kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

ODTÜ'nün silinemeyen sembolü: Devrim

1968 yılıydı. ODTÜ öğrencisi dört kişi, Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan ve Mustafa Yalçıner, o heyecanı ODTÜ stadyumunda yazıya döktüler. Gece yarısından sabaha dek uğraşarak kocaman harflerle DEVRİM yazdılar stadyumun oturulacak kesimine. 12 Mart düşlerin üzerine serilen bir sis bulutu oldu. Yazı yeniden yazıldı, bu defa talaş ve zift karışımı yazının üzerine dökülüyor ve bu karışım yakılıyordu. Daha canlı, daha kalıcı oldu yazılımı. Örgütlendiler. Başkaları da fark etmişti ateşi, 1974 yılının kasım ayında saldırdılar üniversiteye. 1973'te okuldan çıkarılan jandarma tekrar okula yerleşecekti. 1975'te ÖTK'nın kazanıldığı altı aylık boykot vardı, 1977'de Milliyetçi Cephe tarafından atanan rektörü Hasan Tan'a karşı yapılan dokuz aylık boykot. İkinci boykot çok ağır olmuştu. Hasan Tan komandolarını işçi kılığında üniversiteye doldurdu ve komandolar ODTÜ'lülere saldırmaya başladı. Öğretim üyelerinin evlerine bomba konuluyor, kampus içinde terör havası estiriyorlardı. Saldırının gerekçeleri arasında sayılmıyordu belki ama yazının orada olması birilerini kızdırıyordu. Ama başaramadılar, yazı yine yakıldı, boykotların kararlılığını simgeliyordu yakılışı. Sonunda kazanan, direnen ODTÜ'lüler olmuştu. 1978-80 yılları arasında ülkede saldırılar, katliamlar sürdürülürken, ODTÜ'lüler bir yandan yaşadıkları boykotun yaralarını sarmaya çalışıyor, diğer yandan bir ay süren uluslararası şenlikler düzenliyorlardı. Şenlikler sırasında yazılı olmayan şenlik programındaydı devrim yazısının yakılışı. 1980'e gelindiğinde stattaki yazı o kadar çok yakıldı ki, sonunda betona işlemişti devrim harfleri. O dönemlerde yazıyı yok etmek adına güvenlik güçlerince üzeri boyanıyordu. Kışın yağmur yağdığında üzerindeki boya çıkıyor, yazın güneş sonradan üzerine sürülen boyayı solduruyordu. Bir daha yakılması için 10 yıl geçmesi gerekiyordu. 1990 yılında bir kez daha yakıldı, 22 yıl sonra ateş yazının üzerinde yeniden göklere yükseliyordu. Bu son yakılış üniversite yönetimini telaşlandırmıştı, değişik kurullarda o yazının tümüyle oradan kaldırılmasının tartışıldığı duyuluyordu. Yapılan tartışmalar sonunda, yazının bu haliyle ODTÜ'nün bir simgesi olduğu ve yok edilmesinin bir anlamı olmayacağı kabul ediliyordu. Yazı orada bırakıldı, ama bir daha yakılmadı da. 1993 yılıydı. Mayıs ayı içinde ODTÜ şenlikleri yapılıyordu. Şenlikler kapsamında Cem Karaca konseri vardı stadyumda. O gün çok daha öncesinden hazırlıklar yapılıyordu, binlerce mum alınmıştı ve konsere bir saat kadar kala bu kez stadyumun içinde mumlarla yazılmıştı devrim yazısı. 1968'den bu yana stadyumun içinde yazının tekrarlanması, stadı da efsanevi hale getirmişti. Devrim stadı olarak anılıyordu artık, hatta bazen stat sözcüğü kullanmaya bile gerek duyulmuyordu. Yurtta kalanlar, akşamları ellerinde 'köpek öldüren' şarap şişeleri ile 'devrim'e gidiyorlardı. Ve 2004 yılında yine stadyumun içinde vardı yazı. Bu kez yüzlerce öğrenci el ele tutuşarak yazıyorlardı devrimi.