kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Temmuz 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
AYŞE ÖZYILMAZEL

Eski sevgilim sevgilisi ve ben

Cidden bu kadar modernleşmeyi istedik mi? Baksanıza, eski sevgilim, ben ve eski sevgilimin yeni sevgilisi kuafördeyiz! Birbirimize öpücükler göndermekteyiz. Şu pazar günü dükkanı kapatan kuaförümü yakalarsam fena yapacağım. Hadi başa dönelim. Zaten günlerdir gerginim. Çünkü üzerinize afiyet bu benim ilk nikah şahitliğim. Ta ergenlik sivilcelerimizin ilk pörtlediği zamanlardan arkadaşım Leyla, sevgilisi Ahmet'le evleniyor.

NİKAH ŞAHİDİ NE GİYER?
Kız da şöyle bir güzellik yapmak istemiş, Ahmet'le tanışmasına sebep olan iki arkadaşını nikah şahidi seçmiş. Gelininki ben, damadınki de en yakın arkadaşı, 'eski sevgilim' C. Gördüğünüz gibi 'Biz ayrıldık, onlar evlendi' vakalarından biriyle karşı karşıyayız. Buraya kadar sorun yok! Çünkü ben eski sevgilileriyle düşman olan kadınlardan değilim. Sadece kafamda bin bir türlü iş var. Bir kere nikah şahitliği öyle kolay iş değil. 'Şahidim" dedin, yırttın hiç değil! Gelinlik provası var, bekarlığa veda partisi var, düğünden iki saat önce gelinin yanında hazır bulunması var. Asıl kıyafet sorunsalı var. Kural 1: nikah şahidi siyah giymez! Ne o öyle karalar bağlar gibi. 2: Beyaz hiç giymez! Gelin misali. Ya kırmızı? Saçmalama Ayşe, o kadar da seksi ol demedik! İyi de açık pembe giyip pastaya dönmek istemem, sarı tonları da tenimi soluk gösterir. Uzun gerginlikler sonucu turuncuda karar kıldık.

KUAFÖRDE PİŞTİ
Rahatladık mı? Asla! Bu kez pazar gününe denk gelen düğün, beni kuaförsüz bırakmaz mı! Evime en yakın Akmerkez MOS mevcut. Mecburiyetten ilk hedefimiz MOS. Aslında kadın milleti kuaföründe evinde gibi hissetmek ister. Her türlü kapris yapılacak, kuaförüyle can ciğer olacak, vs, vs... Neyse koltuğa kuruldum, çaprazıma da uzun boylu, uzun saçlı, hokka burunlu bir kız oturdu. Kızı süzüyorum. Allah'ım şu saçların yarısını bana vereydin ya! Aa! Bir dakika! Sanırım dengem bozuldu, eski sevgilimi görmeye başladım. Yok canım! Ne işi var burada! Şimdi de bana el sallıyor. Tanrım! Bu gerçek! Eski sevgilim, yeni sevgilisi ve ben aynı kuafördeyiz. Üstelik benim kafamın tepesinde rulo edilmiş fırça duruyor. C. hemen yanıma geldi "Bak" dedi "Kız arkadaşım bilmemne." İsmi aklımda kalmadı (yalaaaan!),kısaca Brezilyalı bir fıstık diyebiliriz. Benden cevap "Adi adam, benimle bir gün bile kuaföre geldin mi?" Hayatta iki tip kadın var. Evde erkeğin yemeğe gelmesini bekleyenler ve bu Brezilyalı gibi erkeği peşlerinden kuaföre sürükleyenler. C. başladı gülmeye. Tabii ben de...

SANKİ SERTAB İÇİME GİRDİ
Sevgilim benimle niye kuaföre gelsin ki? Hatta gelmesin, beni bigudiyle görmesin! Ama kadınız ve kıyaslamadan duramayız. Öyle sevimliyim ki şaşarsınız sayın okur. Kıza el sallıyorum, C.'nin yanaklarını sıkıyorum... Sanırsınız Sertab Erener'in ruhu içime girdi. Levent Yüksel-Sertab- Demir Demirkan üçlüsü gibiyiz... Ama Hakim Bey, ben bu kadar modern olmak istememiştim ki! Hele böyle bir durumda bu kadar iyi hissetmeyi, bu kadar doğal karşılamayı hiç istememiştim. Kendimden beklememiştim. Onların da nikah şahidi olabilir, çocuklarına süt annelik yapabilirim sanki. Ne kadar samimiyim? Bilmiyorum. Belki hayatın biraz daha az hain olmasını istiyorum...