kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Filmde Müslüm Gürses’i Serkan Genç , Muhterem Nur’u ise Begüm Birgören oynayacak. Filmin sonlarında ise Gürses ve Nur kendi hayatlarını canlandıracak.

'Yılmaz Erdoğan'la çekeceğimiz film muhteşem olacak'

21.10.2007
- Birkaç projeyi birden yürütmenizin nedeni biraz geç kalmışlık duygusu mu?
-
Elimde üç proje daha var. Birisi senaryosunu bitirdiğim ve hemen başlayacağım Orospu Çocukları diye bir film, bir Tarlabaşı-Roma hikâyesi. Bir mülteci aile, hayat kadınlarının çocuklarına bakan bir kadın ve iltica etmek isteyen ailenin çocuklarını bu kadına emanet etmesiyle başlayan gelişmeler. Bu da iki gerçek hikâyenin bir araya getirilmiş hali. Bunu ya kendim çekeceğim ya da başka bir arkadaşıma vereceğim henüz karar vermedim. Yılmaz Erdoğan'la birlikte çalıştığımız, haziran ayında başlayacağımız bir sinema filmi projemiz var. Daha kimin yazacağına, kimin çekeceğine karar vermedik, fikri pişiriyoruz henüz. Ama Yılmaz oynayacak o kesin. Konusu ve öyküsü tamamen sürpriz. İster Yılmaz çeksin, ister ben çekeyim, ister o yazsın ister ben yazayım bu ülke sinema tarihinde önemli bir köşe taşı olacağını şimdiden söyleyebilirim bu filmin.

- Siz ve Yılmaz Erdoğan. Türk sinemasında yeni bir ikili mi doğuyor?
- Yılmaz'la öyle ikili üçlü beşli olmak gibi bir kaygımız yok. Birlikte işler yapacak, çok iyi çalışacak bir kültürden geliyoruz. Birlikte üretmenin adabını bilen insanlarız.

- Okuduğunuz o kadar yazardan, şairden, yazıp çizdiğiniz, gördüğünüz onca şeyden sonra içinizdeki en büyük ukde ne? Neyi çekmek istiyorsunuz en çok?
-
Maraş katliamının filmini. Çünkü Maraş'ın bu ülkenin tel tel çözülmesindeki en trajik köşe olduğunu düşünüyorum. Katliam zamanında ben 16 yaşımdaydım ve ilk cezaevine girişim Maraş katliamını protesto gösterilerine katılmam nedeniyle oldu. Yaşım küçüktü çabuk bıraktılar.

AUSCHWITZ GİBİ


- Maraş katliamı sizde nasıl bir iz bıraktı ki, yıllar sonra filmini yapmak istediniz?
-
Hürriyet'te çıkan bir fotoğraf vardı, hayatını kaybedenleri mezbahaya koymuşlardı. Mezbahada çoluk çocuk üst üste, karınları deşilmiş, kolları kesilmiş, ortadan ikiye ayrılmış bir halde yatıyorlardı o fotoğrafta. Şu dünyada insan kisvesiyle ömrünü tamamlamak isteyen birinin, bir kere görünce bir daha unutacağı bir görüntü değildir o. Auschwitz'den daha vahimdir, çünkü Auschwitz'te gaz basıyorlar, soluyarak ve ne olduğunu bilmeden bir telaşla ölüyordu muhtemelen insanlar. Burada herkes ölmeden önce cellatlarını gördü. Devletin resmi rakamıyla 120, gerçekte 400 civarında insan hayatını kaybetti ve bunların yarısından fazlası 11 yaşın altındaki çocuklardı. Hiçbir ideoloji, hiçbir kavga bunu meşru gösterecek bir sebep bulamaz. Faşizmden başka. Ama buna rağmen yapacağımız film, bir kin ve intikam filmi değil, kardeşlik dili önermeye çalışan ve bunun patolojisini inceleyen bir film olacak. Diyeceğiz ki, 'ey insanlık, bugün bir şey olduğunda, elinize taşı alıp linç histerisiyle ayaklanıyorsunuz, bu yol sizi sadece yeni Maraşlara götürür.' 'Yetişin komünist var ya da yetişin Kürt var,' diyecek güruhtan bir kişi eksik kalırsa, bu film amacına ulaşır. Bu bir kış projesi hazır, mevsimini bekliyoruz. Ozon delinince bu ülkeye ne zaman kar yağacağı belli değil, karı bekliyoruz.
Haberin fotoğrafları