kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
BELGİN ÇOBAN
kitap

Edebiyat dünyasında 'Sürü müyüz?' tartışması

Notos Öykü'den söz etmişken aslında daha çarpıcı bir konu var... Ay başında yeni sayısı raflara çıkan derginin yayın yönetmeni Semih Gümüş geçen hafta büyük bir sevinçle, edebiyat dünyasından 135 seçkin ismin yaptığı bir değerlendirmeyle yüzyılın 40 romancısını seçtiklerini haber vermişti. "Daha önce yapılmış edebiyat soruşturmalarında bu denli geniş bir seçici listesi oluşturulmamıştı. Dolayısıyla bu kez sonuç daha önemli. Nitelikli tartışmalara yol açabilir" demişti. Yapılan değerlendirmeye göre Yaşar Kemal seçicilerin yüzde 86'sının, Oğuz Atay yüzde 84.4'ünün, Ahmet Hamdi Tanpınar da yüzde 77.8'inin oyunu almış. Dördüncü sırada da yüzde 70.4'le Orhan Pamuk yer almış. Yüzdelere göre diğer 37 isim de listede numaralandırılmış... İlk bakışta; okurların, 135 seçkin ismin seçtiği yüzyılın bu 40 romancısının okumadığım kitaplarını mutlaka edinmeliyim, ölmeden önce illa ki okumalıyım gibi bir sonuca varması elbette çok mümkün. Ya da listeye girememiş yazarların hayıflanıp, ben de orada olmak isterdim demesi de...
Ama ya o listedeki, yaşayan yazarlar... Listeyi gördüğümde aklıma ilk gelen şeylerden biri de buydu; listenin ortasındaki bir yazar, üstündeki isimlere bakıp kızabilir ya da kendi altındaki isimlere bakıp huzursuzlanabilirdi... İşte hadise de burada patladı zaten! Gümüş'ün öngördüğü 'tartışma' başladı... Cumartesi günü Milliyet gazetesinde konu gündeme geldi. Mesela listenin 39. sırasındaki İnci Aral, "Bir değer ölçütü bulunmayan 'seçmece' listelerini önemsemiyorum" diyor. 13. sıradaki Latife Tekin ise soruyor: "Yazarların numaralandırılmasından hoşlanmıyorum, 'en' ayrımcılığa karşıyım. Bu soruşturma sonuçlarını okuduktan sonra öyle utanç duydum ki, Leyla Erbil benden sonra yer aldığı için mahcup oldum. Bazı yazarlar var ki onları okumamış olsaydık, yazdığımız gibi olabilir miydik?" Leyla Erbil ise arada 40-50 yıl kuşak farkı olan yazarların bir arada değerlendirilmesini "Bu nasıl bir akıl?" diye sorgularken ekliyor: "Moda deyişle bir çeşit, 'çevre baskısı'yla tanımadığım kimselerce, '20 numara' olmamdan 'teeddüp' ediyorum; benden sonra gelecek olan arkadaşlarımın önüne konulduğum için. '1 numara' da olsam gene eş duyguyu taşırdım..."
Tartışma daha yeni başladı... Daha uzunca süre de devam edecek gibi... Yıllarca tutuculuğundan ve kuralcılığından yakındığımız Türk edebiyatında, önümüzdeki süreçte nasıl bir değişim yaşanacağını merakla bekliyorum... Tabii Cumhuriyet edebiyatçıları, edebiyatımıza modernizmi getiren yazarlar ve postmodern bir yazarın aynı değerlendirmeye girmesi de son derece ilginç... Bu arada... Notos Öykü'ye göz gezdirin, kulak verin, pek çok kitap okumuş kadar olacaksınız...