kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
TELEVİZYONUM YOK, GÜNLÜK GAZETE OKUMAM!.... "75 yaşındayım. Dünyayı dolaştım, 10 sene içinde pek çok İslam ülkesine gittim ve durmadan kitap okuyorum. Günlük gazete almam, evimde televizyonum yoktur, kitap okurum. Öyle modern, uyduruk kitaplar da okumam, klasik kitaplar okurum. Kendi kendimi yetiştirdim; bir İslami birikim, kültür hâkim oldu ama kesinlikle din bilgini değilim, uzman değilim."

Dinsiz de azabilir Hıristiyan da Yahudi de...

ŞİRİN SEVER
04.05.2008
İslami kesimin ılımlı aydını Mehmet Şevki Eygi; 78 yaşındaki Vakit yazarı Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki bir kıza tacizinden sonra oluşan havayı yorumladı: "Müslüman melek değildir, günahtan korunmuş insan da değildir. Büyük insanların bile ayakları kayabiliyor. Bu olaydan yola çıkarak 'Müslümanlar azgındır' demek insafa sığar mı?"..
Bugün pazar röportajının konuğu Mehmet Şevki Eygi. Ona 'Beyaz Müslüman' diyorlar. Niye mi? Çayın nasıl içilmesi gerektiğinden giyimin önemine, dekorasyon ve mimari zevkin ne kadar önemli olduğundan konuşma adabına kadar pek çok konuda 'şehirli Müslümanlar' yaratmak için uğraşıyor çünkü... Haytalığa, cahilliğe, radikallere, estetik kaygısı olmayanlara tahammül edemiyor. Yani aristokrat yanı biraz ağır basıyor. Yeni hortlamaya başlayan 'zengin Müslümanlar'ın görgüsüzlüklerini de hiç çekinmeden suratlarına vuruyor; çok sıkı eleştirilerde bulunuyor. Bu eleştirilerini de 15 yılı aşkın zamandır Milli Gazete'de sıralıyor bir bir... Biz de, son günlerde İslami çevrelerde arka arkaya yaşanan olayları yorumlamasını istedik; "Bu kesimde bir yozlaşma ve dejenerasyon var mı?" sorusuna onun vasıtasıyla cevap aradık. Türkiye Müslümanları gerçekten değişti mi? Müslümanlar modernizmle İslamiyet arasında kaldığı için mi lastik patlıyor? 'Zamane Müslümanları' mı hortluyor? Cevaplar bu röportajda; keyifli okumalar...

- Müslümanlık, din, iman, Kuran nutukları atan bir adam neden azgınlaşır Hocam?
- Azgınlık Müslümanlara mahsus bir şey değil ki! Dinsiz de azabilir, Hıristiyan da azabilir, Yahudi de azabilir, bazen istisnai olarak Müslüman da azabilir. Bir Müslüman azınca da, 'Aaa Müslümanlar azgındır' demek insafa, adalete sığar mı?

- 'Müslümanlar niye azıyor?' demiyorum; soru şu: Bile bile niye günaha giriyorlar?
- Efendim Müslümanların da vasıfları vardır. Vasıflı Müslümanlar bilgi, kültür, ahlak, erdem bir de sanat ve estetik bakımından çok üstün, çok kaliteli insanlardır, bunlarda azgınlık fazla görülmez. Bunun dışında bir orta halli Müslümanlar, bir de çok kaliteli olmayan Müslümanlar vardır. Yani her kesimde olduğu gibi... Müslüman melek değildir, Müslüman günahtan korunmuş bir insan da değildir. Bazen çok büyük insanların bile ayakları kayabiliyor...

- Azabiliyor yani?
- Azabiliyor tabii. Bu gibi hadiseleri tartışırken çok insaflı, çok adaletli olmaya çalışmamız lazım. Benim prensiplerimden biri şudur; düşene vurmak istemem! Onun başına gelen şu trajedi ona yeter zaten. Bir tekme de ben vursam, o tekme bana şeref kazandırmaz.

- Anladım da, 78 yaşında bir adam 14 yaşındaki kızı tacizle suçlanıyor. Üstelik bu adam sözüm ona dinibütün geçiniyor, İslami kurallara göre yaşıyor. Normal mi bu?
- Bu, istisnai ve marjinal bir hadisedir. Müslümanların içinde de hata yapanlar, günah işleyenler olabilir. Tek bir hata yüzünden bütün bir kesimi, bütün camiayı suçlamak adalete de, insafa da sığmaz. Hiçbir zaman yargısız infaz yapmak istemem.

- Olay ortada, bunun neresi yargısız insaf Hocam?
- Vicdan ve insaf sahibi bir vatandaş olarak ben; "Komplo var, bana iftira ediliyor," diyen birinin mahkemesi başlamamışken hüküm verip, onu manen idam edemem.

- Söz konusu kişinin karısıyla arasında da 50 yaş var! Bu da mı normal?
- Ortada istisnai bir hadise var...

- Ama bunu haklı çıkarmak adına, "Peygamber Efendimiz de 9 yaşındaki Ayşe Anamızla evlendi," diyenler çıkıyor!
- Birincisi, hiçbir Müslüman kendisini peygamberle kıyaslayamaz. İkincisi, bu tarihi bir hadisedir. Bunun bu kadar küçük yaşta olmadığına, daha yaşı ilerlemiş iken evlendiğine dair de rivayetler vardır. Bu hadiseyi değerlendirirken Miladi 600'lü yıllarda Arabistan'daki sosyal kültürel kontekste değerlendirmek lazım. Bugünün şartları içinde buna kanunlar da müsait değil, sosyal yapı da... Ama bu yüzden peygamberi kötülemek kabul edilemez. Bu benim inançlarıma ters düşer.

- Ama kimse de o koşullar içerisinde yapılan bir evliliği örnek alarak hereket etmemeli değil mi?
- Elbette etmemeli...

- 14 yaşında bir kıza cinsel tacizde bulunulması toplumda infial yarattı. Bu sapıklık gibi geliyor mu size de?
- Hayır efendim, o infiali basın körükledi. Konuşmanın başından beri bana bazı şeyleri söyletmek istiyorsunuz...

- İnfial yaratan bir durum yok mu ortada?
- Bakın, basın yangına körükle gidiyor, ateşin üzerine benzin döküyor. Öyle yaparsanız siz de onun içine girersiniz. Şimdi ortada gerçekten üzücü, gerçekten ayıp bir hadise var ama olgun, bilge, vicdanlı, insaflı insanlar olarak abartmamalıyız.

- Gizlenmesini mi isterdiniz bu haberin?
- Yazılacağı kadar yazılmıştır. Niçin bunun üzerinde daha fazla durayım, ne faydası var?

- Bu, üzerinde durulmayacak olay mı?
- Türkiye'de durum şudur: Bir sağcı suç işledi mi solcular yerin dibine batırır, bir solcu işledi mi sağcılar paramparça eder, bir dindar kabahat yapınca dinsizler bağırır, bir dinsiz suç işleyince de dindarlar! Söylediğim şey şu; bunu abartmak adalete aykırıdır. Sosyeteden biri, yahut medyanın tanıdığı isimlerden biri azgınca davranışlar sergileyince basın bunları diline dolamıyor ama...

- Nasıl dolamıyor? Hatta 'azgın teke' denilip teşhir ediliyor.
- Diyelim ki yaşlı bir mason azgınlık yaptı... Teşhir etseniz bile bunu masonluğa yüklemiyorsunuz. Bir Müslüman yapınca "İslam'da bu var mı, Müslümanlığa bu yakışır mı?" demeye başlıyorsunuz.

- Ne güzel söylediniz; Müslümana yakışır mı Hocam bunlar?
- Yakışmaz ama bu şekilde medya hükümleri verirken adil hareket etmek lazım.

- Müslüman için günah ve sakıncalı bir olaydan söz ediyoruz, işin doğası gereği normal değil mi büyütülmesi yani?
- Ama 'Müslüman günah işlemez' diye bir şey yok ki! Bir kere bunu kabul edeceksiniz...