır.
Nedense, bizim bu işe başından beri aklımız yatmıyor. Çünkü, yeni gelinde, at vuran damada karşı filizlenen duygular neyse, vergi mükellefinin, ekmek teknesini kapatan Maliye'ye karşı duyguları ve davranışı da o oluyor...
- Kimler ödeyecek, kimler ödemeyecek?
- Kazanç nasıl belirlenecek?
- Stok sayımı nasıl yapılacak?
- Yatırım yapanlar, uygulanacak cezalar, zararlı firmalar
- Senetli senetsiz alacaklar,
- Değerleme işlemleri, amortisman uygulaması,
- Stopaj yoluyla ödenen vergilerin durumu,
- Beyanname düzenlenmesi ve özellik taşıyan durumlar.
Yarından itibaren bir dizi halinde örnekleriyle açıklayacağız.