kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ağustos 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Amstel nehri, Amsterdam’daki kanallar boyunca akıyor ve şehri su üstünde gezmek isteyen turistler için ideal bir ortam sağlıyor.

Sonbahara Amsterdam'da girmek lazım

KAYA GENÇ
17. yüzyılda inşa edilmiş binaların arasında yürürken Amsterdam'da bir şehri gezmenin mutluluğu tarihle birleşiyor. Öğrencilerin, turistlerin ve eğlence meraklılarının şehrinde herkes kendi havasında..
Amsterdam'da olduğumu söyleyince herkesin sorduğu ilk soru partilerin nasıl olduğu, ikinci soru ise Red Light District'te neler olup bittiğiydi. Pek çok kişinin aklında parti kültürü ve vitrinleri 'süsleyen' kadınlarla iç içe girmiş olan Amsterdam şehri, bir yandan bunları içermekle birlikte, aslında gayet sessiz, huzurlu ve entelektüel bir yer. Şehrin nüfusu 700 bin kadar; ancak Amsterdam'ı sürekli gezmekte olan turistlerle bu sayı neredeyse iki katına çıkıyor. Çünkü ilginç biçimde, belli bir anda Amsterdam'da bulunan her iki kişiden birinin turist olması gibi tuhaf bir durum söz konusu. Şehirde yürürken fark edeceğiniz ilk şey de, muhtemelen, sizin de aslında bir üyesi olduğunuz bu turistler olacak: her tarafa yayılan otellerin girişlerinde, kafile halinde otobüse binerken, grup oluşturup alışveriş merkezi Kalverstraat'ı arşınlarken... Gözleriniz turistlere alıştıktan sonra, bu sefer burnunuz ortalıktaki yosun kokusuna alışacak. 12. yüzyılda bir balıkçı kasabası olarak kurulan Amsterdam, bugünkü yapısına büyük oranda Hollanda'nın altın çağı olarak adlandırılan 17. yüzyılda ulaştı. Zaten binaların pek çoğunun üzerinde 'ANNO' ibaresiyle birlikte, 1600'lerden kalma bir tarih yazıyor ve bu da şehir merkezindeki neredeyse her sokakta, 400 yıllık binaların arasında yürüdüğünü insana hatırlatıyor. Amsterdam Üniversitesi de bu dönemde, 1632'de kurulmuş.
Haberin fotoğrafları