kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Ayça Saygılı (solda) filmde kendisini oynuyor. Rol arkadaşı da yine o dönem âşık olup uğruna yollara düştüğü K. Iraklı oyuncu Hama Ali Khan. İlişkileri bittikten sonra dostlukları süren ikili, yaşamlarının filmleştirilmesinden çok memnun.

Aşk varsa 'gitmek' gerek

MÜJGÂN HALİS
Bir Türk kızı, bir Kuzey Iraklı'ya âşık olur. Gün gelir telefonlar çalışmaz, mektuplar kesilir tek gerçek vardır: Savaş. Ve kız aşkının ardına düşmeye karar verir. Hüseyin Karabey'in Gitmek adlı filmi savaşa meydan okuyan yaşanmış bir aşkın ve ilk buluşmanın öyküsü..
İnsan haklarıyla ilgili belgeselleriyle tanınan yönetmen Hüseyin Karabey'in ilk uzun metraj filmi, iki dil, iki ülke, iki sınır arasında bir Türk kızı ile Kuzey Iraklı bir Kürt'ün arasında yaşanan gerçek aşk öyküsünü anlatıyor. Üstelik hikâyenin kahramanları aynı zamanda filmin başrol oyuncuları. Aşkının peşinden savaş koşullarındaki Irak'a gitmeyi göze alan, sevdiği erkekle İran-Irak sınırında bir köyde buluşmak için kaçakçıları devreye sokan bir kadın ile sevdiği kadına video mektuplar gönderen bir erkeğin öyküsünü anlatıyor Gitmek filmi. Ünlü Kürt oyuncu Hama Ali Khan ile Türk tiyatrocu Ayça Damgacı arasındaki aşk hikâyesini anlatan film, doğuya ve savaşa da farklı bir şekilde bakmayı öneriyor.

MEKTUPLAR, TELEFONLAR...
Tiyatro Oyunevi'nde oyunculuk yapan Ayça Damgacı ile Hama Ali Khan'ın aşk öyküsü Adıyaman'da bir film setinde başlıyor. Kuzey Irak'lı bir yönetmenin çektiği bir filmde rol almak için Adıyaman'a giden Ayça, orada tanıştığı Kürt oyuncuya âşık olur olmasına ama çekimler biter, herkes ülkesine dönmek zorunda kalır. Ayça o günleri şöyle anlatıyor: "Birbirimizi çok sevmiştik, telefonla görüşmeye, mektuplar yazmaya başladık ama bir yandan da buluşmanın ve kavuşmanın yollarını aramaya başladık." Günler Habur Sınır Kapısı'nın kapalı olduğu ne bir Türk'ün Irak topraklarına, ne de bir Iraklının Türkiye topraklarına ayak basabildiği günler. Bir yandan da yakın arkadaşı ve sonrasında aşkının hikâyesini filme dönüştürecek Hüseyin Karabey'e hikayesini anlatmaya, yazdıklarını paylaşmaya başlar Ayça.

TERSİNE BİR YOLCULUK
İşte orada Hüseyin Karabey'in bu aşkın filmini çekmeye karar verir, hem de bambaşka bir gözle: "Filmlerde hep doğudan batıya gidilir. Burada filmin kadın kahramanı aşk için batıdan doğuya gidiyor, hem de kaçakçıları bile kullanarak. Hep yakışıklı erkekler güzel kızlar arasındaki aşklardan bahsedilir, biz de onları görüp 'sefil' aşklarımızı küçümseriz. Halbuki gerçek olan bizim aşklarımızdır. Filmin sonunda herkes Ayça ile Hama Ali'yi kıskanacak." Vermeye çalıştığı bir tek mesaj olduğunu söylüyor Karabey: "Bir dinle." Ayça'nın gitme kararı verirken, bu yolculuk göze alırken diğer insanların varlığıyla ve hikâyeleriyle zenginleştiğini gözler önüne serdiklerini söylüyor. Savaşın başlamasıyla beraber Ayça ile Hama Ali hiç iletişim kuramaz olur. Artık Ayça'nın ona ulaşmak için, gitmek dışında bir seçeneği yoktur. Ailesini, tiyatro çevresini, hatta kendisini bile karşısına alarak yola çıkar. Herkes Irak'tan kaçmaya çalışırken Ayça'nın Hama Ali'ye ulaşma çabası adeta tersine bir yolculuğa dönüşür. Doğup büyüdüğü kenti şimdi başka türlü görmeye başlar; K. Irak'lı göçmen sanatçılar, Avrupa'ya gitmek için İstanbul'u mesken tutan mülteciler, kaçakçılar: "Hayatımda ilk defa İstanbul Süleymaniye'deki bekâr odalarına gittim. Orada kalan Kürt gençlerle tanıştım, yoksulluklarına tanık oldum. Van'da İran'dan gelmiş mültecilerle tanıştım. Van'dan çıkış hakları olmayan ama Nelson Mandela'dan alıntı yaparak mülteci çocukların varlığı başka bir dünyaya geldiğimin kanıtıydı."

AŞK YOLLARDA BÜYÜR
İstanbul'dan önce Diyarbakır, sonra ver elini Habur. Orada uzun TIR kuyruklarında bekler, içeride kalan yakınlarından haber alamayan kadınlarla karşılaşır. Sevdiği kadınının kararlılığını fark eden Hama Ali, bir savaş muhabirinin telefonuyla Ayça'ya ulaşır ve ona Irak'ta değil de İran'da bir sınır kasabasında buluşmayı önerir. Ayça yasal yollarla İran'a geçecek, Hama Ali kaçak yolları deneyecektir. Karabey, filminde savaşı hiç göstermeden anlattıklarını belirtiyor. Tıpkı Ayça'nın Hama Ali'yi tanıdıktan sonra K. Irak'la ilgili haberleri izlemeye başlaması gibi, orada hayatını yitirebilecek insanların hayatını öne çıkardıklarını vurguluyor. Filmde dille ilgili bir kompleks yaşamadıklarını da söyleyen Karabey, "Diller topraklarında nasıl yaşıyorlarsa topraklarında, filmimizde o şekilde yer aldı, yani çok dilli bir yapım oldu," diye konuşuyor.

ÇOK ULUSLU BİR YAPIM
Gitmek'te neredeyse herkes kendisini oynuyor, Mahir Günşiray bile. Günşiray'ın yanı sıra, oyuncu kadrosunda ayrıca Nesrin Cavadzade, Volga Sorgu, Cengiz Bozkurt, Ani İpekkaya gibi isimler var. Senaryo ise Karabey ve Ayça Damgacı'ya ait. Çekim sürecinde 6 bin kilometre yol kat edilen film, İstanbul, Diyarbakır, Mardin, Silopi, Van, İran'ın Urmiye, Kuzey Irak'ın Erbil ve Süleymaniye kentlerinde çekildi. Gitmek, önce Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde seyirciyle buluşacak, daha sonra Rotterdam Film Festivali'ne katılacak, 2008'in şubat ayında da Türkiye'de gösterime girecek.
Haberin fotoğrafları