kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazim Kanat @ SABAH
SMS:
4122-KK MESAJ
 

İki fotoğraf ve birkaç kırık dökük anı

Yazı işleri müdürüm, elindeki diayı dikkatle inceledikten sonra öfkeyle bana bağırdı: "Bu ne biçim renkli fotoğraf! İsmet'e (Gümüşdere) söyle gitsin, yeniden çeksin. 40 yılın fotoğrafçısına bak. Renkli resim diye bana siyah-beyaz filmi getirmiş." Diayı aldım, ışıklı masada lupla incelemeye başladım. Sonra da çok sevdiğim İsmet Ağabey'i korumak için söylendim: "Adam pis zenci. Simsiyah adamın renkli fotoğrafı olur mu!" Ağzımdan, 'pis zenci' çıktığı için öyle utandım ki yer yarılsa da içine girsem diyorum. "Affedersin," dedim. "Böyle demek istemedim..." Demesine dedim ya... Bendeki panik devam ediyor. Bu lafları söylediğim gazetenin genel yönetmeni de zenciydi!.. Meslekte her şeyi öğrendiğim o adam yani Bab-ı Ali'nin efsane ismi 'Arap' lakaplı Ferhan Devekuşuoğlu tek kelime etmedi. Hiç kızmadı,öfkelenmedi. Sadece yüzüme bakarak, "Röportajını yaz getir," dedi. O röportajı, yani fotoğrafına bakıp pis zenci dediğim o efsane futbolcu Fenerbahçe antrenörü Didi'ydi. O olaydan sonra Didi ile sarsılmaz bir dostluk kurdumve büyük usta Devekuşuoğlu'ndan mesleğin tüm sırlarını öğrendim. Şimdi nerede bir negro, zenci ya da siyah tenli (hadi olayı tatlandıralım) çikolata renkli bir insan görsem o olayı hatırlar hâlâ utanırım. Hem gazeteci hem de insan olmaktan!.. Hadi size güleceğiniz ama düşüneceğiz de bir anı. Günaydın yazı işleri toplantılarına patron Haldun Simavi de girermiş. Bir gün elinde, 'tef çalan adam' fotoğrafı ile toplantıya girmiş. Genç bir gazeteciye "Yavrum," demiş, "Bu nedir?" Genç gazeteci, "Tef çalan adam efendim," demiş! Patron Simavi, "Bunu ben de biliyorum. Sen gazetecisin başka şey söyle," demiş. Sonra yazı işleri müdürü Rahmi Turan'a talimat vermiş: "Yavrum bu gazeteciyi işten kov!" Bu olay öyle büyüdü ki servise gelen her fotoğrafı elime alır, sallayarak genç gazetecilere sorardım: "Bu fotoğraf nedir yavrum?" Gördüğünü söyleyen genç gazetecilere akıl verirdim: "Bunu ben de biliyorum yavrum. Bana bilmediğim bir şey söyle!" Günaydın'ın patronu Haldun Simavi muhabir gibi çalışırdı. Ama, Hürriyet'te patronumuz Erol Simavi'yi hiç göremezdik. Çünkü o sabahın köründe gazeteyle gelir, biz gazeteye gelirken çoktan gitmiş olurdu. Bir gün servise geldiğim zaman herkes etrafımı sardı. "Patronumuz Erol Simavi seni merdivenlerde görmüş," dediler. Bu arada herkes beni tebrik ediyordu. Benim şaşkınlığımı anlayan ilk Esat (Yılmaer) oldu. "Ulan dinlesene," dedi. "Şu an Hürriyet'te kral sensin". "Yok yaa?.." dedim. O anlattı: "Erol Simavi gazetenin merdiveninde bir muhabire rastlamış. Üstü başı perişan. Sonra çok üzülmüş ve talimat vermiş: Benim muhabirim en şık giyinen olmalı. Çünkü nereye gitse beni temsil ediyor." Esat gülerek "Herkes mağazada kuyruk oldu. Ne alırsa al hesapları patron ödüyor, hadi biz de Beyoğlu'na gidelim," dedi..

AYIPTIR SÖYLEMESİ
Neyse efendim, "Ben o muhabir değilim," desem de kimse inanmadı. Gittim çok şık bir takım aldım. Bizim o dünyamız fıkra gibi olaylarla doludur. Fıkra dedim de geçenlerde meslekte onur ödülü alan yani duayen ilan edilen Eyüp Karadayı bu olayları öyle güzel anlatır ki, bunlar Ayıptır Söylemesi ismiyle kitap bile oldu. Hadi o kitaptan fıkra gibi bir anı: Mahmut Küçük maçtan çektiği gol fotoğrafında topu yakalayamaz. Topu bir başka kareden kesip kendi fotoğrafına yapıştırır. Sonra da Necmi Tanyolaç'ın önüne koyar. Tanyolaç usta "Bu gol de top nerede?" diye bağırınca Mahmut Küçük yerlere yatarak aramaya başlar ve bir yandan gelirken düşürdüğü o topu ararken söylenir: "O topu iyi yapıştırmıştım ama!.." MESAJ: Yakın silah arkadaşım Eyüp Karadayı'nın, Ayıptır Söylemesi isimli fıkra kitabı için Hıncal Uluç ile Hasan Pulur ustalar öyle harika şeyler yazdılar ki bana yazacak bir şey kalmadı. Benim tek dileğim bu fıkraları Eyüp Ağabey'in sesinden CD'den dinleyebilmek...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Maraş'tan bir haber geldi. Dediler ki...   / 17-12-2006
 Biz erkekler, 'taş kalpli'yiz! Oysa siz kadınlar...   / 10-12-2006
 Korkmak mı, aslaaaa   / 03-12-2006
 İki fotoğraf ve birkaç kırık dökük anı   / 26-11-2006
 Mahallenin şık ağabeyleri   / 19-11-2006
 Sefertası ile işe gelen başbakan!..   / 12-11-2006
 Metroda müzisyene para verirken lütfen gülümseyin!   / 05-11-2006
 Karım olmadan asla   / 29-10-2006
 Ege'de beşinci mevsim: Sarı yaz!   / 22-10-2006
 Kendi vatanında yabancı olmak   / 15-10-2006
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Ölmez de sağ kalırsanız depresyondan...
GÜLSE BİRSEL
'Kadın aklı' ne demek?
Şunu bir daha duyarsam düşüp...
KAZIM KANAT
Ahmet Ertegün'ün rüyası: Cosmos!
'Ahmet Ertegün'ün ayağı...
Şoförü 'kendisi' olanlara
Şoförü 'kendisi' olanlara
Quattroporte aslında bir Maserati klasiği. Markanın, de Tomaso...
Uçaklar havada çarpışır mı?
Uçaklar havada çarpışır mı?
1938 yılından, 29 Eylül 2006 tarihine kadar havada 20'den fazla...
Çağdaş kadın 'blog'e olmuş durumda
Sanal alemde tutulan milyonlarca blog'un yüzde 56'sının sahibi...
Ayşe Teyzeler de alkolik oldu
Kadınlar arasında alkol bağımlılığı nedeniyle tedavi görme oranı son...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.