kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Nisan 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Bükreş Zirvesi

Eşi görülmemiş temizlik operasyonuyla pırıl pırıl yapılan, hepsi de çakı gibi 20 bin polisin görevlendirildiği (Kilolu ve orta yaş üstündeki güvenlik görevlileri "Estetiği bozmamaları için" izine çıkarıldı!) Bükreş'te NATO zirvesi dün akşam Çavuşesku'nun ünlü Halk Sarayı'ndaki yemekle başladı.
Bükreş randevusu, ittifakın kuruluşundan (1949) bu yana en önemli zirvesi diye niteleniyor. Pek de abartılı değil. Çünkü gündemi hem üyelerin istikrarını, hem de Batı-Rusya ilişkilerini havaya uçurabilecek bombadan farksız.
26 üyenin devlet ve hükümet başkanları bu zirvede öncelikle ABD'nin Taliban milisleriyle kanlı çatışmaların meydana geldiği Güney Afganistan'a takviye güç talebini karara bağlamaya çalışacaklar.
O bölgede halen ABD, İngiltere, Kanada, Hollanda Danimarka ve Romanya askerleri görev yapıyor ve son zamanlarda neredeyse her gün söz konusu ülkelerden birine tabutlar gönderiliyor. Bu da hükümetleri müthiş bir kamuoyu baskısıyla karşı karşıya bırakıyor. Örneğin şimdiye kadar 80 askerini yitiren Kanada, takviye gelmezse 2009'da Afganistan'dan askerlerini çekmeye karar verdi.
ABD'nin baskısıyla bir ara Hollanda ve Almanya konuya sıcak baktı ama kamuoyları öylesine ayaklandı ki, iki ülkede de koalisyon hükümetleri dağılmanın eşiğine geldi.
Şimdilik ABD'nin talebine tek olumlu yanıt Gürcistan'dan geldi! Bir de Afganistan'da 1500 kadar askeri bulunan Fransa 1000 kişilik takviye kararı aldı. Ama Güney'e değil, Doğu'ya. Bu da hiç değilse ABD'nin Doğu'dan Güney'e bir miktar asker kaydırması imkanını verecek.
Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yardımını bir şarta bağlamak istiyor: İttifakın 60'ıncı kuruluş yıldönümünü kutlayacağı 4 Nisan 2009 tarihine kadar 1966'da General de Gaulle'ün kararıyla çıktığı NATO'nun askeri kanadına dönmesinin yolunun açılması ve döndükten sonra önemine yaraşır bir makamın kendisine verilmesi. Gözüne Napoli'deki Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanlığı'nı (AFSOUTH) kestirdi. Bir not: NATO'nun İzmir'deki hava üssü de bu komutanlığa bağlı.
Sarkozy niyetini açıkladıktan sonra Türkiye'nin AB müzakerelerinde Paris'ten gelen takozlara karşı NATO'daki veto hakkını bir koz, en azından pazarlık gücü olarak kullanabileceğini savunduk. Ama hükümet izleyeceği politika konusunda hiç renk vermedi.

Gürcistan ve Ukrayna bombası
Tıpkı Cumhurbaşkanı Gül'ün dün Bükreş'e giderken zirve gündeminin diğer netameli maddesi olan Gürcistan ve Ukrayna'nın NATO üyelikleri konusunda "Ketum" davranması gibi...
Doğu blokunun çökmesinden sonra NATO sistemli olarak eski Varşova Paktı üyelerini bünyesine aldı: 1990'da Doğu Almanya (İki Almanya'nın birleşmesiyle), 1999'da Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, 2004'te Estonya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya. (Not: Bu son dalga genişlemede Yugoslavya'nın parçası Slovenya da NATO'ye girdi.)
Şimdi sıra 15 yıl önce Sovyetler Birliği'nin parçası olan Ukrayna ile Gürcistan'a geldi. (Bükreş'te karara bağlanacak Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya'nın adaylığını bir yana bırakıyoruz.)
Sorun şu: Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO üyeliğini Rusya neredeyse "Casus belli" yani "Savaş nedeni" sayıyor. Tabii sıcak değil, soğuk savaş nedeni. Çünkü ittifakın sınırlarına dayanmasını güvenliği için "Geostratejik tehdit" görüyor ve "Misilleme" uyarısı yapıyor.
NATO üyeleri de bu konuda ciddi biçimde bölündü: ABD ve eski Doğu bloku ülkeleri Ukrayna ve Gürcistan'a üyelik yolunun açılmasını savunuyorlar. Buna karşılık Almanya, Fransa, Belçika, İspanya, Yunanistan, İtalya Macaristan, Hollanda, Lüksemburg, İzlanda ve Norveç karşı çıkıyorlar.
Ya Türkiye? Cevap: İngiltere ile birlikte şimdilik ortada! Yani ne ABD'yi gücendirmek istiyor, ne AB'yi, ne de Rusya'yı!
Çok büyük olasılıkla Bükreş zirvesinde Ukrayna ve Gürcistan'a "Yeşil ışık" yakılmayacak ama liderler Romanya'dan ayrılırken geride sorunları daha da artmış, üyeler arası dayanışması zayıflamış ve kimlik bunalımı yaşayan (Ayrı yazı konusu yapacağız) bir NATO bırakacaklar...