kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ÖRCÜN TOYGUN İŞCAN*

Peki, nerede bizim Spitz'lerimiz, Phelps'lerimiz?

Altı altın madalya alan 23 yaşındaki genç yıldız Michael Phelps ve tam yedi madalya ile 1972'nin dünya rekorunu elinde tutan Mark Spitz gibi rekortmenlerin, artık ülkemizde de yetişmesi gerek..
Mark, 'The Shark' Spitz'in 'kırılamaz' denilen rekorunu havuza gömmek için yarışan Michael Phelps, sekiz altın madalya parolasıyla gitti Pekin'e. Şimdiye kadar da hedefinden hiç şaşmadı. Altı yarışta altı altın madalyayı, altı dünya rekoru kırarak kazandı. Olimpiyat tarihinin en büyük atleti olmaya aday bu genç adam, daha 23 yaşında. 1.93 boyunda ve 88 kilo. Mark Spitz'in rekorunu kıramasa bile, şu anda 12 altın madalya ile olimpiyat tarihinin en çok altın madalya alan sporcusu. Ancak o, Spitz'in yedi madalyalık rekorunun peşinde. 1972'de Münih'de yapılan oyunlarda 22 yaşında olan Spitz, yedinci yarışını yüzmeden önce bir haberciye şu itirafı yapmıştı; 'Bilirsin ki her yarıştan önce yüzmek istemem ama bu sefer gerçekten istemiyorum. Eğer bu yarışı da kazanırsam yedide yedi olacak ve kahraman olacağım. Ama kazanamazsam beni kaybeden ilan edecekler.' Bu cümlesinden dakikalar sonra Spitz, dünyanın en büyük yüzücüsü unvanını 100 metre serbest yüzerek 51.22'lik dünya rekoru derecesiyle kazandı. Dünyada bütün sporcular elbette rekortmen olamaz. En iyi çalışma ortamının, teknolojik bütün imkânların yanlarında olması gerekir. Ancak tüm bunların yanında hırs ve başarıya ulaşma azmi de gerekir. Olimpiyatta yüzen bütün sporcularımız ya Amerika'da eğitimlerini sürdürüyor ya da oradan mezunlar. Yani ortalama dört yıl kadar Amerikalı yüzücüler ile antrenman yapma fırsatı yakaladılar. Ülkemizdeki teknik ve taktik şartların yeterli olmadığını varsayarsak dört yıl boyunca Türkiye'de sağlanamayan imkânlara Amerika'da sahipler. 'Türk gibi güçlü' sözünden yola çıkarak fiziksel eksikliğimizin de olduğunu düşünmüyorum! Michael Phelps dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yüzücüsü olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, Japonların, Çinlilerin, Güney Afrikalıların hatta Zimbabve'nin olimpiyatlarda başarıdan başarıya koşuşunu bir Türk olarak biraz buruk biçimde alkışlıyorum. Olimpiyatlarda final yüzme yarışı için büyük paralara getirilen ve Türk vatandaşı yapılan ancak sadece kafile kalabalığı için götürüldüğünü düşündüğüm yabancı yüzücülerin de bize bir katkısı olmadığını canlı yayında büyük bir üzüntüyle seyretmiş olduk. Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli yüzücümüz Derya Büyükuncu'nun artık bilgi ve birikimini yeni nesile aktarması gerektiğini düşünüyorum. (23 yaşındaki Phelps'i düşünürsek) En basit örnek olarak 32 yaşında bir sporcudan olimpiyatlarda başarı bekleyen zihniyetin de Türk sporuna bir katkısı olacağını sanmıyorum. Sadece sınırlarımız içinde, kendi küçük dünyamızda birbirimize büyüklük taslamanın, kısır tartışmaların sporumuza ve sporcularımıza bir faydası olmadığını, Michael Phelps gibi atletlerin yanında yer alamadığımızı olimpiyat meşalesinin ışığı bir kez daha göstermiş oldu. 2012, 2016, 2020... Sizce ne zaman bizim bayrağımız havuzdaki o seremonide dalgalanır? Eski bir yüzücü olarak cevabım çok basit: Elemelerde 44. olmuş bir sporcu "Türkiye rekorunu kırdığım için çok mutluyum," demediği zaman... Devlet, olimpiyatlarda altın madalya alan sporcumuza 2000 Cumhuriyet altını karşılığı YTL ödül veriyor. Michael Phelps de kırdığı her dünya rekoru için sponsorlarından 500 bin dolar alıyor. Anlayacağınız maddi ödül neredeyse aynı. Sadece sporcu farklı. Artık Spitzlerin, Phelpslerin ülkemizde yetişmesi dileğiyle... * Eski milli yüzücü ve yüzme antrenörü.