Sinefiller için...

* Dikkat, Şehvet'in yönetmeni Ang Lee'yi Brokeback Mountain (Brokeback Dağı) filminden hatırlıyoruz. Birbirine âşık olan iki kovboyun hikâyesini anlatan bu etkileyici yapımın korsan DVD'leri ülkemizde İ..e Kovboylar ismiyle satılmış, bunu gören sinemaseverler de şaşkına dönmüşlerdi.

* Tayvan hükümeti, 2008 Oscar Ödülleri'nde ülkelerini Dikkat, Şehvet'in temsil etmesine karar vermişti. Ancak 17 Ekim 2007'de Akademi, filmde çalışanların çoğunun Tayvanlı olmadıklarını gerekçe göstererek bu başvuruyu reddetti.

* Dikkat, Şehvet'in bir sahnesinde, Wang Jiazhi sinemaya gidiyor; sinemanın duvarında Alfred Hitchcock'un Suspicion (Şüphe) filminin afişi asılı. Dikkat, Şehvet'te de bolca bulunan şüphe ve muğlaklık teması, böylece Cary Grant'ın Joan Fontaine'i öldürmeyi hedefleyip hedeflemediği üzerine kurulu bu mükemmel gerilim filmine yapılan göndermeyle yinelenmiş oluyor.

* Krallık filminin çekimlerinde hava o kadar sıcaktı ki, Jeniffer Garner Phoenix'de kurulan sette iki defa baygınlık geçirdi.

* 3:10 Yuma, Elmore Leonard'ın yazdığı bir öyküden uyarlanmış. Leonard 1990'ların ortalarından itibaren merakla takip edilen bir yazardı: Out of Sight, Jackie Brown, Get Shorty gibi filmlerin hikâyelerini ona borçluyuz.

* 3:10 Yuma'da Christian Bale, 1851 yapımı bir silah kullanıyor.

* Irina Palm'da rol alan Marianne Faithfull, Mick Jagger ve Keith Richards'ın sevgili dostu. 1970'lerde eroin bağımlısı olan Faithfull, Londra'nın SoHo bölgesinde birkaç sene sokaklarda yaşadı. 80'lerde kokain ve alkol bağımlılığından fırsat buldukça albümler yaptı; bugün yaşayan en büyük müzik efsanelerinden biri kendisi.

* Across the Universe, Frida'nın yönetmeni Julie Taymor'un merakla beklenen yeni filmi. 1952 doğumlu Taymor, beş yıllık bir aradan sonra yine tutkulu, bohem ve asi bir filmle karşımızda. Amerika'da John Lennon'un doğumgününde, 9 Ekim'de gösterime giren filmdeki şarkıların yüzde 90'ı sette canlı olarak kaydedilmiş.

BU HAFTA GÖSTERİME GİREN DİĞER FİLM
* Sıfır Dediğimde'nın yönetmeni Gökhan Yorgancıgil, filminin hikâyesini şöyle anlatıyor: "Her şey 1991 de başladı. Sevgili dostum, psikiyatrist Doç. Dr. Haluk Savaş bana bu öyküyü anlatmıştı. Acemi bir hipnozcu, bir tıp öğrencisi arkadaşını hipnoz ediyor ve işler karışıyordu. Yaşanan bu olayın gerçekte kopma noktasına geldiği anın, çok heyecan verici bir sinema filminin başladığı an olabileceği fikri o gün bugündür kafamda dönüp duruyordu."