kapat

09.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZEYNEP GÖĞÜŞ(zgogus@sabah.com.tr )


Anneanne

Annem bir gün bana "Bari seni erkek doğursaymışım" dedi.

Bunun bir "erkek fatma" suçlaması olmadığını bildiğimden mesele etmedim. Annem bunu söylerken kimseye muhtaç olmadan kendi ayaklarım üzerinde durabilmemi kastediyordu elbette... Fakat ben anneme muhtaçtım, hâlâ da öyleyim.

Kendi başına buyrukluğumun annem için endişe kaynağı olduğunun farkındaydım elbette. Annemin doğumu 1928. Onuncu Yıl kuşağı yani. Cumhuriyet'in ilerleme fikrinin en güçlü olduğu dönemin kadını... Yeni rejimin kadınlara sağladığı imkanların hepsinden sonuna dek yararlanmış annem.

Annemin kuşağı kentli kadınların kızları 50'lerde ve 60'larda doğdular. Bizler için en çok bağımsızlığımız önemliydi. Kendimize ait bir hayatın olması gibisi var mıydı? Kendi ayaklarının üzerinde durabilmek, en fazla değer atfedilen kavramdı.

Türk Modernleşme Sürecinde Anneler ve Kızları... Aksu Bora'nın bu başlığı taşıyan araştırması Pazartesi dergisinde gözüme çarptı. Burada da benzer tespitler yakaladım, anneminkine denk düşen birinci kuşak kadınlar devlet eliyle modernleşmeyi yaşamışlar. Bu kadınların kızları olabilecek yaştaki kadınlar ise piyasanın modernleştirici etkisi altında kalmışlar...

İlk kuşaktan kadınlar için bağımsızlık negatif içerimleri daha fazla olan bir kavram. İkinci kuşak için öne çıkan ise istediğini yapabilme, özetle kendi hayatını denetleyebilme.

Sevgi rüşvetlerine dönüştürülmüş tek günler... Tüketim toplumunun annelere armağanı bu mu?

Kaldı ki, anne sevgisine tartışmasız yüklenen kutsallıklar da tedirgin edici... Bir Arap atasözü diyor ki, "Tanrı her an her yerde olamayacağı için anneleri yaratmış"...

Kadınları bir kere annelik kimliğinin sınırlarına hapsettikten sonra, ben olsam korkarım o çok fedakar annelerden. Saçını süpürge edenler, gün gelip çocuğunu bununla yüzlediğinde kimse şaşırmasın.

Mutsuz anne-çocuk ilişkilerinin suçlusu neden hep ikinciler olsun hem sonra? Anneliğin en büyük ödül olduğunu söylüyor kitaplar, benim için öyle ama belki herkes için değildir. Sevgi herkesin uzanabileceği yerde, ama kim bilir hangi nedenlerle kolu yetişmeyen de çıkabilir. Hava buz gibi soğukken, her insanın kalbi sıcak kalamaz.

Anneme bu Anneler Günü verdiğim armağan ikimiz için de çok özeldi. Elimde olmayan sebeplerle bu kadar geciktiği için ondan özür diliyorum.

Annem Anneler Günü'nü bu yıl ilk kez anneanne olarak kutluyor.

Annem torununun erkek olacağını öğrendiğinde "Bari kız olsaydı" demedi.

Anne seni seviyorum.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır