Anahtar, "siyasi istikrar"
Özelleştirme sürecinin; toplumsal destek çerçevesinde kamuoyu vicdanında rahatsızlık yaratılmadan, siyasi kararlılık ve istikrar içinde sürdürülebileceğini belirten Bayar, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye, özelleştirmede çok geniş bir deneyime sahip. Özelleştirmenin, devletin ticaretten çekilmesi ve verimlilik adına taşıdığı önemin herkes farkında. Deneyimler bize, özelleştirmede hukuki altyapının, şeffaflığın ve güçlü hükümetlerin olmazsa olmaz koşullar olduğunu gösteriyor. Parlamento çoğunluğuna sahip, orta-uzun vadeli perspektifi olan bir hükümetin süratle kurularak özelleştirme projelerinin yeniden ele alınması hepimizin arzusu. Türkiye'nin finansal destek için nabız yokladığı uluslararası kuruluşların da beklentisi özelleştirmenin önündeki engellerin kaldırılması yönünde."

"Hazırda projeler var"
Bayar, hazırlıkları tamamlanmış kuruluşlar bulunduğuna dikkati çekti ve şöyle devam etti:

"Bir yandan hazırlıkları bitmiş, yeniden ihaleye çıkması mümkün olan kuruluşlar için ihale takvimi başlatılırken diğer yandan Özelleştirme Yasası'ndaki aksaklıklar da giderilebilir. Bazı iddialı özelleştirmeler için kesinlikle hukuki düzenleme gerekir. Örneğin, Telekom'da düşünülen hisse satışından önce, kurumu ticari şartlarda çalıştıracak kanunun çıkarılması, düzenleyici ve denetleyici kurul oluşturulması zorunlu."