|
|
İnsanlar ne yaşadığımı gözlerimden anlar
Yaşadığı zor günleri konuşmak istemiyor, nasıl ayakta durduğunu da... "İnsanlar benim ne yaşadığımı ya da ne hissettiğimi gözlerimden anlar" diyor. Gözleri doluyor, "Ben yaşadıklarımı bilinçaltıma ittim, kimseyle konuşmuyorum" demekle yetiniyor.
Vanity Fair dergisi eylül sayısında dünyaca ünlü model Kate Moss'u kapak yapmış; dünkü Günaydın'ın arka sayfasında vardı. Kokain kullandığı için hedef tahtası haline gelen topmodel, dergiye hiçbir açıklama yapmamış. Onun sözleri yerine dergi, kendi yorumlarına yer vermiş fotoğrafların altında ve 'Suskun Güzel' başlığı atılmış. Şöyle diyorlar özetle: "O yaşadıklarıyla ilgili açıklama yapmadı çünkü o bir podyum modeli, hiç kimsenin hayat modeli değil..." Ve ünlü modele şu sözlerle destek vermişler: "Kate Moss işini çok iyi yapan bir model; ona özenecekseniz, iş hayatındaki başarılarına özenin..." Bu girişi neden mi yaptım? Üç gün önce röportaj yaptığım Gamze Özçelik geldi aklıma... Benzer sözler söyledi; "Bilinçaltıma ittim ben bütün yaşadıklarımı, kimse için bunları tekrar çıkaramam. Ne annemle ne babamla bile konuşmuyorum ki... Bana destek olmak istiyorsanız, işimle ilgili haberler yapın" dedi gözyaşlarını silip karşıma oturduğunda... Onu üzdüğüm için üzüldüm ama merak ettim, nasıl ayakta kaldığını anlatmasını istedim. Kimi zaman gözleri doldu, teybi kapattı, kalkıp gitti... Gelip oturduğunda da yapabildiği kadarını denedi... Kısa kısa cümleler kuruyor, nefes nefese... Aslında her röportajında belki de aynı cümleler... Otomatiğe bağlanmış gibi, fazla korunaklı... İçini dökmüyor, hissettiklerini ele vermiyor asla. "Ben normal hayatımda da çok içine kapanığımdır. Kendimi anlatmayı hiç sevmem, benim sorunum orada. Aslında benim galiba röportaj yapmamam gerekiyor" diyor. Röportaj karşındakiyle yaptığın alışveriştir ya; bunları anlatmak istedim... * Bir polisi oynadığınız yeni diziye başladınız. Bu dizi yaşadıklarınızdan sonra yeni bir başlangıç mı? Yaşadıklarımı konuşmayalım, bir sene oldu. Ben bununla ilgili yapmam gereken çok fazla şeyi yaptığımı düşünüyorum. Çünkü ben konuşmayı sevmiyorum, bu benim özel durumum ve içimde yaşıyorum. (Üzülüyor, gözleri doluyor. Teybi kapatıyor, ara veriyoruz ve bunu konuşup konuşmamak adına uzun bir sohbete başlıyoruz) Evet, benim için çok önemli bu dizi. Şu anda hayatımdaki en önemli şey mesleğim. Dolayısıyla yeni bir işe başlıyor olmak zaten yeni bir başlangıçtır. O açıdan ne desem bilmiyorum...
* Bir kadının kolay atlatabileceği bir şey değildi yaşadıklarınız; sizi ayakta tutan neydi, o gücü nereden buldunuz, merak ediyorum... Bilmem... Bilmiyorum neydi. Bulursan bana da söyle... Kendini biliyorsun galiba. Bir kere ben her gün, her uyandığımda halime şükreden bir insanım, ne olursa olsun. Neler var etrafta, ne tür insanlar var, neler yaşıyorlar, ben her sabah kalktığımda halime şükrediyorum. Bu bile bir sebep belki...
* Hayattan hiç ders çıkardınız mı? Ben artık konuşmayayım, insanlar gözlerimden anlar benim ne hissettiğimi veya ne yaşadığımı...
* Hayatınızı o olaydan öncesi ve sonrası diye ikiye böldünüz mü? Yeni kararlar almak, yeni sayfalar açmak, değişmek anlamında? (Gözleri doluyor ve kalkıp gidiyor, geri geldiğinde biraz daha sakin) Beni en çok haksızlık üzüyor. Yanlış yazıldığı zaman gerçekten çok sinirleniyorum, insan hakkı yendiği zaman...
* Rol arkadaşınız Uğur Pektaş'la beraber olduğunuz, nişanlınız Mehmet Mutlu'yu aldattığınız haberlerini mi kast ediyorsunuz? Biz Mehmet'le 10 yaşından beri birlikte büyümüşüz gibi hissediyorum. O benim çocukluktan beri arkadaşımmış gibi... Biz ilişkiyi yürütemedik sadece! Aramızda hiçbir sorun yok, aldatma gibi bir şeyin olması mümkün bile değil. Çok da iyi arkadaşız şu anda, tek olayımız ilişkiyi yürütememekti. Aldatmak mümkün değil, çünkü hiç karakterim değil. Bunun da dışında, bizim çok ayrı bir bağımız var, ikimiz de birbirimize böyle bir şey yapmayız..
* En zor günlerinizde bile yanınızdaydı. Birdenbire bitmesi merak uyandırdı ve dedikodular da başladı... Kimse bilemez ki içimizde neler yaşadığımızı! Bizim çok ayrı bir bağımız var, birlikte büyümüşüz gibi hissediyorum, o da öyle hissediyor. Çok şey paylaştık. Hâlâ o bağımız kopmadı çünkü çok zordu. Ama hiç birbirimize karşı saygısızlık yapmadık, hâlâ çok büyük saygımız ve sevgimiz var. Dizideki Zeynep'le (Özçelik'in oynadığı rol) Murat'ı (Uğur Pektaş'ın oynadığı rol) seviyorlar, yakıştırıyorlar.
* Neden bu yakıştırma? Bilmiyorum ama bu hep olan bir şey! O yüzden garip gelmiyor bana, sadece işin içine, 'eski sevgilisini aldattı' falan lafları girince sinirleniyorum. Gerçekten çok ayıp. İnsan ahını almak bu işte!
* Mehmet Mutlu'yla ilişkiniz, zor bir dönemden geçmişti. Neredeyse Türkiye'yi arkasına alarak, yanınızda durmuştu. Bunlar bile anlaşmazlığı çözmeye yetmedi mi? Hâlâ yanımda! İşte sorun da bu... Hâlâ arkamda ama her zaman ilişkiyi yaşayamıyorsunuz, olmuyor yani.. Biz ayrılalı bayağı oldu. Hâlâ davayla ilgili konuşuyoruz, her konuda desteğini alıyorum. Birlikte olgunlaştık biz. O yüzden de ayrı bir değeri var benim için. Bizim sadece, ilişkimiz yok!
* Olayların başlangıcında da bir kez ayrılmıştınız değil mi? Öyle bir şey yok; bilerek yapmadık nişanı. Ayrılma falan olmadı.
ŞİRİN SEVER
|