kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Semtteki evlerde üç-dört aile bir arada yaşıyor.

Sulukule rantçıların elinde

Barış ERDOĞAN
08.12.2007
Roman kökenlilerin de aralarında bulunduğu Sulukuleliler, mülklerinin kamulaştırılacağı korkusuyla evlerini hızla, TOKİ ve belediyeden daha fazla para veren açık gözlü yatırımcılara satıyor. Semtten ev alanlar arasında siyasetçilerin yanı sıra, çeşitli şirketlerin de olduğu öne sürülüyor..
İstanbul'da beklenen depremde can kaybını azaltmak ve yaşanabilir bir kent yaratmak amacıyla ortaya atılan Kentsel Dönüşüm Planı, Roman kökenli vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Sulukule'nin çehresini ve kültürünü değiştirmeye aday. Ancak projede kamulaştırma bedeli metrekare başına 500 YTL olarak tespit edilince, semt halkının yaklaşık yarısı bu fiyatın iki katını ödeyen uyanık girişimcilere evlerini sattı bile. Proje kapsamına giren 623 evin sahibinden şimdilik 352 tanesi belediye ile anlaşırken, bunlardan yerli mülk sahibi olanların sayısının iki elin parmaklarını geçmediği iddia ediliyor. Tarihi yarımadada Edirnekapı ile Topkapı arasında kalan Sulukule'de yaşayanlar, projeye karşı olmadıklarını, ancak kendilerine danışılmadan hazırlandığını ve bölgedeki yoksul halkın rantçıların tuzağına düştüğünü söylüyor. Bölgeden ev alanlar arasında eski AKP Fatih ilçe başkan yardımcısı ile bir milletvekilinin oğlu da var. Çok ortaklı bir şirketin ise semtte çok sayıda ev ve arsa aldığı kaydediliyor.

BU NİMET KİME?
Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük, "Sulukule projesi bir nimet. Ancak bu nimet bu borcun altına giremeyecek bizler için değil, burada mülk satın alan rantçılar için," diyerek tepkisini dile getiriyor. Bölge halkının çoğu gelir düzeyi düşük insanlardan oluşan mahallede, 30-40 bin YTL'ye satılan evlerin değeri Aralık 2006'da proje ortaya atıldıktan sora 150-200 bin YTL'ye çıktı. Belediyenin kamulaştırma için metrekaresine 500 YTL değer biçtiği eski evlerin sahiplerinin yarısı, bu fiyatın iki, hatta üç katı para verenlere konutlarını satmış durumda. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise, bu konuda yerli halkı uyardıklarını kaydediyor: "Ben Sulukulelilerle yaptığım ilk toplantılarda onlara evlerini satmamalarını, buraların çok değerleneceğini söyledim." Öte yandan toplam 623 evin bulunduğu semtte, birçok evde birden fazla ailenin yaşaması da işleri karmaşıklaştırıyor. Aynı avluya bakan tek kapılı bir evde kaldıklarını anlatan Kadir Hallaç, dört hissedara tek ev teklif edildiğini söylüyor: "Ev insanın namusunu saklayan yerdir. Namusumuz ve ekmeğimiz için yaşıyoruz. Bunları korumak için ne gerekiyorsa yapacağız." Semt halkının eleştirdiği konulardan beri de yeni evlerin bedellerinin geri ödenmesi süreciyle ilgili. Evlerin bedellerinin 160 bin YTL'den başladığını söyleyen semt halkı, aradaki ortalama 100 bin YTL'lik farkın geri ödenmesi için düzenli bir iş sahibi olmayan ev sahiplerine iş alanı da yaratılmasını istiyor. Bölgede belediye ile anlaşan sekiz semt yerlisinden biri olan esnaf, endişesini şöyle dile getiriyor: "Hem evimi hem de dükkânımı verdim. Ancak dükkânım yıkıldıktan sonra ailemi nasıl geçindireceğimi ve yeni evin parasını nasıl geri ödeyeceğimi bilmiyorum."

ASİMİLASYON İMASI
Kiracıların durumu ise daha karışık. Mahalleden ayrılmak istemeyen kiracılara, Taşoluk'ta TOKİ'ye ait toplu konutlarda kira öder gibi ev sahibi olma fırsatı tanınıyor. Ancak semtte yaşayanlar, hiçbir geliri olmayan ve 100 YTL'den bile az kiralar ödeyen ailelerin, bu fırsatı bile değerlendiremeyeceğine dikkat çekiyor. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, bölgedeki 532 kiracıdan 303'ü ile anlaştıklarını anlatıyor: "Kimsenin ben burada kiracıyım, yıkıldıktan sonra da burada ev sahibi olacağım deme lüksü yok." Şükrü Pündük ise, belediyenin gösterdiği toplu konutlarda yaşayamayacaklarına inanıyor ve "Kentsel dönüşüm, buranın yerlilerini asimile etmenin yolu," diye konuşuyor. Bir yanda mezbele içinde yaşayan ve bundan memnun olan insanlar. Diğer yanda, depreme dayanıklı ve insani standartlara sahip konutların olduğu yepyeni bir yaşam alanı. Tekamül kaçınılmaz ama bir de işin içinde rant ve o klasik söylem olmasa... Kadir Hallaç, mahallesini terk etmek istemiyor.
Haberin fotoğrafları