|
 |
 |
 |
|
Hafta içi her akşam 21.30’da, geniş kitlelere seslenen seçkin filmlerin ilk gösterimleri küçük sürprizlerle yapılacak.
KAYNAK THE FOUNTAIN
Pi’nin yönetmeninin Bir Rüya İçin Ağıt’tan altı yıl sonra çektiği merakla beklenen bu ilk filmi, sevdiği kadını kurtarmak için bin yıl mücadele eden bir adamın efsanevi öyküsünü anlatıyor. Adamın yolculuğu, 16. yüzyılda İspanya’da başlar. Fetihçi Tomas Creo, sonsuz yaşam sağladığına inanılan Hayat Ağacı’nı bulmak için yollara düşer. Günümüzde, Tommy Creo, sevgili eşi Isabel’in içten içe yiyen kanseri durdurmak için çabalayan bir bilim adamıdır. 26. yüzyılda astronot Tom, bin yıldır zihnini kurcalayan hayatın sırrını çözmek üzeredir. Bu üç öykü, tek bir gerçekte birleşir, tüm dönemlerin Thomas’ı hayat, aşk, ölüm ve yeniden doğumla yüz yüze gelir.
YAZ YAĞMURU EL CAMINO DE LOS INGLESES
Ünlü oyuncu Antonio Banderas’ın yönetmenliğini yaptığı bu ikinci film, 1970’lerin sonlarında, yaz tatilindeki bir grup arkadaşın ilk aşklarını, cinsellikle tanışmalarını ve saplantılarını anlatan bir büyüme öyküsü. İspanya’daki Malaga şehrinde, on sekiz yaşındaki Miguelito hastaneden yeni çıkmıştır. Orada bir böbreğini bırakmıştır, ama bir başka hastanın hediye ettiği ve onu şair olmaya heveslendiren İlahi Komedya elindedir. Miguelito, Luli’yi ilham perisi olarak görür ve ona âşık olur. Yaz boyunca, Miguelito ve arkadaşları aşkı, cinselliği ve dostluğu keşfederek olgunlaşırlar. Ne var ki bu yol engellerle doludur ve her yazda yağmurlu bir gün olur.
GÖRÜŞME INTERVIEW
2007 Sundance Film Festivali’nde gösterilen ve fanatikler tarafından öldürülen Hollandalı yönetmen Theo van Gogh’un 2003 yapımı filminin yeniden çekimi olan Görüşme, aslında bir dizi ilginç, sürükleyici, şaşırtıcı ve akla gelmez diyalogdan ibaret. Bu diyaloglar, yıldızı sönmekte olan alkolik siyaset muhabiri Pierre ve yeteneğinden çok dış görünüşüyle tanınan televizyon ve korku filmi yıldızı Katya arasında geçiyor. Pierre, dergisinin zorlamasıyla Katya ile röportaj yapmaya zorlanır, fakat görüşme Pierre’in hakaretleriyle sonlanır. Yeni bir kedi-fare oyununda bir araya geldiklerinde ise bu kez sırları koparan Katya olur.
MARIE ANTOINETTE
Dünya tarihinin sıkça kötülenen, tutkuyla tartışılan ve en nihayetinde yanlış anlaşılan, en kötü şöhretli kadınlarından biri, bir 18. yüzyıl efsanesi Marie Antoinette, bu filmde ne tarihe mal olmuş bir kötü kişi ne de ilahi bir simge olarak canlandırılmış; aksine, felaketin eşiğindeki yoz bir dünyaya itiverilmiş, kafası karışık ve yalnızlık çeken bir yeniyetme olarak betimlenmiş. Bu taze ve renkli 21. yüzyıl yorumu, on beş yaşında 16. Louis ile evlenip on dokuz yaşında kraliçe olarak ülkeye hükmetmesine ve nihayet Versailles’ın düşüşüne kadar genç kraliçenin izini sürüyor. Filmde Marianne Faithfull da konuk oyuncu olarak İmparatoriçe Maria Teresa rolünde karşımıza çıkıyor.
HOLLYWOODLAND
Bir Hollywood yıldızının ölümü, gerçek olaylardan yola çıkan bu gösteri dünyası dramında bir skandalın belki de buzdağı gibi ancak görünen bölümüdür. The Sopranos ve Sex and the City dizilerinin yönetmeni Allen Coulter’ın bu ilk uzun metrajlı filmi, ün ve kimlik üzerine benzersiz bir araştırma, televizyon dizisi Süpermen’le tanınan ünlü oyuncu George Reeves’in peşinde bir yeni-kara film örneği. Reeves 1959’da vurulup öldüğünde, annesi bu “apaçık intihar” olayını soruşturması için detektif Louis Simo’yu tutar. Simo, Reeves’in aşk yaşamını kurcaladıkça ünlü oyuncunun aslında bir cinayete kurban gittiğinden kuşkulanmaya başlar.
YENİ DÜNYA NUOVO MONDO
İtalya’nın Oscar adayı olan, düşler ve buluşlar, umut ve acılarla ilgili bu masalsı yapıtta, Respiro / Nefes Alıyorum’un yönetmeni uzun bir yolculuğu, Sicilya’nın köylerinden bir ailenin 1913’te evlerini geride bırakıp Amerika’ya doğru yola çıkışının öyküsünü anlatıyor. New York’a vardıklarında aileyi birçok sorun beklemektedir; keza cennetin kapıları herkese açık değildir. Charlotte Gainsbourg’un başrolü oynadığı bu çağdaş masalda daha çok adı bilinmeyen İtalyan oyuncular yer almış ve konuşmalar çoğunlukla Sicilya ağzından kaydedilmiş.
KALDIRIM SERÇESİ LA MÔME
Ufak tefek ve narindi, ama özel hayatı olağanüstü trajedilerle örülüydü. Edith Piaf, “kaldırım serçesi”; sesi güçlü, canlı ve tutku doluydu. Edith Piaf’ın sürekli mücadelelerle geçen yaşamını anlatan bu filmde, sanatçının La vie en rose, Non, je ne regrette rien gibi otuz muhteşem şarkısı yer alıyor. Sokak şarkıcısı annesi tarafından terk edilmesi, bir randevuevinde büyümesi, dört yıl boyunca kör olması… ve sonunda bir gece kulübü sahibi tarafından keşfedilmesi. Tutkulu ilişkileri, ünlü dostları, trajik sonu… İlk kez 2007 Berlin Film Festivali’nde gösterilen bu film, zaman içinde müzik dolu bir yolculuk…
KÜÇÜK GÜNIŞIĞIM LITTLE MISS SUNSHINE
REM, Red Hot Chili Peppers ve Smashing Pumpkins gibi grupların müzik videolarının tanınmış yönetmenlerinin kalıpları yıkan bu ilk uzun metrajlı filmi, Amerikalı bir aileyi komedi-dram türünde ele alıyor. Filmde sinemanın son dönemlerdeki en dağılmış ailesiyle karşılaşıyoruz. Hoover’ların bir güzellik yarışmasına gitme çabaları zaman içinde sadece gülünç bir karmaşayı değil, aynı zamanda kazanma hırsına odaklanmış bir kültür içinde kaybetmenin ödülünü, ölümü ve dönüşümü beraberinde getiriyor.
LABİRENT PAN'S LABYRINTH
Guillermo del Toro’nun savaşın vahşetine değinen bir masal niteliğindeki fantastik korku filmi, 2007 Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ına aday gösterildi. 1944’te İspanya’nın kırsal kesiminde faşist rejim döneminde geçen Labirent’in odak noktasında, annesi ve üvey babasıyla birlikte, yalnızlık içinde ve hayal dünyasında yaşayan Ofelia var. Ofelia, kocaman bir labirent keşfeder ve labirentin bekçisi, yarı insan yarı keçi Pan ile tanışır. Pan ona yeraltı dünyasının prensesi olmasını teklif eder, ancak bunun için dolunaydan önce yapması gereken üç iş vardır. Acaba Pan’ın söyledikleri doğru mudur? Değilse, doğruyu söyleyen kimdir?
KARA KİTAP ZWARTBOEK
Bu destansı ve şaşırtıcı yapıt, içerdiği büyük cesaret ve şiddetli duygularla ne zamandır yokluğu hissedilen bir gerilim filmi; ayrıca Hollanda’nın 2007 Oscar aday adayı. Verhoeven’ın Hollanda’ya dönüş filmi olan Kara Kitap, Almanya’dan kaçıp Lahey’deki direniş hareketine katılan Yahudi Rachel Steinn’ın öyküsünü anlatıyor. Direnişçilerin önderinin oğlunu tehlikeden kurtarmak için Steinn’dan oradaki Alman kodamanını baştan çıkarması istenir. Çok geçmeden bir ikili oyun ve aldatmacalar burgacı başlayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
