kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ağustos 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Komedi oynayan kadınlara baktığımda, iyi bir yerdeyim'

08.07.2007
- Dışarıdan çok yabancı ve uzak gibi duruyorsunuz ama Avrupa Yakası'na bakınca, bir kapıcı ailesinde yaşananları da en az Nişantaşı'nda oturan elit bir ailede olup bitenler kadar iyi bildiğiniz çıkıyor ortaya. Bu hayat bilgisi nereden geliyor?
- Gazeteci olup da çok steril olan bir insan tanımadım ben. Moda dergisinde çalışan üç-beş hanım kız olabilir ama... Zaten İstanbul'da yaşıyorsan, ne kadar steril kalabilirsin ki? Bir de benim avantajım şu oldu; gazeteciyken yüzlerce eve girip çıkıyor, her kesimden farklı insanlarla tanışıyordum. Bu müthiş bir bilgi kaynağı. Mesela bana, "Bu erkek muhabbetlerini nasıl bu kadar iyi yazıyorsun?" diye soruyorlar. Ben iki yıl da erkek dergisi çıkardım. Tamamı erkek bir kadroyla çalışarak erkek kafasına hitap etmeye çalıştım. Erkeklerle bu kadar iç içe yaşayınca neye önem verdiklerini, kadınların neresini beğenip beğenmediklerini, aralarında nasıl muhabbet ettiklerini çok iyi biliyorsun. Bu bir de gözle, bakışla, hayatta nelere önem verdiğinle alakalı bir şey tabii. Ben bir kafede içtiğim kahvenin tadını fark etmem ama karşı köşede oturan adamı fark ederim. Hem görmediği şeyleri de hayal edebilir insan...

- Etrafındakilerle çok sohbet eden, girişken biri olduğunuz söylenebilir mi?
- Yok, pek girişken biri değilimdir, daha çok seyrederim.

- Dizideki oyuncular sizin yazdığınız repliklere birebir uyuyor mu, mesela Burhan? Öyle ki izlerken o kendi kendine doğaçlama yapıyormuş gibi bir hisse kapılıyor insan...
- Evet, öyle zannediliyor ama aslında hepsi benim yazdığım replikler. Yalnızca Engin'in (Günaydın) her bölümde doğaçlama yaptığı bir-iki cümle vardır, o da maksimum. Mesela 'Gerri' onun lafıdır, 'Elly Makbile'yi o bulmuştur... Ben 'şiştim' yazmışımdır, o onu 'sistim' diye söyler. Ama çoğu şeyi onun o anda kafasına göre uydurduğunu düşünmenizin nedeni, Engin'in inanılmaz bir oyuncu olması. Ben onun için, 'Türkiye'de bizim jenerasyonun gördüğü en iyi birkaç erkek oyuncudan biri,' derim rahatlıkla. Teksti alıp sanki kendi o anda bulmuş gibi satabiliyor. Karakteri bu kadar iyi giyen bir oyuncu ben çok az gördüm. Bazen ben bile kontrol etme ihtiyacı duyuyorum çekim sırasında, 'Bunu ben mi yazdım, yoksa Engin mi şimdi uydurdu?' diye. İkincisi, ben Burhan'ı o kadar iyi öğrendim ki tamamen Engin'in ağzına göre yazıyorum.

- Sizin en keyifle yazdığınız ve güldüğünüz karakter kim dizide?
- Ben herkese hayranım, favori bir karakterim yok gerçekten. O günkü hikayeye göre değişiyor güldüklerim. Burhan'a da çok gülüyorum, Sertaç'a da... Sertaç'ın da o kadar yersiz, absürd ve komik replikleri oluyor ki, nereden aklıma geliyor ben de bilmiyorum. Bu arada en az Aslı'nın repliklerine önem veriyorum kendim oynadığım için.

- Oyuncu olarak ilerleme kaydettiğinizi düşünüyor musunuz?
- Tabii, artık şunu rahatlıkla söyleyeyim kendimi izlerken içim rahat. Piyasadaki komedi oynayan kadınlara baktığımda da iyi bir yerdeyim. Ama kendime ilk başta nasıl başrol vermişim inanamıyorum. Tamamen cahil cesaretiymiş!

- Niye heves ettiniz peki oyunculuğa bu kadar?
- E, altı yaşımdan beri hayalimdi oyuncu olmak... Bir de Aslı bana yakın bir karakter, herhalde 'kıvırırım' dedim. Aslında çok korkunç bir durum da olmadı. Asıl işimi zorlaştıran şu; senaryoyu, dekoru, kostümü ve aklınıza gelebilecek tüm detayları düşünmekten bazen oyunculuğun kendisine konsantre olacak vakit kalmıyor. Yönetmen "Kayıt," demeden oyuncu olduğumun farkına varamıyorum.

- Her şeyi kontrol etme ve her şeye hâkim olma hali de var sanırım sizde...
- Evet, her şeyi kontrol deliliği var bende maalesef ama biraz da 'Nasıl olsa Gülse hallediyor,' diye bana kalıyor işler...