kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   News in English
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Sabah Çocuk
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Kültür Sanat
  » Sağlık
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Çevreyi de kirlettik anne sütünü de...
Çevreyi de kirlettik anne sütünü de...

* Her kadının hayalini kurduğu bir düşüm gerçek olmak üzere; yakında anne olacağım. Ben anneliğin etraftan görerek öğrenildiğini, çocuğa karşı sevginin zamanla gelişeceğini düşünürdüm. Fakat daha bebek doğmadan fark ediyorum ki bu sevgi ve koruma benliğimizin en derinlerine kazınmış; aslında sonradan öğrenilecek pek bir şey yok. Bundan sonraki çabam sağlıklı ve iyi bir evlat yetiştirmek olacaktır. Bu nedenle ona daha yakın olabilmek ve yapabileceğimin en iyisini yapmak için çocuğumu emzirmek istiyorum; fakat arada bir anne sütüne dair ileri sürülen endişeler beni korkutuyor. Ne yapmak gerekiyor?

Çocuk sevgisi, düşünülecek ya da öğrenilecek bir şey değildir ve entelektüel hiçbir yanı yoktur. Tamamen içgüdüsel bir duygudur. İnsan, türünün devamını sağlayabilmek için en derin genetik kodlarının gereği olarak, çocuk yapmak ister, onları korur ve sever. Anne sütü de hem besin olarak hem de bebeğin duygusal gelişimindeki rolü itibarıyle en mükemmel beslenme yoludur. Fakat bilim dünyasının dikkatini son zamanlarda, küçük ama can sıkıcı bir sorun çekmektedir; anne sütünde küçük miktarlarda tespit edilen kimyasal atıklar. Peki nereden gelmektedir bunlar? Çevreyi kirleten kimyasal maddelerin bir kısmı doğada yok olmadan kalabilmektedir. Havaya, suya ve toprağa yayılan bu maddeler oradan bitki ve hayvanlara geçerler. Bunların yenilmesiyle de kendilerini insan vücudunda bulurlar. Ne şansızlıktır ki; girdikleri gibi vücuttan atılacaklarına yağlı dokulara saklanıp birikirler. Yağ ise anne sütünün önemli bir kısmını oluşturur; dolayısıyla yağda biriken bu kimyasallar anne sütüne de katılmış olur. Bizim yapmamız gereken, kimyasal zehirlerin, tarım ilaçlarının anne sütüne geçmemesi, çocuklarımızı etkilememesi için neler yapabileceğimizi tartışmaktır. Yapılması gerekenlerin başında, dünyaya karşı sorumluluğunu bilen ve toplumsal bilince sahip bireyler olarak çevresel kirliliğe karşı durmak geliyor. Toplumsal bir hareketten önce birey olarak neler yapılabileceği öğrenilmelidir; örneğin doğada parçalanamayan atıkların çoğalmaması için pazardan, marketten alışverişi file ile yapıp naylon poşet kullanmamaktır. Ulaşımda toplu taşımayı tercih edip tek kişinin seyahat ettiği arabalar yüzünden atmosfere yayılan zehirli egzoz gazlarını artırmamaktır. Global ekonomi tüketmek üzerine kurulmuş olsa da aslında tüketilen tek şey, yerine tekrar konulamaz dünyamızdır. Dünyada mutlu yaşayabilecek bir yer bulabilmemiz, ancak daha az tüketmekle mümkündür. Anne sütüne geçebilen kimyasal maddelerin bir çoğundan korunmanın en önemli yolu; yiyip içtiklerinizden geçer. Fakat bu sadece emzirme döneminde yenilip içilenler anlamına gelmemektedir. Çünkü birçok kimyasal atık bedenimizde yıllar içinde birikir, atılmaları da aynı şekilde yıllarca sürebilir. Anne sütü ile beslenme her bebeğin hakkıdır ama anne sütünü sağlıklı tutmak da bizim görevimizdir. Genel olarak hamile olan, hamile kalmayı planlayan ya da süt veren anneler için şu tavsiyelerde bulunulabilir:

* Sigaradan, alkolden uzak durun.

* Evde ve bahçede böcek ilacı kullanmaktan kaçının.

* Boya, tiner, su bazlı olmayan yapıştırıcılar, mobilya cilaları, egzoz gazı, oje ya da saç boyasından uzak durun.

* Kuru temizleyicilerden ve yeni kuru temizleme yapılmış eşyalardan kaçının.

* Dengeli beslenin.

* Kılıç balığı, köpek balığı, kalkan balığı, ton balığı, somon gibi derin su balıklarından ve kirli bölgelerden yakalanan yerel balıklardan; etlerinde yüksek oranda kurşun ve PCB bulunabileceği için kaçının.

* Mümkünse doğal olarak üretilmiş organik gıdaları tercih edin.

Uz. Dr. Eren Eroğlu

DİĞER SAĞLIK HABERLERİ
 Aynı anda beş organ birden değiştirilebilir
 Çocuk sarasına Atkins diyeti
 Organ listelerinin her satırında bir yaşam var
 Kanser tedavisi sonrası hamilelik imkansız değil
 Okuldaki kabadayılar
 Organ bekleyenlerin umudu onun sesi...
 Rahim ağzı kanseri aşısı ABD'de zorunlu
 Aşırı sıcaklar beyin kanamasını tetikliyor
 Sürekli Viagra almak zararlı mı?
 İran'da böbrek nakli bekleyen kalmadı
 İnsanlığın önündeki en büyük tehdit: Kanser
 Çevreyi de kirlettik anne sütünü de...
 Böbrek naklinde kan uyumu bile aranmıyor
 Güneş gözlüğü sadece hava atmaya yaramıyor!
 Hastanede enfeksiyon riski
Sadrazam torunu haber prensesi
Sadrazam torunu haber prensesi
Yedi yıldan beri ekranda bir önceki günün gelişmelerini anlatan haber...
Halk ne diyor?
Halk ne diyor?
Tarkan'ın kafası karışmış!
Türk pop müziğinin megastarı Tarkan,...
Hasret bitiyor!
Hasret bitiyor!
Ender Mermerci'nin çöpçatanlığı ile tanışan Serdar Bilgili ile...
Örnek anne...
Örnek anne...
İki yıl önce Sabancı Holding'ten ayrılan ve kendi ayakları...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.