Hızlanın...
Bülent Ecevit ile Devlet Bahçeli dün buluşarak kurulacak olan DSP-MHP-ANAP koalisyonunun temeline ilk harcı koydular.
Açıklamalar bunu gösteriyor.
İki lider, halkın iki partiyi ortak bir hükümette işbirliği yapmaya mecbur ettiğini ve bu görevin, hoşgörü kültürünü geliştirmek için iyi bir fırsat olduğunu biliyor.
ANAP'ın üçüncü ortak olması "çok başlılık" nedeniyle ek zorluklar yaratacaktır ama DSP ile MHP arasında "yumuşatıcı" rolü oynayacağı için koalisyonun ömrünü artıran bir etki de yapacaktır.
Etkili ve güçlü bir koalisyonu yaratan harç, güven duygusudur. DSP, MHP'nin geçmişinden gelen şüpheler nedeniyle tedirgin.
MHP'nin değişimden yana niyetleri ve eylemleri ortada ama Ecevit buna rağmen dün bu kaygıları ifade etmekten çekinmedi.
Devlet Bahçeli de uygulama içinde bu kaygıların giderileceğini söyledi.
Bu cevap, MHP'nin kendine güven duygusunu ifade ediyor ve işbirliği içinde sınanacak olan samimiyetinin DSP'ye de güven vereceğini vaat ediyor.
Türkiye'nin gündemi belli..
Apo yargılamasının hiç değilse ilk aşamasına DGM'lerin sivil yargıçlardan kurulmasını sağlayan değişikliğin ve dağdaki bölücü militanların teslim olmasını özendirecek pişmanlık yasasının yetişmesi gerekiyor.
DSP ve MHP'yi yolsuzluk ve yoksulluğa tepki büyüttü. Yoksulluk, üretimin yolunu açmakla, üretim de kaynak yaratıp onu adalet içinde dağıtmakla mümkün..
Bankalar Yasası, sosyal güvenlik reformu, KOBİ'leri desteklemek acil sorunlar..
Milletvekillerinin, bakan ve başbakanların dokunulmazlıklarının sınırlandırılması, çetelerle mücadele yasası hemen çıkmalı..
Başörtüsü istismarını önleyecek tedbirleri bulmak gerekiyor. Bir yandan rejimi korumak, öte yandan şeriatçıların halka yönelik kışkırtmalarını etkisiz bırakmak kolay değil.
Bu işi, kurulmaya çalışılan koalisyondan daha iyi başaracak bir hükümet bu meclisten çıkmaz.
Siyasi liderler hedefe hızlı yürümeli..
Tahran'a bak!
Türkiye, İslâm'ı insanların özgür vicdanlarında yaşayıp yaşattığı tek ülke.
Bu sayede toplumun siyasi özgürlükleri var ve bu yüzden demokrasi dünyasının tek Müslüman toplumu..
Ve yine bu yüzden din devleti kurmuş baskı rejimlerinin baş düşmanı olarak görülüyor.
Şeriatçı akımın simgesi olan türbanla yemin etmek isteyen Merve Kavakçı ve koruyucuları, istedikleri kadar yalan söylesinler, istedikleri kadar Cumhuriyet değerlerine sadakat yemini etsinler..
Onların hangi emellere hizmet ettiklerini dışardaki Türkiye düşmanları ele veriyor:
Dün Tahran'da kara çarşaflı kadınlar Merve Kavakçı'nın posteri ile gösteri yaptılar ve Türkiye'deki rejimi, İslâm devriminin yayılmasını önlemekle suçladılar. Filistin'de HAMAS yanlıları aynı şeyi yaptılar.
Olayın dini inançla ilgili masum bir istek olmadığını, Türkiye'nin milli varlığına ve ulusal bağımsızlığına yönelik bir saldırı olduğunu, öfkeli bir boş bulunma içinde itiraf ettiler.
Yargıtay Başsavcısı'nın iddianamesinden çok daha uyarıcı oldular!