kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Kosinitza’nın duvarlarındaki tablolar ve masalardaki abajurlar mekâna rahat bir hava vermiş. Bu küçük lokantada kendinizi evinizde gibi hissedebilirsiniz.

Sıcak ortamlarda yemenin tadı başka

DENİZ ERBİL
Kuzguncuk'taki deniz ürünleri restoranı Kosinitza'daki spesiyaller, burasının sıradan bir mekân olmadığını gösteriyor. Bu küçük ve sevimli restoranda karides yaprak pane, taze ahtapot ızgara, baby kalamar şişi denemekte fayda var..
Bizde nedense insanların kendilerini ev ortamında hissedecekleri, huzurlu restoran tasarımlarına pek rastlanmaz. Restoranlarımız ya çok şık ya da tasarıma hiç önem verilmeyen, aydınlatmanın çiğ spotlarla hatta neon ampulleriyle yapıldığı sevimsiz mekânlardır. Batı dünyasında ahşabın bol kullanıldığı, aydınlatmanın, kesinlikle çıplak ampullerin görülmeyeceği biçimde yapıldığı sımsıcak atmosferli restoranlara hep imrenirim. Üstelik iddia ederim, fazla büyük olmayan bir restoran, sıcak bir dekorasyona sahipse, yemekleri çok iyi olmasa bile rakiplerine göre daha fazla ilgi görür.

IŞIK RAHATSIZ ETMİYOR
Geçtiğimiz hafta Kuzguncuk'taki deniz ürünleri restoranı Kosinitza'da yemek yerken aklımdan bu düşünceler geçiyordu. Kosinitza, Kuzguncuk'taki sokaklardan birinde, bir sıra evin giriş katında, bilemediniz 30 metrekarelik küçük bir mekân. En fazla 28 kişinin oturabileceği sekiz masası var. Tavanda eski ahşap bina izlenimi veren kalın ağaç kirişler sıralanmış. Masaların üzerindeki kumaş abajurlar ve tavanda, duvarlara yakın yerleştirilmiş düşük voltajlı spotlardan sıcak, yumuşak bir ışık yayılıyor. Duvarlarda bir ressamla seramik sanatçısının eserleri sergileniyor. İlgilenenlerin satın alabilecekleri bu eserler de restorana farklı bir atmosfer katıyor. Bu restoranın adının niçin Kosinitza olduğuna bir anlam verememiş, ismin çağrıştırmasından, sahiplerinin Polonya asıllı olabileceklerini bile düşünmüştüm. Meğer Kosinitza, Kuzguncuk'un eski adlarından biriymiş, hatta bu kelimenin zamanla bozularak Kuzguncuk'a dönüştüğü bile rivayet ediliyormuş. Sonuçta buranın sahibinin Polonyalı değil, İbrahim Özyürük adlı emekli bir tekstil mühendisi olduğunu öğrenip merakımı gideriyorum. Restoranın mönüsü tümüyle deniz ürünleri ağırlıklı. Deniz ürünü sevmeyenler için sadece cheddar peynirli karışık salata, bir de dört peynirli tagliatelle var. Seçimi kolaylaştırmak için 'Soğuk Büfemizden' başlığı altında levrekli zeytinyağlı kabak, Ege otları ve deniz mahsulleriyle yapılmış patlıcan ve domates dolmaları, deniz mahsulleri ile krep, içinde pişirilmiş taze sardalye yahnisiyle karamelize soğan, sebze püresi ve balıkla hazırlanmış pazı sarma gibi mezeler büyük bir tabakta sunuluyor. Biz dört kişi ortaya böyle bir tabak getirtip tattıktan sonra burasının sıradan bir restoran olmadığı yolundaki ilk izlenimlerimiz pekişti. Benzer bir karışık tabak da sıcak mezelerde var. Bunda da karides yaprak pane, deniz mahsulleri bohçası gibi çeşitler mevcut. Ayrıca mönüde 'Izgara Başlangıçlar' diye bir bölüm açılmış. Taze ahtapot ızgara, balık şiş, baby kalamar şiş gibi çeşitler içeriyor. Cheddar'lısı dışında hepsi deniz ürünleriyle yapılan makarna çeşitlerinin ardından 'Özel Tatlarımız' olarak balık çorbası ve deniz mahsulleri pilavı listede yer alıyor. Ana yemekler de sıra dışı. Balık marul dürüm, fırında levrek sarma, fırında parmesanlı dil balığı dikkati çekenler arasında... Biz soğuk mezeleri tattıktan sonra balık çorbasını, deniz mahsulleri pilavını, ahtapot ızgara, levrek sarma, parmesanlı dil balığı gibi belli başlı çeşitleri ısmarladık. Özellikle balık çorbası ile deniz mahsullü pilavı harikaydı. Restoranın sahibi İbrahim Bey'in "Tavada tereyağında pane edildikten sonra üzerine parmesan serpilip fırında pişiyor, ağır gelebilir," diye uyardığı parmesanlı dil balığı, gerçekten akşam yemeği için biraz ağırdı. Buna karşılık ızgara ahtapot kolları, bugüne dek tattığım benzerleri içinde en lezzetlilerindendi. Kuşkusuz Kosinitza'da sıradan balık lokantalarında bulunan balıklar da mevcut. Ama buranın spesiyalitelerini tatmaya başladıktan sonra kimsenin aklına ızgara ya da tava balıkları gelmiyor. Restoranın basılı bir içki listesi yok. İsteyenlere makul fiyatlı ithal şaraplardan ikram ediliyor. Tatlıların ise dışarıda yaptırıldığını öğreniyoruz. Savoyarlı tiramisu, çikolatalı sufle, çilekli cheesecake seçenekleri arasından tattığımız cheesecake'i oldukça sıradan buluyoruz. Hafta içi, karlı bir akşam, Kuzguncuk gibi yeme içme dünyasının dışında kalan bir semtin ara sokağında yer alan bu küçük restorandan içeri girdiğimizde masaların büyük bölümü doluydu. Dikkatimi çeken, müşterilerin çoğunluğunu hanımların oluşturmasıydı. Başta da belirttiğim gibi, sıcak atmosferli mekânlara özlem büyük. Hanımlar ise bu konuda erkeklere göre daha duyarlı. Erkekler yedikleri yemeği daha önemseyebiliyorlar. Hanımlar ise ortama erkeklere göre daha fazla değer veriyorlar. Kosinitza sevimli, sıcak atmosferli hoş bir restoran. Yemekleri diğer mekânlardan farklı; fiyatları da kentin şık semtlerindeki benzerleriyle kıyaslandığında çok daha makul.

Beğendiklerim:
Sımsıcak atmosferli küçük bir deniz ürünleri restoranı. Yemekleri benzer restoranlardakinden farklı. Fiyatları uygun.

Beğenmediklerim:
Deniz ürünlerini sevmeyen birinin burada karnını doyurması oldukça zor. Restoranın en zayıf yanı, servis personeli.
Haberin fotoğrafları