kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Armada Teras'ta Türk yemekleri ağırlıklı mönü var.

Saz eserleri eşliğinde çilingir sofrası

DENİZ ERBİL
11.08.2007
Sultanahmet'teki Armada Teras, konuklarına geniş bir Boğaz manzarası eşliğinde geleneksel lezzetler vaat ediyor. Terasın bir yanı Adalar'a, diğer yanı Ayasofya ve Sultanahmet Camisi'ne bakıyor. Fonda ise klasik saz eserleri duyuluyor..
İstanbul'un en güzel göründüğü yer ne Çamlıca tepesi ne de Galata Kulesi; eski gezginler, kentin en güzel görüntüsüyle, gemiyle İstanbul Limanı'na girmeden az önce, Ahırkapı önlerine geldiklerinde karşılaştıklarını yazmış. Bu, insanın başını döndüren manzarayı görmek isteyenlerin gidebilecekleri bir restoran var. Yaz akşamlarında Ahırkapı'daki Armada Oteli'nin terasında yemek yiyenlerin önlerinde uzanan güzellik karşısında etkilenmemeleri mümkün değil. Armada'nın teras katında bir yandan Boğaz, Adalar; öte yandan Ayasofya ve Sultanahmet Camisi'ni gören bir masaya buyur ediliyorsunuz. Türk mutfağı ağırlıklı mönü gerek yabancıları, gerekse Türkleri memnun edecek biçimde oluşturulmuş. Rakı içmek isteyenlere komple soğuk ve sıcak meze grupları öneriliyor. 'Şefin çilingir sofrası' başlığı altında sekiz çeşit mevsim mezesi sunuluyor. Altı çeşitten oluşan bir de 'sıcak çilingir sofrası' grubu var. Her ikisi de en az iki kişilik olarak servis ediliyor. Biz başka şeylerin de tadına bakabilmek için sadece soğuk mezeleri ısmarladık. Ortaya patlıcan salatası, tarama, kavun, semizotu salatası, köz biber, zeytinyağlı dolma, Çerkez tavuğu, beyaz peynirden oluşan büyük bir tepsi getirildi. Ayrıca, Trakya'nın eski kaşarı, İzmir'in ve Erzincan'ın tulum peynirleri, Urfa peyniri, Gaziantep'in örme peynirinden oluşan bir Türk peynirleri tabağı; somon marine ve taze somon ikilisi de seçenekler arasında ve bunlar da en az iki kişilik ısmarlanıyor. Mezeleri grup halinde istemeyenler için mönüde az da olsa zeytinyağlı çeşidinin yanı sıra deniz mahsulleri güveç, Ege usulü ahtapot salata, tarator soslu kalamar tava, pastırmalı bohça böreği gibi seçenekler yer alıyor. Çeşitli salata ve çorbalar da var. Ana yemeklerin başında 'hünkâr sahanı' adını verdikleri bir et şöleni geliyor. Büyük ve kapaklı bir bakır sahan içinde en az iki kişilik olmak üzere ızgara kuzu sırtı, kuzu pirzola, kuzu şiş, Filibe köfte ve bol miktarda da hünkârbeğendi getiriliyor. Bu etlerin yanında da beğendi dışında elma, patates ve brokoli gibi sebzeler de garnitür olarak sunuluyor. Biz mezelerin ardından hünkâr sahanı ısmarladık. Ancak porsiyon iki kişi için bile fazla.

FONDA KLASİK SAZ ESERLERİ
Kuşkusuz başka ana yemekler de var: Yaban otları ile marine edilmiş bonfile, köfte ve şiş ile hazırlanan yoğurtlu kebap, piliç şiş, kâğıtta levrek buğulama, deniz ürünleri şiş, fener kavurma gibi seçenekler de düşünülmüş. Yanında dondurma ile sunulan vişneli ev baklavasından portakallı ekmek kadayıfına, kâğıt helva üzerinde tahinli ve hâlâ eski adıyla 'şamfıstıklı' dondurmaya, fırın sütlaç, çikolatalı sıcak kek ve çeşitli dondurmalı kuplara kadar 'İstanbul mutfağının tatlı mönüsü' başlığı altında zengin seçenekler sunuluyor. Yerli şaraplar, birçok restoranda olduğu gibi bir ya da iki firmanın ürünlerinden derlenmemiş. Kayra, Pamukkale, Kavaklıdere, Corvus gibi birçok irili ufaklı üreticinin şarapları servise çıkarılıyor, fiyatları da oldukça makul. Bunlardan bazıları 35 santilitrelik küçük şişelerde de sunuluyor. Hoparlörlerden çok hafif sesle klasik saz eserleri yayınlanıyor ve bu müzik de ortama çok iyi uyuyor. Anadolu yakasındaki mekânlardan, Boğaz'daki, Beyoğlu yakasındaki otellerden hemen her gece atılan havai fişekler de muhteşem Ayasofya, Sultanahmet ve Marmara manzarasını daha da vurguluyor. Özetle, Armada'nın terası buraya ilk kez gelen yabancıları olduğu kadar İstanbul'a gönül verenleri ve yerli konuklarını da etkiliyor.
Haberin fotoğrafları