kapat

09.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Tanıdık bir 'batak' öyküsü
Eylül kaybettiği mutluluğu uyuşturucuda aradı. Şimdi hapiste, hayat ise onu bekliyor

F. Dilek KANTOĞLU

Adı: Eylül, Soyadı: PadashHooshyar... Türk anne Seba ile İran uyruklu Muhammed PadashHooshyar'ın kızları. 1972 yılında, mutlu bir ailenin kızı olarak geldi dünyaya. Türkiye'nin en iyi okullarından Ankara TED Koleji'nde okudu. Aktif bir genç kızdı Eylül. Her genç gibi hayatı, eğlenceyi ve sporu seviyordu. Emlakbank Spor'da, 1993 yılına kadar 8 yıl lisanslı olarak voleybol oynamıştı.

Ayrılık felaket getirdi
Her şey yolundaydı Eylül için. Ta ki anne babası ayrılana kadar. Aile içindeki gerilimler ister istemez genç kızın iç dünyasına da yansıyordu. Bir gün baba Muhammed PadashHooshyar, bavulunu topladı ve Amerika'ya uçtu. Orada da evlendi. Bu olayın ardından Eylül'le aralarındaki tek ilişki, ona gönderdiği dolarlarla sınırlı kaldı. Anne Seba, kendini "sosyal yaşantıya" vermişti. Günlerinin çoğunu Almanya'da, arkadaşlarıyla geçiriyordu.

Aile dağılmıştı artık. Eylül de liseyi bitirir bitirmez, atlayıp İstanbul'a geldi. Çocukluğundan bu yana ideali olan şeyi yapacak, modacı olacaktı. Yetenekliydi, kime gösterdiyse "Çizgilerin çok güzel" diyorlardı.

Modacı olacaktı
Eylül, İstanbul'a gelir gelmez yeni arkadaşlar edindi. Arkadaşlar iyiydi de, bir süre sonra çoğunun uyuşturucu kullandığını fark etti Eylül. Zaten çalkantılı bir yaşantısı vardı. O da, kendi deyimiyle "Karanlığın içindeki mutluluk ışığını" extacy haplarında ve esrarda buldu. 2 yıl sürdü bağımlılığı. Kozyatağı'ndaki evinde 50 tane extacy hapıyla yakalandığında da son buldu.

Eylül, şimdi 26 yaşında ve Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde demir parmaklıkların ardından gözlüyor geleceği. Ve ağzından herkese ibret olacak sözler dökülüyor: "Güzel başlayan ama kötü biten bir çocukluk geçirdim. İstanbul'a geldim. Herkes uyuşturucu kullanıyordu. Benim de ağzıma bir parmak bal çaldılar. O bal, daha sonra acı bir tat bıraktı ağzımda. Ama silmek için geç kalmıştım. Artık kararlıyım. Kendi tedavi edip bu illetten kurtulacağım."


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır