|
ALİ ŞEN(alisen@sabah.com.tr
)
|
CHP'ye kim başkan olmalı?
Sosyal demokrat çizgisinden hiç sapmayan, oylarını partisinin tam aksine hep çoğaltan, büyük düşünen, sevilen, sempatik, çok çalışkan, Kocaeli'nin Büyükşehir olmasını sağlayan Sefa Sirmen, düşündüğüm isimdir.
Meclis'te CHP'nin belki de en çok ihtiyaç duyulan dönemde olmaması CHP'li olmayanları da üzüyor.
Sosyal Demokratlar'ın temelinde hep sosyalizm olmuştur. Sosyalizm, toplumsal örgütlenmenin adalet ölçüsüne göre düzenlenmesi amaç olan ve iş bölümü temeline dayanan mal varlığının herkesin emeğine göre dağıtılmasıdır. Marks ve Engels'e göre iki tür sosyalizm vardır. Kendi teorileri olan "Bilimsel Sosyalizm" ve karşıt saydıkları Robert Owen ve yandaşlarının temsil ettikleri "Ütopik Sosyalizm"dir.
1889'da Marksçılık'tan esinlenen 2. Enternasyonal'ın Paris'te toplanması Bilimsel Sosyalizm'i yaygınlaştırmıştır. Yıllar sonra Avrupa'nın büyük sosyalist partilerinin çoğu Marksçılık'ı benimsemiştir. İngiltere'de Marksçılık kapitalizmi yıkmaktan çok, kitlelerin yaşam koşullarını iyileştirmek için var olmuştur. Bernard Shaw ve arkadaşlarının başlattıkları görüşlerden, 1906 yılında bugünkü İngiliz İşçi Partisi doğmuştur. En erken sanayileşmiş ülke olan İngiltere'de sosyalizm çok ılımlı bir şekilde gelişmiştir.
Almanya'da Eylül 1863'te, koyu ulusçuluğu ve devlet müdahalesini kabul eden ilk Sosyalist Parti kurulmuştur. Devlet baskısına karşı gelişen düşünceler neticesinde, Karl Kautsky 1890 yılında bugünkü Alman Sosyal Demokrat Partisi'ni kurmuştur. Köylü sınıfının ağır bastığı Rusya'da ise Plehanov tarafından savunulan Marksçılık, Rus popülizmi ile çatışmış ve 1917 yılında Lenin'in önderliğinde Bolşevikler iktidarı ele geçirmişlerdir. Bu ülkelerdeki hareketlerin başlangıcında, sosyalistlerin tüzük ve düşünceleri aynıydı. Halbuki tatbikattaki neticeleri çok farklı olmuştur. Değişen dünya şartları, insanların daha iyi yaşam için talepleri nedeniyle, yüz yıl önceki sosyalist siyasi ideologların fikirleri ile bugünkü yaşam tarzı pek uyuşmuyor. 70 yılık katı devletçilikten, serbest piyasaya dönen Ruslar da Marksizm'i alaya alıyorlar. "Moskova'da Marks ve Engels'in yerine ünlü İngiliz mağaza zinciri Marks and Spencer geldi" diyenler var.
Bizdeki sosyal demokratların temeli nasıl atıldı? Mustafa Kemal tarafından, 9 Eylül 1923 tarihinde kurulan, 10 Kasım 1924'te adı Cumhuriyet Halk Fırkası'na (CHP) çevrilen parti, Avrupa'daki gibi sosyal demokrat bir parti miydi? İlkelerinde Cumhuriyetçilik, Halkçılık ve Milliyetçilik varken, 3. Kurultay'da Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık eklendi. 1950 yılına kadar ülkeyi yöneten CHP, serbest demokratik seçimlerle tek başına hiç iktidar olamadı. 1972'de İnönü'nün yerine CHP'nin başına gelen Bülent Ecevit, 73 seçimlerinde ancak 155 milletvekili çıkarıp Erbakan'ın MSP'si ile koalisyon kurabildi. 77 seçimlerinde parlamentoda en büyük parti olmasına karşın, Ecevit'li CHP yine tek başına iktidar olamadı. 12 Eylül hareketi sonunda Ekim 1981'de diğer siyasi partiler ile birlikte kapatıldı. Haziran 92'de aynı isimle açılıp mal varlığına kavuşan CHP'de eski delegelerle yapılan kurultayda Genel Başkanlığa Deniz Baykal seçildi. 76 yıl sonra 18 Nisan tarihinde de halkın kararıyla sandıkta kalıverdi.
CHP 1. Lig'den amatör kümeye düştü. Tekrar 1. Lig'e dönmesi için yani parlamentoda temsil edilmesi için yeni bir lider ve kadroya ihtiyacı var. Avrupa'da 12 ülkede son dört yılda sosyal demokratlar iktidara geldi. Türkiye'de seçmenlerin yaşı ne kadar değişirse değişsin sosyal demokratların oyu hep yüzde 30 civarında oldu.
Sosyalistler eskiden "Onda var bende yok, onda da olmasın" derken, şimdi Amerikan usulü sosyalizmi ortaya koyuyorlar. "Onda var, çalışacağım bende de olacak" mantığı hakim olmaya başladı. Tony Blair, 18 yıl sonra İşçi Partisi'ni İngiltere'de iktidara taşırken, sermayenin karşısında olmadı. Tam tersine yatırımcı, iş sahası açan bir politika ile başbakan oldu. Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin Başkanı Lafontaine'nin devletçi ve sermaye karşıtı düşüncesi onu hem partinin genel başkanlığından hem de maliye bakanlığından etti.
CHP'nin başına abi ve amca arandığını gazeteler yazdı. Bu mantıkla gidilirse, yerel seçimlerde barajı geçen ancak parlamento seçimlerinde sandıkta kalan CHP'nin yerel seçimlerde elde ettiği başarı da sandıkta kalıverir. CHP, kendisini feshedip DSP ile birleşmeyeceğine göre tekrar ayağa kalkması için yeni lider ve kadrolara ihtiyacı vardır. Bu lideri sosyal demokratlar kendi içlerinden bulmalıdırlar. Parti yönetiminde bulunmamış, yıpranmamış bir kişi olmalıdır. Avrupa'daki sosyal demokratlar gibi iş dünyası ile kol kola girebilecek cesur bir sosyal demokrat, CHP'yi iktidara taşıyabilir. Böyle birini tanıyorum. Sosyal demokrat çizgisinden hiç sapmayan, oylarını partisinin tam aksine hep çoğaltan, büyük düşünen, sevilen, sempatik, çok çalışkan, Kocaeli'nin Büyükşehir olmasını sağlayan Sefa Sirmen, düşündüğüm isimdir.
İzmit'i, en fazla göç alan şehirlerin başına getiren dinamik, zeki ve kültürlü Sefa Sirmen varken, CHP'nin genel başkan aramasına gerek yoktur. Liderlik vasfı yok diyenler, onun İzmit'i ne kadar otoriter yönettiğini ve halkın büyük çoğunluğunun oylarını, nasıl almayı başardığına baksınlar.
Vanspor geri dönüyor
Doğu Anadolu'nun aslanlarının yaşadığı Van'ı ve Vanlılar'ı çok seviyorum. Uzun bir geçmişi bulunan Van, göle daha yakın olan Van Kalesi'nin yerindeydi. Urartular'ın başkenti Tuşpa bu düzlüklerde bulunmaktaydı. Nisan 1918 yılında, Ruslar çekilince Ermeniler'in yakıp yıktığı Van'ı Türk Birlikleri kurtardı. İşgal sırasında Anadolu'nun başka yerlerine giden ve sonra geri dönen Vanlılar, yıkıntı halinde eski Van'ı onarmaktansa, bugünkü yerinde yeni bir kent kurdular.
İşte bugün arkadaşlarımla, Vanspor'un tekrar 1. Lig'e çıkmasını sağlayabilecek Aydınspor maçına gidiyoruz. Van halkına ve Vanspor'a herhalde gelmiş, geçmiş valiler içinde en çok hizmet eden dost insan Abdülkadir Sarı'yı, Vanlılar'ı ve kalbimizdeki büyük sevgili Rıdvan'ı kucaklamak hoş olacaktır.
Ata, Türkiye'yi kime emanet etti?
ATATÜRK önderliğinde, Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmek amacıyla, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, ülkenin temelini değiştirecek Türk Devrimi tesis edildi. Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet'in ilanı, Hilafetin kaldırılması, Medeni Kanun'un kabulü, Ceza Kanunu'nun kabulü, Laikliğin kabulü, Tarikatların kaldırılması, Tekkelerin kapatılması, Kadın Haklarının tanınması, Şapka ve Kıyafet Devrimi, Takvim, Saat ve Ölçülerdeki değişiklik, Soyadı Yasası'nın kabulü, Harf Devrimi, Dil Devrimi.
Bütün bun inkılapların hep yürürlükte kalması için Atatürk, ülkeyi ve bu devrimleri gençliğe emanet etmişti. 5 Aralık 1934 yılında Anayasa'da yapılan bir değişiklik ile Türk Kadınına, milletvekili seçme ve seçilme hakları tanındı. Atatürk'ün verdiği bu hak ile Meclis'e gelen genç Türk kadını Merve, Nisan 1999'da Atatürk'ün kurduğu Meclis'te, Atatürk'ün emanetlerini unutuverdi. Hep genç lider istedik, yaşlı liderlerden bıkmıştık. Gençlerden Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, Atatürk'ün bu kutsal emanetlerini korurlar diye düşünürken bir baktık ki, Atatürk İlke ve Türk Devrimi'ni koruma görevi, 75 yaşındaki büyük devlet adamı Demirel ile 74 yaşındaki büyük Atatürkçü Bülent Ecevit'e kaldı. Türk Devrimi'nin emanetinin korunmasını Meclis'te bu genç liderler yapmazken, Ordumuz emanetin her zaman zaten bekçiliğini yaptı.
Ortanın sağındaki politikacılar oy kaybederiz diye diye bu emanetlere sahip çıkmazken, yokuş aşağı hızla gidiyorlar. Meclis'in dışında da Atatürk İnkılapçılığı ve Türk Devrimi'nin, oy korkusu olmayan büyük bir bekçisi var. Atatürk'ün Türk Devrimi'ni emanet ettiği gençliğin varolduğunu, iş başında olduğunu, oy kaygısını düşünmeden hareket eden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş var. İşte Atatürk'ün ülkeyi emanet ettiği gençliğin baş temsilcisi, büyük devrim bekçisi Vural Savaş. Hiç kuşku yoktur ki, bugün Türk halkının sevgilisi Vural Savaş'tır.
|
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|