kapat
   
01 Kasım 2006 Çarşamba
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Ezberleri bozmak asapları da bozar...

Bireyleri de, toplumları da en fazla sinirlendiren şeylerden biri "Ezberin bozulması" değil midir? Çünkü ezber bozulunca, yeni bir ezber oluşturmak için düşünce üretmek, bu yeni ezbere alışmak için de çaba göstermek gerekir. Ayrıca bir kere ezberiniz bozulunca, bundan sonraki ezberlerinizin de bozulabileceğini bilerek huzursuz olursunuz.
Düşünce tembelliğinizin sonu gelmiştir neticede... Bundan sonraki düşünce dünyanız zorluklarla doludur.
İçinde bulunduğumuz "Bilgi ve İletişim Çağı" ise, dondurulmuş bütün düşüncelerle, araştırıcı düşünce arasındaki ozon tabakasını yok etti. Ezber aysbergleri birer birer eriyor. Dünün en ulaşılmaz bilgileri bir Google'lık mesafede.
Diyelim ki, gazetecisiniz ve 24 Temmuz'da "Basından Sansürün Kaldırılması"nın yıldönümünü kutluyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki, bu 24 Temmuz, 2'nci Meşrutiyet, Meclis-i Mebusan'ın açıldığı 1908'deki 24 Temmuz'un da yıldönümü. O gün, gazeteler, sansür memurlarını binalarına almamışlar.
Demek Cumhuriyet döneminde basın özgürlüğünü Osmanlı dönemindeki bir siyasal gelişmeyi anarak kutluyorsunuz.

ESKİ İSTANBULLULAR
Derken Tanzimat'tan Jön Türkler'e, oradan İttihatçılar'a uzanan siyasi yelpazeyi inceliyorsunuz. 2'nci Meşrutiyet'in partilerini ve siyasal akımlarını gözden geçiriyorsunuz. Bakıyorsunuz ki, bugün "Çok seslilik" kapsamı içinde seslendirilen bütün düşüncelerin kökeni oralarda var.
Anlıyorsunuz ki, "Yeni Ankara"nın ideolojisini, "Eski İstanbullular" oluşturmuş.
Bu arada 1'inci Dünya Savaşı'nda yenilen taraftaki bütün monarşilerin cumhuriyet rejimlerine dönüştüklerini de görerek, "Dış konjonktür"den, hiçbir siyasal olguyu soyutlamanın mümkün olmadığını görüyorsunuz.
Sıra ezberinizdeki "Demokrasi" kavramını irdelemeye geliyor.
Bakıyorsunuz ki ABD'de bile "Jefferson Demokrasisi" ile "Jackson Demokrasisi" aynı içerikte değil. Biri federalizmi, diğeri merkeziyetçiliği ifade ediyor.
Siyaset sözlüklerinde "Teokratik demokrasi" diye bir kavram çıkıyor karşınıza. Google'a "İran" ve "Demokrasi" sözcüklerini yazıyorsunuz. BBC'nin sitesinde şu açıklama yansıyor ekrana:
- İran'ın karmaşık siyasal sistemi modern İslam teokrasisi ile demokrasinin birlikteliğini içerir. Bu sistemde Dini Lider teoride seçilerek belirlenir ama pratikte o kimseye karşı sorumlu değildir.

İRAN DEMOKRASİSİ
Sonra "İran demokrasisi" üzerine yüzlerce sayfa inceleme buluyorsunuz.
Merak edip "Halk Demokrasileri" kavramını anlamaya çalışıyorsunuz. Karşınıza Politzer'in "Felsefenin Temel İlkeleri" kitabından şu cümleler çıkıyor:
- Proletarya diktatörlüğü, tarihte ilk kez yığınlar için bir demokrasi olduğundan, demokrasinin en yüksek biçimidir. Bu, bir dönemeçtir; burjuva demokrasisinden, sermaye diktatörlüğünden proletarya diktatörlüğüne, halk diktatörlüğüne dönen, ezenlerin demokrasisinden ezilen sınıflar demokrasisine dönen bir dönemeç. O zamana kadar büyük yığınları ezmeye yarayan özel bir güç olan devlet, en sonu bastırılmış olan ezenlere karşı, halkın çoğunluğunun, işçilerin ve köylülerin ve onların müttefiklerinin genel gücünün ifadesi haline gelir.

BOZULAN EZBERLER
Bu arada hatırlıyorsunuz ki Çin'de de Mao "Yeni Demokrasi"ye "Dörtlü Blok"un işbirliği ile geçileceği kehanetinde bulunmuştur. Bu blokta da, proletarya, köylüler, küçük burjuva ve ulusalcı kapitalistler bulunacaktır.
Ezberlerinizi bozmak konusundaki kararlılığınızı sürdürerek, "Sosyal Demokrasi", "Doğrudan Demokrasi", "Atina Demokrasisi", "Sovyet Demokrasisi" benzeri yüzden fazla demokrasi türünü anlamaya çalışıyorsunuz. Sonunda fark ediyorsunuz ki sizin Türkiye'de varlığını istediğiniz tür demokrasi "Liberal Demokrasi"dir.
Ama bu arada, siyasal ortamda sayısız ezberlerin seslendirilmesi de sürmektedir.
Örneğin bazılarına göre "Bu AB zaten bizi almayacak"tır.
Türkiye-AB ilişkileri üzerindeki belgeleri gözden geçirmeye başlayınca, bakıyorsunuz ki "Gümrük Birliği Antlaşması" ile zaten 1995'de AB ile ekonomik entegrasyona girmişsiniz.
Sonra "Bu kadar ezber bozmak bugünlük yeter" diyerek, günlük hayata dönüyorsunuz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kara Murat olsaydı tabii ki AB'ye bizi sokmazdı   / 31-10-2006
 Tartışılan Cumhuriyet değil, siyasetin yöntemleridir   / 30-10-2006
 Cumhuriyet yaşanan deneyimlerle derinlik kazandı...   / 29-10-2006
 Kapalı veya açık başlardaki tek tip beyinler...   / 28-10-2006
 AK Parti iktidardaki muhalefet rolü mü oynayacak?   / 27-10-2006
 Nasıl bir Cumhurbaşkanı aramalıyız?   / 26-10-2006
 "Çöldeki döngü" Özal gibi Bush'ları da vurdu...   / 25-10-2006
 Siyaset de zekâyı ve mizahı kaldırabilir...   / 24-10-2006
 Erdoğan'ın yerinde olsanız Çankaya'ya çıkar mıydınız?   / 23-10-2006
 Yükselen değerlerin sahibi "sessiz çoğunluk"tur   / 22-10-2006
YILMAZ ÖZDİL
Davul tozu minare gölgesi holding...
Biri çıkıp,...
ERGUN BABAHAN
Özgürlükçü muhalefet
Hrant Dink kararını, daha...
MEHMET BARLAS
Ezberleri bozmak asapları da bozar...
Bireyleri de,...
BALÇİÇEK PAMİR
Olup bitmişi dert etme
DYP'nin baraj altında kaldığı...
UMUR TALU
Dağdan iniş
Keşke böyle bir başlık bu güzel toprakların...
FATİH ALTAYLI
Ödeme emirleri gitti
Gelirler Genel Müdürü Osman...
ERDAL ŞAFAK
Ankara'dan Rabat'a
Milli Güvenlik Kurulu'nun...
Kadınlar, artık ayağa kalkın
Almanya'da "Türbanları çıkarın" çağrısı yaptığı için ölüm tehditleri...
Irak'ı artık 'Pentagon haber ajansı' anlatacak
Irak'la ilgili haberlerde "basının gerçekleri yansıtmadığını" savunan...
The EiNDhoven: 2-0
The EiNDhoven: 2-0
Galatasaray'ın başında 8. Avrupa maçına çıkan Erik Gerets, 4.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu