kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Michael Moore, gerçekleri çarpıtmakla suçlanıyor.

Yoksa asıl 'sicko' Michael Moore mu?

Kaya GENÇ
Belgeselci Michael Moore, Amerikan sağlık sistemini anlattığı son filmi Sicko'yla (Hasta) ülkesini ayağa kaldırdı. Şimdi de Moore'un üslubunu eleştiren Manufacturing Dissent (Muhalefet İmal Etmek) filmi tartışma yaratıyor..
Moore'un filminde gösterdikleri gerçek mi, yoksa kurmaca mı? sorusunu soruyor bu film.

Michael Moore'u pek çoğumuz Bowling for Columbine belgeseli ve bir dönem her hafta NTV'de gösterilen The Awful Truth (Korkunç Gerçek) programıyla tanıdık. Cannes'da Altın Palmiye kazanan ve dünyanın dört bir yanında artan George W. Bush karşıtı muhalefeti arkasına alan Fahrenheit 9/11 ise, 11 Eylül saldırısının arkasında Amerika'nın saldırgan iç ve dış politikalarının olduğunu ima ediyordu. 1980'lerin sonunda çektiği ve General Motors otomobil şirketinin ucuz işçi çalıştırmak için fabrikalarını Meksika'ya kaydırma sürecini anlattığı ilk önemli belgeseli Roger & Me'den itibaren Moore, liberalizmi savunanların kâbusu oldu. Çünkü Moore'a göre küreselleşme süreci, aslında ucuz işçi çalıştırmak için şirketlerin yeni coğrafyalara yayılmasından başka bir şey değildi. Demokrasiden dem vuran yazar ve siyasetçiler de, aslında Amerika'nın başka ülkeleri işgal etmesi için ideolojik zemini hazırlıyorlardı. Bütün bunları Moore oldukça sansasyonel bir üslup kullanarak anlattı; hakkı yenen insanları kameralar eşliğinde şirketlerin yönetim merkezlerine götürdü, patronlarla yüzleştirmeye çalıştı. Amerika'da tartışma yaratan Manufacturing Dissent: Uncovering Michael Moore (Muhalefet İmal Etmek: Michael Moore'un Gerçek Yüzü) isimli belgeseli hazırlayanlar, Moore'u kendi silahıyla vurmaya çalışıyor ve onun sansasyonel üslubuyla Moore'a bakıyor. Kanada'nın Toronto şehrinde yaşayan belgeselciler Rick Caine ve Debbie Melnyk, bu belgesele başlarken aslında Michael Moore hakkında gayet olumlu görüşlere sahiplermiş. Daha çok Amerika'daki Cumhuriyetçi Parti taraftarlarının nefret ettikleri, solcuların ise genellikle sevdikleri Moore'un belgeselciliğini incelerken ona sağdan değil, soldan bakacaklardı. Belgeseli bitirdiklerindeyse, Michael Moore hakkındaki fikirleri baştan sona değişmiş, çünkü onun elindeki malzemeyi bilinçli olarak tahrif eden bir belgeselci olduğu sonucuna varmışlar.

LİDERE TAŞ FIRLATMA
48 yaşındaki Melnyk, Moore'un çok önemli bir isim olduğunun altını çizip şöyle diyor: "Belgesel sanatı için yaptığı şeyler inanılmaz. İnsanlar artık gidip sinemada belgesel seyrediyorlar ve belgesel yapımcıları olarak ona minnettarız." International Herald Tribune gazetesine konuşan ve Melnyk'in eşi olan 46 yaşındaki belgeselci Caine ise, Moore'un dünyasına girdiklerinde ünlü belgeselcinin özgürlükçü değil, sevimsiz yüzüyle karşılaştıklarını söylüyor: "İnsanlarla konuşmaya çalıştığımızda, bize dönüp: 'Ne yapıyorsunuz? Niye liderimize taş fırlatıyorsunuz?' dercesine suratımıza baktılar." Prömiyerini 10 Mart'ta Texas'taki South by Southwest Film Festivali'nde yapan Manufacturing Dissent, 1989'dan itibaren Moore'un filmlerinin hatalarla dolu olduğunu iddia ediyor. Roger & Me'de, Moore'un General Motors şirketinin patronuyla yapmaya çalışıp gerçekleştiremediğini söylediği söyleşi, gerçekte yapılmış, ancak Moore tarafından kurgu odasında kesilip filmin dışında bırakılmış. Texas Üniversitesi'nde ders veren belgesel uzmanı John Pierson, Melnyk ve Caine'in filmini 'inanılmaz derecede adil' olarak tanımlıyor. Ona göre bu film, belgesel sanatının temel sorusunu sorduğu için önemli: Acaba belgesel yapmak, özü itibarıyla zaten gerçekliği çarpıtan bir iş midir, belgesel seyircisi gördüklerine inanmalı mıdır, belgeselde bize gösterilen 'gerçek' midir? Fahrenheit 9/11'de George W. Bush'un bir partide konuklara "Ey zenginler, ey süper zenginler," diye seslendiği bir sahne var. Belgesele göre, her yıl düzenlenen ve Bush'un da konuştuğu Al Smith Dinner isimli bu etkinlikte, zaten konuşmacıların kendileriyle dalga geçmeleri bir gelenek haline gelmiş. Örneğin Al Gore, Bush'dan sonra sahneye çıkıp "İnternet'i ben keşfettim dostlar," diyor.

İĞRENÇ YALANLAR
Bu hikâyenin en ilginç tarafı, Michael Moore'u gerçekleri çarpıtmakla suçlayan Melnyk ve Caine'in, kendilerinin de bizzat gerçeği çarpıttıklarını kabul etmeleri. Kent State Üniversitesi'nde Moore'un vereceği bir konferanstan önce çift sahte kartvizitler bastırmış ve etkinliğe bu şekilde dahil olmuş. Moore ise kendisine karşı yapılan eleştirilere net yanıt veriyor. General Motors başkanıyla yaptığı söyleşiyi kurgu masasında kestiği iddialarına: "Bunu söyleyen kişi iğrenç bir yalancıdır," diyerek cevap veren Moore: "İnsanların benim hakkımda konuşmalarına o kadar alıştım ki, bu noktada artık iş eğlenceye dönüştü. Michael Moore diye bir kurmaca karakter yarattılar, ondan bahsedip duruyorlar."
Haberin fotoğrafları