Baba neden sertleşti?
Cuma günü Çankaya Köşkü'nde "Trafik Haftası" nedeniyle bir tören vardı... Törenden sonra bir süre Köşk'te kaldık.
Cumhurbaşkanı ile konuştuk.
Konuşurken "birşeyi" öğrendik...
Geçen Pazar Meclis'te "yemin töreni" vardı.
Törende de "Merve Hanım krizi."
Baba, "krizden hemen sonra" TRT'de konuştu.
Sahi, Demirel'in "sıcağı, sıcağına" tepki vermesinin... Üstelik "çok sert bir üslup" sergilemesinin sebebi neydi?
Çankaya'da "bunu" öğrendik.
Ama "yazmamak kaydıyla."
Sadece şu kadarını söyleyebiliriz ki...
Bazı siyasetçilerin "kızmaları... Eleştirmeleri... Gagalamaları" Baba'nın umurunda bile değil.
Ama "bazı şeyler..."
Baba'nın "fazlasıyla" umurunda.
Örneğin...
"Askeri rahatsız edebilecek bir gelişme" varsa...
Bu "Baba'nın umurunda."
"Laik Cumhuriyet'i gagalama teşebbüsü" varsa...
Yine "Baba'nın umurunda."
Dinledikçe anlıyoruz ki...
Baba, Pazar gecesi "sertleşerek" bazı hassas çevrelerin ateşini düşürmüş...
"Onların tepki vermelerine" gerek kalmamış.
* * *
- Sayın Cumhurbaşkanım, asker siyasetin neresinde?
- Asker ne ister? Demokrasinin işlemesini ister. Bundan başka bir talebi, kaygısı yoktur.
- Siyaset?
- Asker tamamen siyasetin dışındadır. Görevinin başındadır. Görevini kahramanca yapmaktadır. Asker, Türkiye'nin insanını, toprağını, sınırını bekliyor. İçerde ve dışarda Türkiye'nin onurunu ve gururunu koruyor. Kosova'da insanlığa hizmet ediyor.
Demirel, seçimden sonra "iki ülkeye" gitti.
Önce Amerika'ya... Sonra Fransa'ya.
Baba'ya oralarda "pekçok soru" soruldu.
Demirel dedi ki "Ancak bir konuda kimse soru sormadı."
- Hangi konuda efendim?
- Kimse çıkıp da bana "Sizin rejim asker gölgesinde mi?" diye birşey sormadı... Soramadı... Soramazdı.
* * *
"Özetleyecek" olursak...
Baba "konuşan... Tartışan" Türkiye istiyor.
Ama konuşmak başka şey, Türkiye'yi karıştırmak başka şey.
Siyasetin dışındaki askeri "kaşımak", laik Cumhuriyet'i "tahribe yönelmek" başka şey.
* * *
- Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye, demokrasinin neresinde?
İşte Baba'nın yanıtı:
- Hür ve serbest seçim yapıldı... Yüzde 87 katılım oldu... Parlamento teşekkül etti... Hükümetin kurulması ile ilgili çalışmalar devam ediyor... Kurumlar işinin başında... Kanunlar işliyor... Yani Türkiye, demokrasinin istemediği bir yerde değil.
* * *
Konuyu değiştirmek istiyoruz.
Ama Baba "Sözüm bitmedi" diyor:
- Elbette beğenmediğiniz şeyler olabilir... Eleştireceğiniz şeyler de... Yazacaksınız, söyleyeceksiniz, eleştireceksiniz... Ama demokrasinin "olmazsa, olmaz" koşulları yerine getirilmiştir...
- Yani?
- Açıklık... Eşitlik... Seçim...
Ve Baba'nın bu konudaki son sözü:
- Türkiye "bu demokrasi değildir" denilecek bir konumda mıdır? Hayır.. Bin defa hayır...
* * *
- Efendim, hükümet...
- Sayın Ecevit çalışıyorlar... Seçim, tek parti çıkarmayabilir... Batı'da da çıkaramadığı oluyor... Koalisyon kurulur... Siyaset çok yıprandı... İşte size fırsat. Türkiye bu fırsatı iyi kullanmalı... Kullanılırsa, göreceksiniz, yıpranmışlık da tamir edilecektir.
* * *
Demirel'i "kalkınma projeleri üzerinde çalışıyor" gördük.
Ancak "sistemin yara almaması... Demokrasinin oturması... Hassasiyetlerin kaşınmaması" konusunda da...
"Çok duyarlı" gördük.