kapat
   
11 Aralık 2006 Pazartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ulku Tamer @ SABAH
SMS:
UT yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Usta bir yönetmenin doğum gününde

Sanırım 1959'du. Saraçhane'de, bulvar üstündeki küçük kahvede (yani a dergisi'nin yazıhanesinde) oturuyorduk. Yılmaz geldi. Yılmaz Pütün. Işıl ışıldı.
"Hayrola?" dedik. "Yeni bir öykü yazdın?"
"Bir filmde oynuyorum," dedi. "Bu Vatanın Çocukları'nda. Hem de baş rol."
"Sen şaşırmışsın," dedik.
"Atıf Yılmaz yönetiyor," dedi.
"Atıf Yılmaz da şaşırmış. Senden oyuncu mu olur!"
İki Yılmaz'ın da şaşırmadığı kısa sürede kanıtlandı. Bu Vatanın Çocukları'nı aynı ikilinin Alageyik'i izledi.
Yılmaz Pütün de Yılmaz Güney oldu.


Atıf Yılmaz'ın anılarını okurken, Yılmaz'ın bu rolü neredeyse kopara kopara aldığını öğrenmiştim. (Aynı filmle ilgili bir başka şey daha dikkatimi çekmişti: Küçük kızı oynayan çocuk da ileride Nesrin Topkapı olup çıkacakmış.)
Atıf Yılmaz en çalışkan yönetmenlerimizden biriydi. 119 filme imza atmıştı. 51 filmin senaryosunu yazmış, 27 filmin yapımcılığını üstlenmişti. Bu kadar çok film yapan bir yönetmenin düzeyini sürekli koruyabilmesi kolay değildi doğrusu.
Resim denilince sadece iskambil kağıtlarındaki oğlanı, kızı, papazı düşünen kişilerin kol gezdiği bir ortamda Atıf Yılmaz elbette öne çıkıyordu. (Ama hakkını yemeyeyim, Yeşilçam, yokluktan var etmeyi becerebilen Musa'ların sokağıdır. Boyuna mucizelere tanıklık eder. Oturup Kierkegaard'dan söz edebileceğiniz kişiler de vardır orada, Yahya Kemal deyince boş gözlerle yüzünüze bakanlar da.)


Atıf Yılmaz iki gün önce anıldı. Levent'teki Onat Kutlar Sinema Salonu'nda "Sinemada Bir Usta / Bir Hafta Sonu: Doğum Gününde Atıf Yılmaz'a Saygı" etkinliği düzenlendi.Yönetmen üzerine hazırlanmış filmin gösteriminden sonra Ali Özgentürk, Arif Keskiner, Barış Pirhasan, Burçak Evren, Lale Mansur, Leyla Özalp ve Türkan Şoray, Atıf Yılmaz'ı anlattılar, anılarını dile getirdiler. Onun Türk sinemasına katkılarından, başarılarından söz ettiler.


Atıf Yılmaz'ın başarısının arkasında sanatçının kültür birikiminin, dünyayla, çevresiyle ilgilerinin, başka sanat dallarıyla yakın ilişkilerinin yattığını düşünüyorum.
Atıf Yılmaz, Orhan Kemal'den Yaşar Kemal'e, Kemal Tahir'e uzanan dostluklardan kendisini besleyen kaynaklar yaratmayı bilmiş, o kaynakları da kişiliğini ve mesleğinin onurunu koruyarak kullanmayı başarmıştı.
Bu başarının bir başka nedenini de yine anılarında görmüştüm: İşini seviyordu. Ona tutkuyla bağlıydı. Sinemayı yaşamının odak noktasına yerleştirmişti. Hollywood'da 1940'ların Altın Çağ döneminin yaratıcıları gibi düşünüyordu: Sinema olmazsa olmaz!


Ama o sinemayı yapmak pek kolay değildi. (Sorunlar değişti gerçi... şimdi de değil.) Atıf Yılmaz'ın dorukta olduğu yıllarda Yeşilçam son derece sınırlı klişeler içinde çalışıyordu. Öykülerin, değil ana hatları, ayrıntıları bile kopya kağıdıyla çoğaltılmış gibiydi. Bir filmin afişine bakınca, oyuncuların adlarını okuyunca o filmi daha sinema salonuna girmeden görmüş gibi oluyordunuz. İşletmecilerden alınan avanslarla yaratılmaya çalışılan yapıtlar iki haftada kotarılıp seyirci karşısına çıkarılıyordu.
Atıf Yılmaz da bu kasırganın içindeydi. Ama Beş Kardeştiler, Battı Balık, İki Gemi Yanyana gibi filmlerini yaparken bile o kasırganın içine incelikler yerleştirmeye çalıştı. Kendi görüşlerini benimsemiş bir avuç yapımcıyla işbirliği ederken ya da yapımcılığını da üstlendiği filmlerde ise sinemamızın hep onur duyacağı yapıtlar yarattı.


Atıf Yılmaz'ın bir özelliğinden daha söz etmeliyim. Bir çok değerli sanatçı onun yanında yetişti. Yılmaz Güney, Halit Refiğ, Zeki Ökten, Şerif Gören, Ali Özgentürk mesleğe onun yardımcılığını yaparak adım attılar. Düzeyli bir usta-çırak ilişkisi sonunda usta oldular.


Doğum gününde Atıf Yılmaz'ın Bir Sinemacının Anıları kitabını yeniden okudum. Bu tür anı kitaplarını ne kadar sevdiğimi bir daha gördüm. Dünyayı kurtaran büyük eylemlere ilişkin "ifşaat"ları değil, küçücük olayları anlatan, kişisel renkler taşıyan alçakgönüllü anıları.
Yaşamı o renkler oluşturuyor çünkü.
Atıf Yılmaz'ın anıları bu açıdan benim için tam bir başucu kitabı. Yazarı, en sevdiğim yönetmenlerden biri. Konusu, tutkun olduğum sinema. Ortamı, yıllarca soluduğum Yeşilçam. Kişilerinin çoğunu ise tanıyorum.
Bunlar bir de yalın, duru bir dille anlatılınca... "İyi ki doğmuşsun, Atıf ağabey," diyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Hakkı Telif Bey'ler ne olacak?   / 04-12-2006
 Tiyatro bileeetiii... Bir lira!   / 27-11-2006
 Küçük keyifler ülkesine hoşgeldiniz   / 20-11-2006
 Müsaade ederseniz sizi özleyebilir miyim, Yeşilçam?   / 13-11-2006
 Nasreddin Hoca bir gün...   / 06-11-2006
 Kitap Sergisi'nden Kitap Fuarı'na   / 30-10-2006
 Bir sonraki bayram için düşler kurardık   / 23-10-2006
 Türk edebiyatına gecikmiş bir ödül   / 16-10-2006
 "son yolcunun adı attila ilhan'dı"   / 09-10-2006
 Hayatlarımızı gerçekten değiştirdiler   / 02-10-2006
ÜLKÜ TAMER
Usta bir yönetmenin doğum gününde
Sanırım 1959'du.
Üç süper gol bir süper adam: 3-1
Üç süper gol bir süper adam: 3-1
G.Saray, Bursa karşısında 4'te geriye düştü. Futbol olarak döküldü.
Gerets: Evli değiliz!
Gerets: Evli değiliz!
Erik Gerets'ten sözleşmesiyle ilgili ilginç açıklama: "Ben...
Arınç'tan sert çıkış
Genelkurmay'a: 20 tane emekli subay, kalkıp mektup yazıyor.
'Kafatasçılıkla millilik olmaz'
Başbakan Tayyip Erdoğan, Afyon'un Sandıklı ilçesinde slogan atarak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu