YAVUZ NUFEL
Bu akşam Rotterdam'ın en büyük salonunda Yılmaz Erdoğan'ın gösterisi var. Salonun önü hınca hınç insan dolu. Hepsi de bizim vatandaşlarımız. Yılmaz Erdoğan adını Vizontele ile tanıyan Avrupalı'nınf "Cebimdeki Kelimlerden" haberi yok.f Hoş, olsa da Yılmaz'ın esprilerinden anlamalari için Türkçe öğrenmeleri şart. Daha önce düzenlenen konserlerde, kültürel g ecelerde, gösterilerde olduğu gibi yine kendi kendimize güldük eğlendik..
17 yıldır Hollanda'da yaşayan bir kişi olarak mesleğim icabıf binbeşyüz'den fazla bu tür etkinlik takip ettim. Bu konuda Kulsan Sanat Vakfı oldukça başarılı.f Sezen Aksu, Zülfü Livaneli, Arif Sağ, konserleri başta olmak üzere Kulsan,f Hollandalıların yoğun ilgi gösterdikleri etkinlikleri düzenleyen tek kurum..
Kısaca hep kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. 2001 Rotterdam Avrupa'nın Kültürel Başkentif olmasına rağmen "Göznuru Festivali"nden başka kayda değer bir etkinliği göstermek malesef mümkün değil.f Türkiye'nin tanıtımı için kaçan balığın büyüklüğünü anlatmak için sayfalar dolusu yazmak gerekir. Oysa her ay, hafta, hatta hergünf Rotterdam, Amsterdamf sokaklarında bir popcumuza rastlamak olan hale geldi..
Öte yandan, Rotterdam İstanbul Thee Tuin'de Hollandalılara "Ongeloofelijk- İnanılmaz" dedirten müzik ziyafetif vardı. Türkiye'den dostlarını ziyaret için gelen çok iyi bir caz ustası olduğunu öğrendiğmizde bizleri kırmayarak sahnedeki yerini alan Zeki Ulusoy, sihirli parmakları ile keyboardun tuşlarına dokunması ile birlikte,f kalkmak üzere olan Hollandalılar hep birden müziğin geldiği yöne başlarını çevirdiklerine şahit oldum. Hesaplarını ödemiş ve paltolarını bile giymiş olmalarına rağmen, ricada bulunarak terk ettikleri masalarınaf tekrara oturdular. Hesaplarını istemiş diğer iki masadaki Hollandalılar da,"Pardon biraz daha kalmak istiyoruz" diye hesabı getiren görevliden nazikçe özür dilediler.
Kendine özgü yorumu ile "Burası Huş'dur, Ormancı, Çarşambayı sel aldı" adlı parçaları seslendirdi Zeki bey...
Daha sonra ingilizce olarak seslendirdiği eserleri can kulağı ile dinledikten sonra Hollandalıların "İnanılmaz, Kim bu?" şeklinde sorularına sadece "Bir Türk müzisyen" diyebildik...
Orada bulunanf ve müzikten anlayan bir ağabeyimizininf Zeki Ulusoy hakkında yorumu ise; "Yılllardır ülkemizde müzisyen geçinen bir çok kişiyi cebinden çıkarmak bir yana, nota diye yer, armoni diye s...r" şeklinde oldu. Gerek Holandalıların, gerekse müzikten anlayan kişilerin ortak düşüncesi kısaca; Zeki Ulusoy dünyanın her ülkesinde stadyum konserleri verebilecek bir duayendi..
Cem Karaca, Cahit Berkay vef 68 kuşağı olarak tabir edilen ve Türkiye'ye mal olmuş bir çok sanatçının yakından tanıdığı Zeki Ulusoy, küstürülmüş... Fakat Zeki Ulusoy tüm küskünlüğüne kırılmalarına rağmen müzikten kopmamış. Kıbrıs'da uzun yıllar çalıştığını öğrendik Ulusoy'un.
Bu müzik dehasını yıllarca önce dinleme şansını yakalamışlaraf bir tavsiyem var. Ne yapıp edin Zeki bey'i bulup bir kez daha dinleyin. Dünya'da bir eşi vef benzerinin olmadığını, DUAYEN kelimesini laf olsun diye kullanmadığımı anlayacaksınız.
Söylemek istediğim, AB'ye girmek için göbeğimiz çatlarken, beyin göçü durdurulamazken, küstürülüp kabuklarına çekilmiş insanları bulup ortaya çıkarmadıktan sonra ne yapılsa ne kadar taviz verilsef nafile...
Hiç bir Avrupalı Ferdi Tayfur'un çağrısına uyup Köyde fadimenin düğününde halay çekmeye gitmezler ama Zeki Ulusoy'u dinlemek için seve seve giderler adım gibi biliyorum.
Yazar, çizer, sanatçı, bankacı, ekonomist vsf adı altında şarlatanlarlardan kurulan bir Türkiye, çok daha çabuk, hatta üç gündef AB'ye girecektir.
İşte örneği, zar zor vize alan Zeki Ulusoy'un füç günde değil AB'ye girmek, Dünya vatandaşı olduğunu aldığı tekliflerden, gördüğü ilgiden anlamamak için kör ve sağır olmak lazım.Bu DUYAN'in küskünlüğüne kırgınlığına son vermesi halinde,f Dünyanın tanıdığı, hayran olduğuf bir caz ustamız olacak.f Ben inanıyorum. İnanmayan varsa İzmir-Dikili Salihleraltı'na gider ve Usta'yı dinler. İnanın pişman olmayacaklar. Tabiyatıyla müzikten anlamak ilk şart... Yanılıyor muyum Sayın Karaca, Sayınf Berkay? Zeki Ulusoy'un bunca yıldır sessiz kalmasına, kabuğuna çekilmesine neden müsade ettiniz? O zaman ilk görev sizin...
