kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Temmuz 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Derde "Derman" olur mu?

KANAL D'nin yeni dizisi Derman, "yüksek perdeden" bir giriş yaptı. Dizinin senaristi Gani Müjde'nin bu ülkedeki en iyi siyasi/sosyal hiciv kalemşorlarından biri olduğuna inanırımı. Zaten bugüne kadar yazdıklarıyla elde ettiği başarı da bunun bir göstergesi. Ama ilk bölüm bana fazla "keskin, sert ve abartılı" geldi. Amerika'dan dönen kadın doktor Derman, Türkiye'ye değil, cehenneme kesin dönüş yapmış gibidir. Acil servis doktorları, sedye üzerinde can çekişen hastalara "öğle tatili" diye, bakmamaktadır. Başhekim, rakip gördüğü en başarılı doktorunu sürgüne göndermektedir. Derman'ın aile fotoğraflarını çektirmek için ricada bulunduğu genç, Taksim'in orta yerinde makineyi alıp, kaçmaktadır. Hastabakıcı ekstra yastığı 500 YTL'ye getirmekte, gözleri görmeyen bir başka hastanın cüzdanından 5 YTL yerine 50 YTL almaktadır. Bindiği taksinin şoförü, "yolda kaza varmış" bahanesiyle, yolu uzatmakta, taksimetreyi kabartmaktadır. Boşandığı eşi, durduk yerde çocuklarına yurtdışına çıkış yasağı kararı çıkartmakta, memleketin avukatı da bu vicdansızlığa aracılık etmektedir. Yani... Yani Derman'a göre doktorundan avukatına, hastabakıcısından taksi şoförüne kadar memlekette ilaç için bir tane iyi adam kalmamıştır. Bunu birinin düzetmesi lâzımdır ve o kişi de kendisidir!.. Tamam, gazetelerin üçüncü sayfaları, ana haber bültenleri benzer haberlerle dolu. Ama bu kadar karamsar bir memleket manzarası çizmenin kime ne yararı var? Bu işleri çözmek için Der-man değil, Super-man olmak gerek. Bakalım Gani Müjde hikayeyi nasıl bağlayacak, doğrusu çok merak ediyorum. Bu arada "şehir ozanı" Feridun Düzağaç'ı bir dizide rol keserken izlemek bende çelişkili duygular yarattı. O rafine müziğini ve derin anlama sahip felsefi şarkı sözlerini daha geniş kitlelere duyurabilmek adına kendisine yeni bir yol bulduğu için sevindim. Ama televizyon ormanının reyting bulamaçlı toz dumanında "üstü kirlenecek" diye de ürktüm. Ne demişti şehir ozanı şarkısında? "Gel tanışalım önce. Ben kısaca F.D. Ama sen bana uzun uzun seni seviyorum de..." Televizyon denilen dipsiz kuyuda bu tevazuun yankı bulması zaman almaz mı sizce de?