kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Ağustos 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Çapkın değil, flörtözüm

29.06.2008
- Yeni bir aşk var mı, ya da olabilir mi yakın zamanda? Çok güzel ve sempatik bir kadınsınız, hayranlarınız çok mu, teklifler alıyor musunuz?
- Şimdi, malım var malım var diye bağırmak yakışık alır mı yahu. Elimiz yüzümüz düzgün. Fena sayılmayız. Vardır bir kısmetlerimiz elbet. Ama şu anda gerçekten arkadaşlarımla, ailemle ve yapacağım yeni işlerle çok mutluyum. Olursa sürpriz olur, olmazsa hayatım zaten çok güzel maşallah.

- Çapkın bir kadın mısınız? Hiç birini aldattınız mı?
- Çapkın değilim. Ama flörtöz bir kadınım. Yani kadın-erkek herkesle tatlı tatlı konuşmayı, gönül çalmayı çok severim. Hiç sevgilimi aldatmadım. Aldatmanın sevginin parçası olabileceğine inanmadım.

- Şu an yaşadığınız, bundan beş yıl önce hayal ettiğiniz bir hayat mı?
- Hayır değil. Ben beş yıl önce okulu bitirmiş ve kafayı yönetmen olup belgesel çekmeye takmış genç bir kızdım. Fakat hayat öyle sürprizlerle dolu ki... Bakın başıma neler geldi. Yaşadığım zorluklara rağmen güzel bir hayatım olduğunu düşünüyorum. Hayat çok sürprizli. Bakalım devamında beni ne bekliyor. Az sonra...

- Babanızla ilişkiniz ne âlemde? Bu yaşta abla oluyorsunuz, nasıl bir duygu? Görüşecek misiniz onlarla?
- Biz aile olarak zorlu bir dönem geçirdik, evet. Fakat bu aile, bu dönemi atlattı. Ablam da ben de olgun insanlarız. Ve tek dileğimiz babamızın ve annemizin mutlu olduğunu görebilmek. Kardeş meselesine gelince, şok geçirmedim dersem yalan olur. Ama ondan uzak dururum, kabul etmem dersem de yanlış olur. Öyle ya da böyle o da benim kardeşim olacak. Tabii Zeynep'imin yerini bu dünyada kimse alamaz. Açıkçası kendimi abla gibi hissedeceğimi zannetmiyorum. 28 yaşımdayım, olsa benim çocuğum olurdu. Napalım babamın kendi tercihi, özel hayatı. Ben onu mutlu göreyim, gerisini idare ederim.

- Anneniz de Posta gazetesinde köşe yazmaya başladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?
- Bir sabah uyandım, bir baktım ki annem kırık kalplerin Oya Ablası olmuş. Zaten olacağı da buydu. Benim bütün kız arkadaşlarım annemin evinden çıkmazlar. Anneme bayılırlar, akıl danışırlar. Telefonlar, mesajlar... Ben de sinirimden ortadan ikiye çatlarım. 'Benim arkadaşım mısınız annemin mi?' diye. Şimdi de Rıfat Ababay annemin bu yeteneğini görmüş ve köşe vermiş. Her sabah ilk iş annemi okuyorum. Oya Abla'ya ben de danışıyorum. Verdiği fikirleri çok doğru buluyorum. Aferin anne, kim tutar seni.

- Bir gazeteci olarak kendinizi benim yerime koyun. Kendinize ne sorardınız?
- Hep dışarıya mutlu gözüküyorsun, güler yüzlü, çok eğlenceli bir hayatı olan, popüler erkeklerle çıkan, gezen, tozan, köşe yazan bir kız olarak gözüküyorsun. Hayatla dalga geçiyorsun. Sen hiç üzülmez misin? Gerçekten mutlu musun, acı çekiyor musun? (Kendine cevabı ise birkaç damla göz yaşı oldu...)