kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Elmas’ı herkes erkek zannediyordu. Cinayetten sonra onun aslında kadın olduğunu öğrendiklerinde büyük şaşkınlık yaşadılar.

Ferdi diye tanındı Erkek Elmas olarak kafa kesti

Müjgân HALİS
Kimilerinin Ferdi, kimilerinin Erkek Elmas olarak tanıdığı Elmas Gem, baba gibi bildiği 'Çakır baba' lakaplı Tevfik Korkmaz'ı birlikte içki içtikleri gecenin sabahında önce altı yerinden bıçakladı, sonra kafasını kesip bir poşete koydu ve sokaklarda gezdi. Cinayetin ardındaki sır perdesini araştırdık..
İzmir'de son yılların kimilerine göre 'en yaratıcı', kimilerine göreyse 'en vahşi' cinayeti işlendi. Cinayeti işleyen 'Erkek Elmas' lakaplı gencecik bir kadındı, gerçek adı Elmas Gem'di (22). Elmas, 62 yaşındaki Tevfik Korkmaz'ı kendisine iftira attığını iddia ederek önce bıçaklamış sonra da cesetten kestiği kafayı yanına alıp, sokakta dolaşmaya çıkmıştı. Cinayetle ilgili her gazetede yalan-yanlış birçok bilgi yer aldı. Ama ne yaşananlar yazıldığı gibiydi, ne de kimse gerçeği merak etmişti. Cinayetin ardından geldiğimiz İzmir'de Elmas Gem'in yaşadığı yer olan Basmane'yi, ayakkabı boyacılığı yaptığı Tepecik'i gezdik. Olayın ilk elden görgü tanıklarıyla, Elmas'ı yakından tanıyanlarla ve Emniyet yetkilileriyle görüştük. Karşımıza bir 'kaybeden'in hikâyesi çıktı.

FATMA'dan doğma, Doğan'dan olma Elmas'ı herkes 'Ferdi' diye tanıyordu. Çünkü kendisini bildiğinden beri hep erkek olmak istemişti. 13 yaşında erkek giysileri giymeye, erkek gibi davranmaya başladı. 45 kiloluk kara kuru bedeninde cinsiyetini belli eden hiçbir emare olmaması da işine geldi. Yıllar sonra Cinayet Büro polislerine bu durumu şöyle anlatıyordu: "Hep erkek olmak, erkek gibi görünmek istedim." Racon kesen, erkeklerle birlikte tanımadığı kişilerin düğünlerine gidip çapkınlık yapan Ferdi'nin, gerçek cinsiyetini cinayetten sonra öğrenen birçok kişi, cinayet kadar buna da çok şaşırdı.

ERKEKLİĞE ÖZENDİ
Gazetelerde yazılanın aksine Diyarbakırlı değildi Elmas, Balıkesir Ayvalık'ta doğmuştu. Ve yine yazılanlardan tamamen farklı olarak anne babasını 10 yıl önce kaybetmemişti. Babası 2002'de, annesiyse 2004'te hastalık sonucu ölmüştü. Kimilerine göre bir süre Kadifekale'deki ağabeylerinin yanında yaşamış ancak daha sonra Basmane'nin karanlık ve izbe sokaklarını, o sokaklardaki metruk evleri mekân eylemişti. Polisin 'bimekân' (adli kayıtlarda, kaldığı yere dair göstereceği bir adres olmayan kişi) olarak tarif ettiği tiplerdendi. Babasının ölümünden sonra, babasının arkadaşı Tevfik Korkmaz, 'sokağa düşen' Elmas'ı yanına aldı. Korkmaz da sokaklarda hurdacılık yapan, kâğıt toplayan evsizlerdendi. Tek amacı kızın kötü yola düşmemesiydi. Yine gazetelere yansıyanın aksine Elmas, Çocuk Esirgeme Kurumu'nda hiç kalmadı. Polis yetkililerinin tabiriyle devlet ona nüfus cüzdanından başka hiçbir şey vermemişti.

AYAKKABI BOYADI
Anne ve babasını kaybedene kadar ailesiyle yaşayan bir genç kızdı. Onun için her şey üst üste yaşadığı bu iki kayıpla başlamıştı zaten. Annesiz, babasız, evsiz, barksız ve işsizdi. Kendisini kadın gibi hissetmediği için genç kızların yaptığı işleri yapmayı aklından bile geçirmedi. Bir boya tezgahı ayarladı kendisine ve Tepecik'teki Eşrefpaşa Devlet Hastanesi'nin önünü mekân tuttu. Oradaki en yakın dostu ise hastanenin tam karşısındaki Kardelen Çayevi'ni işleten Kemal Zengin'di. Soğuk havalarda onun çay ocağında ısınmaya, çay servislerinde ona yardım etmeye başladı. Kimbilir belki de aradığı baba sıcaklığını onda bulmuştu. Yıllar sonra poşete koyup getirdiği kesik kafayı da ilk ona göstermek istedi. Zengin, olayın dehşetinden hâlâ kurtulamadığı için sorularımızı yanıtlamak istemedi önce. Ama sonra ağzından ilk çıkan ifade, "İyi çocuktu," oldu. O da Elmas hakkında çok şey bilmiyordu: "Ben onun kız olduğunu bile bilmiyordum. Her şeyi erkek gibiydi, sesi, vücudu. Sessiz, sakin bir çocuktu. Buradaki herkes ona yardım ederdi. Karşıdaki hastanenin doktorları, hasta bakıcıları, buradaki esnaf..." Elmas'ın iki ağabeyi olduğunu, birinin yakın zamanda cezaevinden çıktığını söylüyor ama İzmir Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro yetkilileri bu bilgiyi doğrulamıyor. Belli ki Elmas'ın herkese anlattığı ayrı bir hikâyesi vardı. Sabahın yedisinde, elinde Tevfik Korkmaz'ın kafasının olduğu poşetle kapıya dayandığında bir yandan kızı dinlerken, bir yandan da yakındakilere "Buraya polis gönderin," dediğini anlatıyor Zengin. Öte yandan da Elmas'ın Emniyet'te verdiği "Namusuma dil uzattı, bana iftira attı, o yüzden öldürdüm," ifadesini gerçekçi buluyor: "Namusuna çok düşkündü." Emekliliğinden sonra üniversitede okuyan kızı için açtığı çayevinde kendisine kader arkadaşlığı yapan Elmas'ın belki de erkeklerin tacizinden kurtulmak için erkekleşmeye karar verdiğini söylerken, "Allah ona yardım etsin," diye konuşuyor. Aynı caddede bir bakkal dükkânı işleten Ecevit Tokay ise, Kemal Zengin'in aksine Elmas hakkında farklı izlenimlere sahip. Erkek olduğunu sandığı bir insanın hem kadın ve hem de bir cinayet zanlısı olarak karşısına çıkması onu da çok şaşırtmış. Elmas'ın erkeklerle birlikte hovardalık yapmak için düğünlere gittiğini, orada içki içip âlemlere katıldığını söyleyen Tokay şunları söylüyor: "İki üç senedir buralardaydı. Çok sakin biriydi. Herhalde yanındaki adamın gazına geldi."

O GECE...
Tepecik'ten ayrılıp cinayetin işlendiği Basmane'ye geldiğimizde karşılaştığımız yoksulluk dehşet verici. Basmane 1300 Sokak'ta Tevfik Korkmaz'la aynı metruk binayı paylaşan bir başka evsiz, Ömer Yılmaz geçimini kâğıt ve plastik toplayarak kazanıyor. Geçim dediysek de, sadece aç kalmamak için kazanılan birkaç kuruştan bahsediyoruz. İçi tam bir harabe olan binanın bir odasında bir senedir kedisi Pamuk'la yaşıyor. Yan oda komşusu Tevfik Korkmaz'ı "Çakır Baba" olarak tanıyor ve Korkmaz'ın, Elmas'ı çocukluğundan beri tanıdığını anlatıyor. "Çok iyi adamdı, kimsesi yoktu. Bir kardeşinin polis olduğunu söylüyordu, ama ben tanımıyorum." O gece kâğıt toplamaktan döndükten sonra şarabını alıp odasına çekilen Yılmaz, daha sonra yaşananları şöyle anlatıyor: "Elmas, Mehmet Aydoğan ve Çakır Baba, babanın odasında içmeye başladılar. Gelip benden de şarap istediler, verdim. Birkaç saat sonra çıktıklarını duydum. Ama altıda gelmişler, işi bitirmişler." Ömer Yılmaz, Elmas hakkında birçok insanın anlattığından farklı iddialara sahip. Kâğıt toplayıcılığı yapan Mehmet Aydoğan'ın, Elmas'ı para karşılığı erkeklere pazarladığını söylüyor. Aydoğan'ın, Tevfik Korkmaz hakkında kızı yanlış bilgilendirdiğini ve genç kadının içkiden sonra aldığı uyuşturucu hapların etkisiyle, bu hunharca cinayeti işlediğini öne sürüyor. Başsız cesedi ilk bulan Ömer Yılmaz, Elmas'ın Korkmaz'ı altı yerden bıçakladıktan sonra kafasını kestiğini anlatıyor: "Odanın kapısı açıktı, içeri girdim, Çakır Baba kanlar içinde yatıyordu, kafası yoktu. Şoke oldum. Şarabın üzerine 15 milyonluk mercimek gibi haplardan içince, kimse babasını bile tanımaz be abla." Cesetle karşılaştıktan sonra önce bir arkadaşını çağırıyor Ömer Yılmaz, sonra da Basmane Karakolu'na gidip cinayeti haber veriyor. Yılmaz gazetelerde yayımlanan bir yanlış bilgiyi daha, anlattıklarıyla düzeltiyor. Elmas ve Mehmet Aydoğan'ın birkaç sokak ileride bir evde birlikte yaşadıklarını ve Korkmaz'ın yanına zaman zaman içki içmek için geldiklerini söylüyor. Genç kadını gariban bulan Tevfik Korkmaz'ın ona yıllarca yardım ettiğini söylüyor ve Elmas'ın erkek gibi giyinmesi karşısında yaptığı yorum ise şöyle oluyor: "Manyaktı abla..." Ömer Yılmaz'ı aynı sokaktaki Öz Malatya Oteli'nin sahibi Ali Rıza Solak da doğruluyor. Genç kadının fuhuş yaptığını, serseri bir şekilde yaşadığını söyleyen Solak'ın onunla ilgili fikri hayli tedirgin edici: "Psikopattı."

BUCA CEZAEVİ'NDELER
Cinayetten sonra onu iyi tanıyanların bildiği tek yere, Tepecik'e doğru gitmişti Elmas. Kimilerine göre bunu herkese kendini doğru tanıtmak için yapmıştı, âleme ibret olsun istemişti. Cinayeti soruşturan Emniyet güçleri, Elmas'ın bu cinayeti aklı başında bir şekilde işlediği kanaatinde. Onlara göre genç kadın zaman zaman alkol alsa da, uyuşturucu bağımlısı olduğuna dair hiçbir emare yok. Kadının "Namusum için öldürdüm," diye verdiği ifadeyi inandırıcı bulan Emniyet yetkilileri, Elmas'ın yakınlarına da ulaşamamış. İlk sorgularının ardından tutuklanan Elmas Gem ve Mehmet Aydoğan şimdi Buca Cezaevi'nde yargılanmayı bekliyor. Belli ki bu cinayetin ardından daha çok konuşulacak ve karanlıkta kalan birçok detay zaman içinde ortaya çıkacak. Ama görünen o ki Erkek Elmas, Türkiye'nin en namlı kadın suçluları arasındaki yerini şimdiden aldı.
Haberin fotoğrafları