SABAH - Avrupa'da ikinci nesil olmak...

Şu an 26 Ağustos 2006 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Google Arama

	Avrupa'da ikinci nesil olmak...
	Gecede 2000 avro
	'Türkler kibar'

Avrupa'da ikinci nesil olmak...

Hollanda'da striptiz kulüplerinde çalışan gurbetçi kız, yaşam öyküsünü anlattı.

Adının Myram olduğunu söylüyor. 14 yaşında evden kaçıp çocuk sığınma evine yerleşmiş. 18 yaşında bu evden yasa gereği çıkartılmış. Şu anda 20 yaşında. Yüzü ve bedeni öylesine yıpranmış ki 30-35 yaş civarında görünüyor. Çocuk Sığınma Evi'nde kendi tabiri ile "bedeninin değerini bilip" onu satışa çıkarmış. Bekaretini 7. sınıftayken kaybetmiş. Erkekler onun için sadece bir kazanç aracı, erkeklerin hepsi aynı. Hepsinin tek amacı kadının bedenine sahip olmak. 20 avrodan 2000 avroya kadar bedenini pazarlamış. Bulgaristan ve Romanya vatandaşlarının AB'de serbest dolaşım hakkını elde etmesinden sonra 'işleri kötüye' gitmiş. Şimdi her gün bir saat Amsterdam'daki bir gece kulübünde striptiz yapıyor. Gecenin geriye kalan zamanın da ise bedenini satmaya çalışıyor. Gün doğumu ile birlikte Den Haag'daki evine gitmek için treni kullanıyor. Otomobili yok, almayı da düşünmüyor Çok ciddi kimlik bunalımı yaşıyor. Ne Türk ne de Flamenk'im diyor. Ama 19 yaşında Türkiye'ye gelmek için konsolosluktan Türk pasaportu almış. Ne zaman bedenini satmaktan vazgeçeceğini ise bilmiyor. Vesikalı fahişelik yapmadığı için polisle başı derde giriyor. Her ne kadar kimlik bunalımı yaşadığını söylese de evinde ağırlama yöntemi ve davranışları ile Türk olduğunu belli ediyor. Bu hatırlatmamıza da "Annem 14 yıl büyüttü beni. Doğal olarak misafir ağırlamam tamamen Türk usülü," diyor.

İLK AŞK, İLK GÜNAH
Myram ilk aşkını ve ailesinden kopma öyküsünü anlatmaya başlıyor: "Yedinci sınıfa giderken âşık olduğum çocukla birlikte oldum. Kanamam oldu, anneme söz edemedim, çok korkmuştum. Evdeki baskılar da beni iyice bunaltmaya başlamıştı. Sonunda Jongerenopvang'a (çocuk sığınma evi) sığınmaya karar verdim. Ailem beni buradan almaya çok çalıştı ama alamadı. Sonra annem babam bundan dolayı birbirlerinden ayrıldılar." Bağımsızlığını ilan ettiği o günden sonrası çok iç açıcı değil. "Sekizinci sınıftan sonra okumadım. Erkek arkadaşım benden ayrıldı. Faslı ve Surinamlı arkadaşlarım rahatlamam için bana esrar içirdi. Sonra devamı geldi. Harçlığım yetmemeye başladı. Esrar almak için kendi bedenimi satmayı öğrendim Jongerenopvang'da. Aslına bakarsan hayatımın değiştiği yer burasıdır," diye anlatıyor yeni hayatına başlayışını.

Erdal ŞİMŞEK / AMSTERDAM