kapat
   
14 Aralık 2006 Perşembe
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
"Kötü havanın sorumlusu AB"
Telegraph: AB iki yüzlülük yapıyor

"Kötü havanın sorumlusu AB"

İngiltere'de yayımlanan haftalık ekonomi ve siyaset dergisi The Economist, AB-Türkiye ilişkilerinde ''havanın alışılmadık düzeyde kötüye döndüğünü'' savunurken, ''Türkler kızgın, Avrupalılar kararlı ve müzakerelerde askıya alınan başlıkların nasıl olup da yeniden görüşüleceğini anlamak zor'' diye yazdı.

HATANIN BÜYÜĞÜ AVRUPA'YA AİT

Economist'in makalesinde, Ekim 2005 tarihinden bu yana ilişkilerin baş aşağıya gittiği iddiasına da yer verilerek, ''Bazı hatalar Türk tarafına ait, reformlar yavaşladı. Ancak hatanın büyüğü Avrupa tarafında yatıyor, Almanya'da Hristiyan demokrat bir başbakanın göreve gelmesi ve Fransa'da yeni bir cumhurbaşkanı seçilecek olması, Türkiye'ye iki önemli destekçisini kaybettiriyor'' denildi.

Makalede
Avusturya, Fransa ve Almanya'da seçmenin gönülsüz tutumunun Türkiye'de de reformların yavaşlamasına ve milliyetçi bir havanın doğmasına yol açtığı kaydedilerek, ''Pek çok Türk artık kendilerini kulüplerinde görmek istemeyen Avrupalıları memnun etmemek adına değişimi de istemiyor'' iddiasına yer verildi.

Müzakerelerin askıya alınan maddelerinin yeniden görüşmeye açılmasının oy birliği gerektirdiğine işaret edilen makalede, Kıbrıs üzerinde tipik bir çekişmenin sürdüğü görüşü dile getirildi. Türkiye'nin limanlarını Rumlara açmak gibi bir yasal yükümlülüğü bulunduğu belirtilen makalede, AB'nin de KKTC'nin üzerindeki ambargoların kaldırılması sözünü verdiği, ancak Rumların vetosu yüzünden bunun gerçekleştirilemediği hatırlatıldı.

RUMLARA BASKI YAPILMALI

''Avrupalılar şimdi Rumlara ambargoların kaldırılmasına olanak vermeleri için baskı uygulamalı'' görüşü vurgulanan makalede, ''Türkiye ile müzakerelerin bir kısmının dondurulması anlaşmazlığın aşılmasına hizmet etmeyecektir'' uyarısı yapıldı.

Makalenin son bölümünde, ''Avrupa'nın ve Batının Akdeniz'deki küçük bir ada yüzünden Müslüman bir demokrasinin örneği olan Türkiye'yi kendisinden uzaklaştırması felaketle eş değerde jeostratejik bir başarısızlık olacaktır'' denildi.

Economist'te yer alan başka bir makalede genişleme sürecinin sancıları ve bu çerçevede Türkiye ile gelinen noktada yaşananlar ele alındı.

Derginin bir başka sayfasında yayımlanan analizde ise Türkiye ile Irak Kürtleri arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerde ABD'nin etkisi irdelendi. Analizde, ABD'nin Türkiye ile Kürtler arasında kaldığı iddiasına yer verildi.

KİMSE MUTLU OLMAZ KİMSE KAPIYI ÇARPMAZ

Türkiye'nin AB'ye üyelik çabalarının belli bir gidişatı olduğu, her iki-üç ayda bir kavganın kopmasına ve bunun da Kıbrıs üzerine olmasına alışıldığı belirtilen Economist'in makalesinde, ''Bunun sonucunda kriz zirveleri toplanır, anlaşmalar sağlanır, belki kimse mutlu olmaz, ama kimse kapıyı da çarpmaz'' denildi.

''Böylece hayat bir sonraki kavganın kopuşuna kadar sürerdi'' diye devam edilen makalede, geçen hafta da olayların büyük ölçüde beklentilere uygun geliştiği belirtildi. ''Ancak daha sonra havanın alışılmadık düzeyde kötüye döndüğü, Türklerin kızgın, Avrupalıların ise kararlı göründüğü'' kaydedilen makalede, ''Aslında kavganın sebebi Kıbrıs değil, olayda Avrupa'nın gerçekte Türkleri kulübüne almayı isteyip istemediğine dair kuşkular etkili'' denildi.

Türkiye-AB ilişkilerinin her zaman zor olduğu öne sürülen yazıda, bu ilişki biraz Meksika-ABD ilişkilerine benzetildi. Türkiye'nin kalabalık, fakir ve Avrupa'ya kadar uzanan sınırlarıyla potansiyel bir göçmen kaynağı olarak görüldüğünü yazan Economist, Türkiye'nin komşuları, enerji kaynaklarına yakınlığı, ekonomisi ve demokrasisiyle bölgesinde örnek oluşturduğuna dikkat çekti.

''Ama Avrupa nedense her zaman Türkiye'nin destekleyicisi değil'' denilen makalede, Türkiye'nin 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık anlaşması imzaladığına, 1999 yılında ise resmi aday ülke konumunu kazanabildiğine işaret edildi.

AK Parti hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte sürecin daha makul görülmesine çalışıldığını kaydeden Economist, geçen 4 yıl boyunca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın etkili bir reformcu olarak pek çok reforma imza attığını kaydetti. Türkiye'de yapılan reformların AB'ye üye pek çok Avrupa ülkesinin yaptığına denk ya da onun ötesinde olduğuna işaret edilen makalede, kimsenin Türkiye'nin üyelik sürecinin hızlı olmasını beklemediği, en yakın tahminin 10 yıl sonrası için olduğu belirtildi.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 AB Aralık Zirvesi başladı
 İngiltere'den Kıbrıs atağı
 Borrell'den Erdoğan'a mektup
 Erdoğan: Hani siz anayasaya sadıktınız
 "Ovada siyaset yapsınlar" kitap oldu
 AB zirvesi başlıyor
 Bakan bürokrat çatışması
 AKP İl Başkanı Durna'yı savundu
 Milletvekilleri tartıştı: Sensin oval
 Tüzmen, Anadol'dan 1.5 milyon YTL istedi
 Bülent Ecevit için mevlit okutulacak
MAHMUT ÖVÜR
'Azıcık emperyal olmak'
Bir kamuoyu araştırması yapılsa...
YAVUZ DONAT
Siyaset mühendisliği
Mühendislik mesleğinin bir kolu da...
TRT'deki skandal program kalktı
İsveç'in Ankara Büyükelçisi Asp, Türk Dışişleri'nin programın...
Tercümanı: Papa arkadaş canlısı
İtalya'da yaşayan oyuncu Serra Yılmaz, Türkiye'de çevirmenliğini...
13 yardımcı krizi
13 yardımcı krizi
Başbakan Erdoğan imzalı genelgeyle Terörle Mücadele Koordinatörü...
Blair'den sürpriz Türkiye ziyareti
Blair'den sürpriz Türkiye ziyareti
AB ile yaşanan krizde Türkiye'ye destek veren İngiltere Başbakanı, AB...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu