Siyasetin olmazları...
Geçen haftaki açıklamalarla, zamanında yapılacak seçime 14 ay kala, siyasi satrançta taşlar dizilmeye başladı. Hatta dizilmeden, nasıl bir oyun planı uygulanacağına ilişkin hamleler de konuşulur oldu. Bir haftalık gelişmelere bakarsak... Önce merkez sağda ittifak için yola çıkan eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın memleketi Rize'de miting düzenleyeceği haberi geldi. Yılmaz, Rize mitinginden bir gün önce 5 yıldır bir araya gelmediği Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu ile 5 saat görüştü... Siyasete Anavatan'da devam kararını açıklayan Yılmaz, merkez sağ ittifakı da parti kimliği ile arayacağını bildirdi. Bu gelişmeler yaşanırken Başbakan Tayyip Erdoğan, Seçim Yasası'nda değişiklik yapma kararını açıkladı. Seçilme yaşını 25'e indirmeyi ve Türkiye milletvekilliği sistemine geçmeyi planladıklarını söyledi.
Bütünleşme dağıttı Piyasa yorumcularının diliyle aktarmak gerekirse; geçen haftada yaşananların, bu haftaya yansıması olumlu olmadı. Merkez sağın iki partisi DYP ve Anavatan'da bütünleşme konusundaki umutların seviyesi iki hafta öncesine göre daha düştü. Bunda, Yılmaz'ın "Anavatan adına görüşmeleri yürüteceği" açıklamasına, Mumcu'nun kendisine böyle bir misyon yüklemedikleri açıklamasının etkisi büyük oldu. Merkez sağda bütünlük için yola çıkan Yılmaz'ın sözleri, siyasete devam kararı aldığı Anavatan'da dağınıklığa yol açtı. DYP'ye yansıması da farklı olmadı. Yüce Divan sonrası partiler üstü bir kimlikle yola çıkan Yılmaz'ın son sözleri, DYP'deki "akil adam olacak" beklentisini yok etti. İki partiden de uzak duran, ancak merkezde bir bütünleşme yaratılması halinde içinde yer almayı planlayanların hayalleri de suya düştü. Sonuç olarak; Yılmaz'ın sözleri, "olmayacakların görülmesini" açısından faydalı oldu.
Seçim yasası Erdoğan'ın Seçim Yasası'nda değişiklik hedefine gelirsek... Merkez sağdaki bütünleşme gibi burada da olmazlar çoğunlukta. Birinci neden, zamanında yapılacak seçime dahi Seçim Yasası değişikliğinin yetişmesi güç gözüküyor. Çünkü, Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 6'ncı maddesine göre genel seçim 14 Ekim 2007'de yapılmak zorunda. Anayasa'nın 67'nci maddesi de "seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz..." hükmünü taşıyor. Eğer ki ilk seçimde uygulanması isteniyorsa, Seçim Kanunu'ndaki değişikliklerin en geç 13 Ekim 2006'ya kadar yasalaşması şart. Meclis'in 1 Ekim'de açılması halinde değişikliklerin yetiştirilme şansı gözükmüyor. AK Parti, bu nedenle eylül ortasında Meclis'in erken açılmasını sağlama gibi bir plan yapıyor. Ancak bu aşamada da önünde acilen çıkarılmayı bekleyen Vakıflar Yasası'nın da içinde bulunduğu AB uyum yasalarının öncelikli baskısı duruyor. Diyelim ki AK Parti, Seçim Yasası ve Anayasa değişikliğini tamamladı. AB'nin seçim barajını indirme baskısını hafifletmek için de Türkiye milletvekilliğini kapsayan değişiklikleri yaptı. Eğer, siyasi partilerin ittifakına olanak tanıyan bir düzenleme de beraberinde yapılmaz ise Türkiye milletvekilliği partilerin bütünleşmesinin önüne engel olarak dikilecek. Birçok parti aldığı oy oranında Meclis'e milletvekili sokma olanağına kavuşacağı için, ittifaklara itibar etmeyecek. Sonuç olarak; yaz sıcağında ısınan siyaset, sonbaharda da hız kesmeyecek. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle son bulacak siyasi satranç turnuvasının, oyunları da oyuncuları da çok olacak.
|