|
|
Eşime çanta da alırım okul da yaptırırım
Eşi Müge Canmutlu'ya 700 bin YTL değerinde Bentley marka otomobil ve 24 milyarlık çanta almasıyla gündeme oturan Ercan Canmutlu GÜNAYDIN'a konuştu: Bu çanta meselesi son damla oldu. Üzerimize çok gelindi. Oysa biz vakfımız aracılığıyla 6 okul yaptırdık. Artık bu konularda adımlar atacağız....
Cemiyet hayatını takip etmeyenler bile Ercan-Müge Canmutlu çiftinin adını ezberledi artık! Ercan Bey önce; eşine doğum günü hediyesi olarak 700 bin YTL değerinde Bentley marka otomobil alınca gazetelerin birinci sayfasına kadar çıktı. Ardından Kanyon'da açılan Harvey Nichols mağazasında tek bir adet bulunan 24 bin YTL'lik Balenciaga marka çantayı eşine hediye etti. Aynı hızla da 'Türkiye'nin en bonkör kocası' olarak tanınmaya başladı. Son günlerin en flaş magazin haberi tam köpürtülmeye başlamıştı ki; Maliye Bakanlığı uzmanları Canmutlu'nun tüm hesaplarını incelettirmek üzere talimat verdi. Canmutlu'nun 'pahalı' alışverişleri köşe yazılarına konu oldu; Türkiye'deki gelir dağılımı ve servet düşmanlığı yeniden masaya yatırıldı. Biz de cemiyet hayatının bu popüler çiftini merak ettik. İstanbul vergi rekortmenleri arasında adı geçen Canmutlu da GÜNAYDIN'a konuşmayı kabul etti; Kandilli'deki villalarında buluştuk...
*
Eşinize aldığınız hediyelerden dolayı herkes sizi ve bonkörlüğünüzü konuşuyor. Neden hedef haline geldiniz sizce? MÜGE CANMUTLU: Gereksiz şekilde göze battı!
ERCAN CANMUTLU: Ben şöyle düşünüyorum, galiba o dönemde gündemde konuşulacak çok fazla konu yoktu, çok büyüttüler. Ama size çok samimi söyleyeyim, dostlarımız da bilir; ben eşine çok düşkün ve çok hediye almayı seven biriyim. Zaten arkadaşlarım arasında kıskanılıyorum, çanta olaylarından önce de oldu bu. Bize göre çok doğal bir davranış, eşime çanta da alırım, okul da yaptırırım... M.C.: Sakarya'da okul yaptırdı eşim ikimizin adına. Müge-Ercan Canmutlu Okulu. O da bir hediye! Ama biz kalkıp da 'Bunu yaptırdık, bu çantayı aldık' demiyoruz ki. Benim o çantayla resmim bile çekilmedi, ben kimseye 'böyle bir çanta aldım' da demedim!
* Mağaza mı verdi isminizi? M.C.: Kesinlikle mağaza, başka nereden çıkabilir? E.C.: Bizim aklımıza gelen o. Belki kendi reklamlarını yapmak istemişlerdir ama sonra bence onlar da pişman oldu çünkü maliyenin bu araştırmasından sonra satışlarda bir durma olduğu söylendi. Tepki yarattı bu haberler çünkü kimse adının ortalıkta konuşulmasını istemiyor. M.C.: Şöyle bir şanssızlık olmuş, o çanta Türkiye'ye gelmeden önce basında çıkmış. Bundan hakikaten haberimiz yoktu, biz de tesadüfen o çantayı almışız! Gazetede bu kadar haber olduğunu atlamışız. E.C.: Ayrıca şunu da söyleyeyim, eşime ilk defa böyle bir çanta satın almıyorum. Benim Almanya'da da bir hayatım vardı eşimden önce, orada hala bir evim var, işlerim sürüyor. Çifte vatandaşım ben; orada Bentley'den çok daha değerli arabalarımız var. Porsche koleksiyonumuz var mesela...
* Yani kaç Porsche'niz var? E.C.: Üç tane...
* Acaba 'Eşime hediye alıyorum' dediğiniz için kıskançlık vesilesi mi oluyor burada? E.C.: Eşim araba kullanmayı sevmiyor, şoför kullanıyor. Bahsedilen dört kapılı bir Bentley'di, Türkiye'de tekti, o yüzden belki dikkat çekti. Türkiye'de despot bir yapı var; erkek hegemonyası var. Erkekler hep kendine otomobil alır, plakaya kendi adını yazdırır falan... Bizde böyle değil. Belki yurtdışında çok uzun süre kaldığım için ve kadın-erkek eşitliğine inandığım için böyle yapıyorum, bundan dolayı da dikkat çekiyor. Avrupa'da, Amerika'da bunların hiçbiri dikkat çekmezdi.
* Ne oldu peki Bentley? E.C.: Bu konuyu hiç açmak istemiyoruz, lütfen!
* Bir gece kulübünde görmüştüm sizi; eşinizin doğum gününü kutluyordunuz. Sahnenin ortasında pastanın içinden kocaman bir gerdanlık çıkarıp eşinizin boynuna taktınız. Siz aslında eşinizi mi çok seviyorsunuz, gösterişi mi? E.C.: Hakikaten gerdanlığın orada olduğunu bilmiyordum, gerdanlığı ben aldım ama arkadaşımız sürpriz yapmış. Eğer o gece spotlar müsait olsaydı benim yanaklarımın kızardığını görebilirdiniz! M.C.: Ben bunun gösteriş olduğuna inanmıyorum, bunu keşke her erkek karısına yapsa, eşim bana her zaman böyle jestler yapar.
* Camiada herkes sizin gösterişi sevdiğinizi konuşuyor. Öyle misiniz? E.C.: Ben doğal olduğuma inanıyorum.
* Sosyetede oyunun kuralı, işin raconu mu bu? Böyle yaşanması mı gerekiyor bazen? E.C.: Türkiye'de erkeklerin eşlerine yaklaşımları bu derece olmadığı için göze batıyoruz diye düşünüyorum. Gösteriş meraklısı olsak, yaptığımız hayırları gösterirdik. Bir okul açılışına gidiyoruz, yanımızda hiç gazeteci yok, kimseye haber vermiyoruz.
ŞİRİN SEVER
|