kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Sabancı'nın kıskandığı ünlü aktör kimdi?

Mesleğin duayenlerinden, kendi ifadesiyle '85'lik magazinci' Şemsi Sılkım'ın kitabını elime aldığımda merakla çevirmeye başladım sayfaları... Çünkü önümde, magazin dünyasının 'düne ait' resmi geçidi yaşanıyordu... Salkım 22 yaşında bu mesleğe başlamış ve bugün 85 yaşında... Bu kitabı da yazdığına göre demek ki meslek aşkı hiç bitmemiş... 'Şöhret-Bir Zamanlar Türkiye' adlı kitap dünün starlarının yaşam öykülerine uzanıyor. Bunları okurken bir yandan da Türkiye'nin geçirdiği bütün süreçlere tanıklık ediyorsunuz. Ve görüyorsunuz ki; devirler değişse de olaylar değişmiyor... Yani siyaset, magazin ve iş dünyası yine iç içe... Kitapta müthiş renkli bir fotoğraf var; şöhretin zirvelerinden dibe vuran yaşamları mı istersiniz, gizli aşkları mı... Gazino kulislerinde yaşanan kavgalar, birbirinden renkli anılar ve daha neler neler... Zeki Müren ile Fahrettin Aslan'ı, zirvedeki beraberliklerinde kopma noktasına getiren olayı Şemsi Sılkım'ın kaleminden okuyunca, iyi ki birileri bir şeylere not düşmüş diyorsunuz... (Yoksa yalan bir tarih yazılıyor hızla!) Hem biz magazinciler için, hem o dönemleri ucundan kıyısından da olsa yaşayanlar için inanılmaz keyifli bir kitap... Benim dikkatimi çeken bölümler ise sıfırdan zirveye çıkış öykülerinden çok, zirveden dibe vuruş öyküleri oldu. Alınacak o kadar çok ders var ki... İşte bunlardan biri: Orhan Günşıray her hafta iki filmde başrol oynayınca müthiş bir şöhret yakalamış. Etrafı birbirinden güzel kadınlarla doluymuş. Çok para kazanırken kendine bir yat almış. Bir gün yatında güzel kadınlarla Boğaz'da gezintiye çıkmış. Sahilde gazeteciler Şevket Uygun ile Şemsi Sılkım'ı görünce onları da davet etmiş. Sonra yiyecek almak için Emirgan'da mola verdiklerinde Sakıp Sabancı'ya rastlamışlar. Yatta göbek atan kadınları gören Sabancı "Maşallah Orhan Bey, yanına artistlerin babasını bir de Foto Şevket'i almışsın. Ben bugüne kadar yat sahibi olamadım, sen beni bile çoktan geçmişsin" diye seslenmiş... Sonrasında da "Paranın kıymetini bilmeyenler hep böyledir" diyerek yoluna devam etmiş. Böylesi bir hayattan gelen Orhan Günşıray'ın artık aynı yaşam standartlarına sahip olmadığını biliyoruz. (Bir süre Müjdat Gezen'in okulunda kalmış.) Zaten kendisi de bir röportajında; "O dönemde en yüksek parayı ben alıyordum. Film başına 60 bin lira. Hatır kıramadığım için bir hafta uyumadan setten sete koştuğumu hatırlıyorum. Benden alınacak ibret şu ki; herkes ayağını yorganına göre uzatsın" demiş.