kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Şubat 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Seda Sayan ve mahalle baskısı

TÜRBAN tartışması, sonunda gündüz programlarını da etkisi altına aldı. Geçen hafta Seda Sayan'ın programına katılan bir kadın, kayınvalidesinin "kapanması" için yaptığı baskıdan nasıl bunaldığını anlattı. Kadına göre kocası da annesinin sözlerinden ve tavırlarından etkilenmişti ve bu "kapanma" meselesi yüzünden evliliklerinin devamı riske girmişti. Yayına telefon bağlantısıyla katılan kayınvalide ise "Sen evli bir kadınsın. Artık başını kapatman lazım" dedi. Kadın, böyle bir dayatmaya razı olmadığını söylerken, Seda Sayan araya girdi ve şöyle dedi: "Aman canım, sen de örtüverseydin, ne olacak?.." Seda Sayan'ınki bir kadın programı... Asli görevinin, kadınları cehaletten kurtarmak, onlara "birey" olarak saygınlık kazandırmak ve haklarını sonuna dek savunmak olduğunu söyleyen, bu amaçla yola çıktığını belirten ve her gün "Ben Türkiye'nin en güvenilen kadınıyım" diyen, her fırsatta nasıl koyu bir Atatürkçü olduğunu vurgulayan Sayan'ın o anda söyleyecek farklı şeyleri olması gerekirdi. Velev ki; örtünmek ya da örtünmemek kişinin kendi rızası ve vicdanıyla vereceği bir karardır. Allah katında, baskı ve zulümle dayatılan hiç bir fikrin, gönül rızasıyla verilmemiş hiç bir kararın geçerliliği yoktur. Çünkü, "nihai kararın" alınacağı yer, Allah ile kulun "baş başa kalacağı" o en samimi, en gerçek makamdır. Kimin "örtülü", kimin "açık" olduğu orada anlaşılacaktır. O güne dek, örtünmeyi ya da açılmayı dayatan da, bu dayatmayı görüp, sessiz kalan da en az "zorlayan" kişi kadar suçlu ve günahkardır.