kapat
17.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Yorgun ama etkileyici

Ecevit'in o küçük adımlarla Beyaz Saray'a gelişi ABD'li yetkilileri şok etti ama masaya oturunca hava değişti. Amerikalı bir yetkili "Başbakanınızın konulara hakimiyeti ve olağanüstü İngilizcesi bizi çok etkiledi" dedi
Başbakan Bülent Ecevit'in Beyaz Saray'a ilk gelişi Başkan Yardımcısı Dick Cheney'le yapılacak görüşme için oldu. Ecevit'in küçük küçük adımlarla, artık bizim kamuoyunun alıştığı yürüyüş şekli, Amerikalı yetkililer için tam bir şok etkisi yaratırken, görüşme başladıktan sonra Ecevit'in yüksek performansı havayı hızla değiştirdi.

Bu bilgiler bize geziyi "başarılı" göstermeye çalışan Türk diplomatlar tarafından değil, oldukça önemli bir ABD'li yetkili tarafından aktarıldı. Amerikalı yetkili Başbakan Ecevit'i "Yaşlı, yorgun, fakat etkileyici" olarak tarif ettikten sonra şöyle değerlendirdi:

"Doğrusu müzakerenin sağlığı açısından önce tereddüte düştük. Ancak Başbakanınız'ın konulara hakimiyeti, her türlü detay hakkındaki bilgisi ve çok az yabancı devlet adamında gördüğümüz olağanüstü etkili İngilizcesi bizi çok etkiledi."

Başkan Yardımcısı'yla yapılan bu görüşmede elde edilen bu olumlu izlenimin hemen Başkan Bush'a da aktarıldığını öğrendik.

Amerikalılar bu geziye oldukça önem veriyorlar. Çünkü ülke ekonomisinin büyüklüğüne oranla IMF tarihinin en büyük yardımı, toplam 30 milyar dolar verdikleri veya vermeyi taahhüt ettikleri ülkenin geleceğiyle fazlasıyla ilgilililer. Bu, Ecevit'in sağlığından tutun da, Derviş'le özdeşleşen ekonomik programın kesintisiz devamına kadar her türlü konuyu kapsayan büyük bir merak ve biraz da endişe...

Bize Amerikan tarafının pozisyonunu özetleyen yetkilinin şu sözleri oldukça ilginç:

"30 milyar doların 12 milyar doları Amerikan hazinesinin, yani bizim, yani ben de dahil olmak üzere Amerikan vatandaşlarının cebinden çıkıyor. Bu kadar büyük parayı doğru yere ve doğru zamanda aktardığımızı biliyoruz. Ancak doğru yere harcandığına da emin olmak istiyoruz. Bu nedenle Türk halkının şu sıralar biraz canı yansa da, bugünkü ekonomik programın devamı bizim için fevkalade önemli."

Amerikalılar, IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla Türkiye'ye aktarılacak olan 30 milyar doların üzerinde fazlaca duruyorlar. Fakat Washington'a göre; Ankara nedense bunun önemini bir kenara bırakarak veya öyle görünerek daha önemsiz, örneğin tekstil kotaları gibi yılda 200 milyon dolarlık bir ek imkân getirecek bir konunun üstünde daha önemle duruyor.

Amerikalılar, Başkan Yardımcısı Cheney'nin ağzından Ecevit'e aktarılan, "Bakü-Ceyhan Boru Hattı'nı hem ekonomik, hem de stratejik olarak destekliyoruz" sözünü son derece önemli buluyorlar ve Türkiye'nin 2005'te zaten tamamen kalkacak olan tekstil kotaları yerine bu projeye önem ve öncelik vermesinin Türkiye'nin daha çok çıkarına olduğuna inanıyorlar.

Yunanistan Başbakanı Simitis'le, Başkan Bush'un programındaki ani değişiklik nedeniyle Beyaz Saray'a gelmesi üzerine yüz yüze görüşemeyen (son terör olayları yüzünden Başkan ve Yardımcısı Beyaz Saray'da aynı anda bulunmuyorlar) ancak sadece telefonla görüşen Cheney'nin Ecevit'le yaptığı görüşmede gündeme gelen Türk müteahhitlerinin Afganistan'ın inşasında rol alması da Washington'da önemsenen bir konu. Ecevit tarafından gündeme getirilen bu konu hem Başkan Yardımcısı'nın, hem adamlarının son derece ilgisini çekmiş. Bu konunun üzerinde yapılacak yoğunlaşmanın sonuç doğuracağı izlenimini edindiğimizi aktarabilirim.

Yunan Başbakanı Simitis'ten söz açılmışken bir küçük ayrıntıyı da aktaralım. Beyaz Saray yetkilileri, Başkan Bush-Simitis görüşmesine önce yarım saat ayırmışlar, Ecevit'e ayrılan süre ise 45 dakika olmuş. Ancak her iki ülkeyi yakından bilen ve izleyen bir başka yetkilinin, "Aman böyle yapmayın, ya Ecevit'i yarım saate indirin ya da Simitis'i de 45 dakikaya çıkarın, yoksa Yunanistan bunu büyük problem yapar ve iç siyaset malzemesi olur" uyarısıyla Bush-Simitis görüşmesi de 45 dakikaya çıkartılmış.

11 EYLÜL SALDIRISI MI, ARJANTİN Mİ ETKİLEDİ?
Salih Memecan'la birlikte küçük ve oldukça sevimli bir İtalyan lokantasında yemek yediğimiz Amerikalı yetkiliye, Türkiye'ye 14 milyar doları bulan ve daha önce aktarılmayacağı açıklanmasına rağmen artan mali desteğin nedenini sorduk.

Türkiye, bu miktarı 11 Eylül saldırılarına mı, yoksa Arjantin'e mi borçluydu?

Cevap şöyle: "11 Eylül'ün etkisi Türk kamuoyunun tahmininden çok daha az. Eğer yüzdeye vurmak gerekirse (biraz da şakayla) 11 Eylül'ün bu ek ve önemli yardımdaki oranı yüzde 18'dir.

Asıl neden Türkiye'nin ekonomik programı büyük bir kararlılıkla uygulaması ve Meclis'in birbiri ardına önemli kanunlar çıkarmasıdır. Eğer biz, sıkıntıdaki bir ülkeye yardımı sürdürmezsek sıkıntıdaki başka ülkeleri de korkutmuş olacaktık. Şimdi biz, 'Bizi dinlemeyen Arjantin gibi, bizi dinleyen de Türkiye gibi olur' deme şansına sahibiz.

Bunu hiçbir zaman ortada açıkça söyleyemeyiz. Ama hem bizim, hem diğer muhataplarımızın böyle düşünmesi de ortadaki bir gerçektir. Bu nedenle sorunuzun cevabı, ekonomik programınız ve Arjantin, artan ilginin gerçek nedenidir."

İÇ SİYASET VE ABD'NİN KAMUOYU ARAŞTIRMASI
Bu arada Kemal Derviş adının sıkça bizim yemekte geçtiğini, Derviş'in özellikle Bahçeli'yle olan gerginliğinin en küçük detayına kadar buralarda merak ve endişeyle izlendiğini söyleyebilirim.

Ama merak edilen sadece Derviş-Bahçeli ilişkisi değil. Amerikalılar, hükümetin geleceğini, daha doğrusu sürmesini de önemsiyorlar.

Öğrendiğimize göre gerek Bush'a, gerek Cheney'e Ecevit görüşmesinden önce Türkiye için yaptırılmış bir kamuoyu araştırması sonuçlarının özeti verilmiş. Her ne kadar Amerikalılar bugüne kadar Türkiye için yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarından doğru sonucu hiç bilemeseler ve hep yanılsalar da sonuçlar çok çarpıcı görünüyor.

Mevcut iktidar partilerinin toplam oy oranı yüzde 11 olarak görünüyor Amerikalılar'ın araştırmasına göre.

Evet, yanlış okumadınız. DSP, MHP ve ANAP'ın toplam oy oranı bugün bir seçim olsa, ancak yüzde 11'i bulacak.

Kamuoyunun büyük bölümü ise kararsız.

Birinci parti konumunda ise Tayyip Erdoğan'ın AKP'si var. Erdoğan'ın oyunun yüzde 21 civarında olduğu yazılı, Amerikalı yetkililere verilen raporda.

İkinci sırada ise, yüzde 11'le Tansu Çiller'in DYP'si gözüküyor.

Kasım 2001 tarihli raporun ilginç bir iddiası da Deniz Baykal'ın CHP'si... Yüzde 1'lerde...

Amerikalılar, bu sonuçların gerçekleşmesi halinde ortada bir Erdoğan-Çiller koalisyonunu teorik olarak görüyorlar. Gerçi her ne kadar Çiller'in buralara kadar, "Bir daha onlarla asla koalisyon yapmam" mesajları gönderdiğini öğrendiysek de, Washington, Çiller'i pek inandırıcı bulmuyor. Daha önce de "Yapmam" demişti, ama yaptı, diye bakıyorlar.

Ancak buradaki etkili diplomatların ve siyasal analizcilerin ortak kanaati ekonomik programın kararlılıkla sürmesi halinde olumlu sonuçların alınacağı ve şimdi görülen kamuoyu tepkisinin azalacağı ve iktidar partilerinin durumlarının düzeleceği şeklinde.

ZAFER MUTLU



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
PARLAMENTO
DSP   130
MHP   127
ANAP   79
DYP   85
AKP   53
SP   48
BAĞIMSIZ   16
BOŞ   12
TOPLAM   550

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır