kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
Fax:
0212 354 34 72
SMS:
4122-RD MESAJ
 

Doğa insanın kimliğidir

Geçen yılın mayıs ayında 100 kadar Guatemalalı, Laguna del Tigre Milli Parkı'ndaki araştırma ve yönetim kampına bir baskın düzenler. Amaçları, kampın sakinleri olarak kabul edilmektir. Uzun süren tartışmaların ardından dört kişiyi rehin alırlar. Sonuçta, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında kentin valisinden okul ve yol yapımı gibi birtakım yardımların gerçekleştirileceği sözünü almışlardır. Buna benzer olaylar dünyanın hemen her yerinde görülmektedir. Ülkemizde de Küre Dağları'nda yeni bir milli parkın ilan edilmesi konusunda çıkan tartışmalar sırasında bir orman köylüsü, 'Türkiye'deki pek çok milli parkın içinde ya da yakın çevresinde yaşayanların gerçeğini' şöyle dile getirecektir: "Orman köylüsü, Türkiye'nin belki de en yoksul kesimidir. Biz geçimimizi köy arazisindeki ormanda çalışarak; yapacak ve yakacak ürün elde ederek sağlıyoruz. Milli park demek bunların sona ermesi demektir, özveri demektir. Bundan sonra doğanın korunması için bu kaynakları kullanmamamızı talep edenler, bize yeni bir yol göstermeli. Bahçemizdeki ağaçlara ve kovanlara zarar veren ayıları vurmamamızı öğütleyenler, zararımızın nasıl karşılanacağı üzerinde de kafa yormalı." National Geographic Türkiye'nin ekim sayısında milli parkların geleceği konusunu irdeleyen David Quammen, "Milli parklar genelde içinde çelişkiler barındıran kolektif bir amacın ürünüdür. Hayalci ama ihtiyatlı, bencil ama fedakâr, önem açısından yerel olsa da aynı zamanda küreseldirler. Toplumun bir kenara koyduğu ve sonsuza dek korumak üzere seçtiği bir yer olmanın kendilerine kazandırdığı kutsal bir özellikleri de vardır," dedikten sonra, soruyor: "Peki, bu uzunluğun süresi nedir?" Quammen, bu konuda pek iyimser değil. Son 20 yılda dünyada, milli parklar düşüncesine karşı bir tepkinin geliştiğinin altını çiziyor ve bunu da 'parklara karşı insanlar' olarak özetliyor. Dr. Sedat Kalem de ülkemizin 'Park Raporu'nu çıkardığı yazısında, Quammen'in görüşlerine paralel bir tablo çiziyor. Kalem'e göre, halkın milli parklara ilgisi konusunda ülkemiz henüz yolun başında. Ormancı, biyolog, kuş gözlemcisi gibi belirli ve sınırlı sayıdaki gruplar dışında milli parklara yönelik ilgi ve bilgi düzeyi çok düşük. Ayrıca milli parklar, genellikle kayak tesisleri ve dağ otelleri ile özdeşleşiyor; faaliyetler neredeyse yalnızca 'mangal' rekreasyonuna indirgeniyor. İlgisizlik yalnız kişilerden kaynaklanmıyor, devletin de katkısı var bunda elbette... Mesela, Türkiye'nin uluslararası ödül almış ilk ve tek milli parkı Kuş Cenneti'ndeki göl, rezervuar gibi kullanılınca suyun ritmi bozulmuş, ağaçlar çürümüş, kuşlara yuva yapacak yer kalmayınca da parkın 'Avrupa Diploması' geri alınmıştır. Peki, 1937 ile 2005 yılları arasında çıkan 77 bin 785 orman yangınında 1 milyon 563 bin 847 hektar ormanlık alanın tahrip olduğu gerçeğini nereye koyacağız? Kimi parkları 'cami' ya da 'alışveriş merkezi'ne dönüştürme gerçeğini nereye? Guatemala'da da ülkemizde de olduğu gibi dünyanın hemen her yerinde doğayı 'koruma' ve 'kullanma' ikilemi yaşanıyor. Daha yaşanılır bir çevre ise bu ikilemin çözümünde. Çünkü doğa, doğal kimliğini bozanı affetmiyor; deprem, sel, yangın, doğal afet gibi olaylar ile öcünü alıyor. Gürol Sözen, bir şair duyarlılığıyla kaleme aldığı 'Kent Parkları' yazısında "Parklar bir kimliktir," diyor, "bazen kendiliğinden oluştuğu için belki ya da doğasına fazla karışılmadığı zaman..." Adı ne olursa olsun, doğa alanları, elbette her türlü 'park' da insanın kimliğidir. Doğanın kimliği insanın kimliğidir çünkü.

ESKİŞEHİR FESTİVALİ

Uluslararası Eskişehir Festivali, 12. yılında konuk ülke olarak Finlandiya'yı ağırlıyor. 4 Kasım'da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası'nın Finlandiyalı şef Jari Hiekkapelto yönetiminde vereceği konser ile başlayacak festival, Zeytinoğlu ve Eskişehir Kentsel Gelişim Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilmekte.

ÇOCUKLAR FOTOĞRAF ÇEKİYOR
Fotoğraf Dergisi, Haydi Çocuklar Fotoğraf Çekelim adı altında, ülkemizde çocukların fotoğraf makinesi ile tanışmasını ve fotoğraf çekmeyi özendirmeyi amaçlayan bir yarışma düzenliyor. Konusunun serbest olduğu yarışmaya 30 Kasım'a kadar 06-13 yaş grubu çocuklar katılabilinecek. (Ayrıntılı bilgi için tel:(0212) 256 92 58)

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yazı da hayat kadar tenha mıdır?   / 18-11-2006
 Her yüz bir 'anı' yazar   / 11-11-2006
 İstanbul resimlerinde bir roman kahramanı   / 04-11-2006
 Doğa insanın kimliğidir   / 28-10-2006
 Mektubu yanıtsız kalmadı   / 14-10-2006
 Boyaları hep ıslaktı   / 07-10-2006
 Şaire vefa, gönüle sultan gerek   / 30-09-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
ALİ POYRAZOĞLU
En temel içgüdü...
Oynamak, başkası olmak en temel...
REFİK DURBAŞ
Barış koyun çocukların adını
Neredeyse 30 yıl olacak,...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Sık görülen sorunlar II
Geçen hafta, gece işemesi ve...
Bir aşka adanmış ömrün hikâyesi
Bir aşka adanmış ömrün hikâyesi
"Hayatımız arabesk," sözcüğünü hatırlatan bir film. Ve yönetmenin ev...
Muğla köylüleri Oscar kapısında
Muğla köylüleri Oscar kapısında
Tüm işittikleriniz doğru: Dondurmam Gaymak, gerçekten de...
Meyhane kokusu başkadır
Gürültülü müziğin sohbeti engellediği, ortamlarda, ucuz mezelerle...
İstanbul'un en parlak semti Asmalımescit
Yıllarca nice sanatçıya ev sahipliği yapan, en güzel şiirlere konu olan...
Gençlik dört nala gidiyor
Gençlerin gözde mesleği jokeylik. Yaşları 14-16 arasında değişen öğrenciler,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.