kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Pazar SABAH 
KAZIM KANAT

Neco 61 yaşında baba olacak

Beni duygulandıran bir sahne vardır. O da şehitlerin cenaze törenlerinde, çocuklarına sarılan o genç kadınlar... O çocukların babalarını son kez selamlamaları... Sonrası hep trajedilerle dolu bir yaşamın başlangıcıdır. Babasız sünnet olmak, babasız okula başlamak, babanın olmadığı bir törende havaya kep atmak, babanın olmadığı bir düğünde evlenmek... Aslında yalnız olan sadece o çocuklar değildir. Gerçekten yalnız olan biri varsa hep kadınlardır. Hani hem ana hem de baba olan o dul kadınlar! Ama o kadınlar da biliyor ki asla yalnız değillerdir. Babalarının bıraktığı bir hatıra vardır. İşte o hatıralar, o kadınları hayata bağlayan tek ve en büyük güçtür. Nereden kapıldım bu duygulara? Bodrum'da tekne komşum Neco'yu dinlerken... Tekrar döndüğü yat kulübün sahnesinde ve Önder Bali Orkestrası'nın o müthiş atmosferinde harika sesiyle şakıyordu. Gidip şu adama bir sarılayım dedim. Öyle de yaptım. Gittim arkadan sarıldım ve öptüm, "Yine harikasın usta,' dedim. Baktım tanımadığım bir adam, "Pardon," dedim.. Tanımadığım adam "Olsun, böyle tanışmak daha güzel," dedi. Öyle çok güldük ki... Neco'yu buldum, "Sana benziyor diye tanımadığım bir adamı öptüm," dedim. Gülerken, pat diye sordum, "Baba olacakmışsın!" İtiraf edeyim, bu soruyu biraz da kıskançlık içinde sordum. Bir itiraf daha; ben çok genç yaşta baba olduğum için oğlum Mesut'la birlikte büyüdüm. Ne ben babalığımı ne de o çocukluğunu anladı. Niye mi? Ben ona, o bana hep "Baba!" dedi. İşte biz böyle büyüdük. Elbette mutlu bir babayım. Oğlum Mesut'un sünnetini gördüm. Mezuniyet töreninde sessizce gözyaşı döktüm. Onu askere yollarken ve torunumu severken ne hissederim inanın bilmiyorum. Herhalde dede olmanın o duygusallığıyla bir şeyler yaparım işte. Peki dede olacak yaşta baba olmak nasıl bir duygu? Sevgili dostum Neco'ya "Baba olacakmışsın..." derken, aslında şunu sormak istiyordum. İki kız babası olarak, yeniden baba olmak duygusu çok güzel de... Yeniden bu sorumluluğa hazır mı? Hadi hayatın o acı gerçeği içinde kaç yıl mutlu beraberlik yaşanabilir? Benim korkarak sorduğum soruya Neco öyle bir cevap verdi ki bana hayatın bir başka yüzünü gösterdi. "Dinle Kazım," dedi, "61 yaşımdayım. Bu benim tercihim değil. Bu karım İdil'in isteği. Bu benden ona bir armağan, bir hatıra!" "Anladım," dedim, "Bunun adı gerçek aşk." Teknem Meleğim'e döndüm, kafam karmakarışık... Neco'ya söyleyemediğim gerçekler benim kafamı kemiriyor... Ben Neco'nun yerinde olsam ne olurdu? Hadi uzun yıllar yaşadım, hatta kendi kendimle alay ederek; huysuz bir ihtiyar oldum diyorum. Kendi çocuğumla dede-torun gibi olmak nasıl bir duygu? Kocaman çocuklarımla bu çocuğumun abla ya da ağabey-kardeş ilişkileri nasıl olacak, diyorum. Böyle durumlardaki çocuğun statüsü için halkın deyimi şudur; tekne kazıntısı. Asıl sorun da bu. Tekne kazıntısı olan çocuk, babasız ne yapar? Hadi diyelim ki anasız da ne yapar? Benim gibi bir yaşlı adam, o çocuğu hayata nasıl hazırlar? Hani diyorum, arkadaş gibi birlikte büyümek, yani baba-oğul gibi yaşamak yerine dede-torun gibi büyümek nasıl bir duygu? Sahi, hangisi o çocuğu daha çok mutlu eder? Karım Sevinç'e anlattım. Beni rahatsız eden bütün sorular bir anda uçtu gitti. Dedi ki, "Siz erkekler hep kendinizi düşünürsünüz. O genç kadın ne zaman anne olacak? O zaten hayatını Neco'ya adamış. Elbette en güzel yılında anne olup yuvasına mutluluk katacak." "Pardon!" dedim, ama Sevinç'in sesi peşimi bırakmadı; "Neco'yu ilk gördüğümde tebrik edeceğim. O sevdiği kadını mutlu etmek için müthiş fedakârlık yapan bir erkek!" Benim şaşkın bakışlarıma takılıp yanağıma bir öpücük kondurdu; "Bunun adı gerçek aşk. Çünkü o çocuk, o büyük aşkın meyvesi..." Acemi bir aşk yazarı olarak kafam yine allak bullak! Ben bu sorunu çözemeyeceğim. Benim tercihim baba olmak değil, dede olmak. Oğlum Mesut'tan bir torun istemeye karar verdim. (İkiz olmasına hiç itiraz etmem.)

NOT: Seçkin dostum Neco'nun engin hoş görüsüne sığınarak bunları yazdım. Yazmamın tek nedeni de şudur: Yaşadığı o büyük aşka saygı duyuyorum!