kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   News in English
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Sabah Çocuk
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
  » Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Horluyor diye sakın yatağınızı ayırmayın!
Testesteron oranını düşürüyor
Uykusuzluk cinsel motivasyona darbe
Özellikle kadınlar cinsellikten soğuyor

Horluyor diye sakın yatağınızı ayırmayın!

Basit bir uyku sorunu olarak görülen ve çoğu zaman ihmal edilen horlama, cinsel hayata darbe vuruyor. Çiftlerin horlama nedeniyle yataklarını ayırması; cinsel isteksizliğe, erkeklerde ise iktidarsızlığa bile neden olabiliyor

Boşanma nedenleri arasında son zamanlarda oranı giderek artan horlama; pek çok çiftin kabus dolu geceler yaşamasına yol açıyor. Bosphorus İnternational Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Fuat Güder, horlamanın en büyük darbeyi çiftlerin cinsel hayatına indirdiğini söylüyor. "Horlayan ve uyku apnesi olan hastalarda cinsel istekte ve fonksiyonda azalmalar oluşuyor" diyen Güder, şöyle devam ediyor: "Horlama ve uykuda nefes durması olan uyku apnesi testesteron seviyesini düşürüp, cinsel istekte yüzde 25 azalmaya neden oluyor. Yapılan araştırmalarda, horlama sorunu yaşayanların yüzde 25'inin nadiren cinsel ilişkiye girdikleri belirlendi. Bu nedenle horlamanın oluşturduğu gürültü ve cinsel isteklerdeki azalma, evliliklerde boşanmalara kadar giden sonuçlar doğuruyor."

PARTNERİNİZE KIRICI OLMAYIN
Horlama nedeniyle sorun yaşayan çiftlerin en çok yaptıkları hatanın ise tedaviye başlamak yerine yataklarını ayırmak olduğunu anlatan Dr. Güder, "Bu da erkekleri iktidarsızlığa kadar sürüklüyor" diyor. Horlamanın ciddi bir hastalık olduğunu vurgulayan Güder, çiftleri uyarıyor: "Partnerler birbirlerine yaklaşırken horlamanın kesinlikle bir hastalık olduğunu unutmamalıdır. Horlayan hastayı, özellikle uyku apnesi varsa, ikna etmek zor olabilir. Bu yüzden kırıcı olunmamalıdır."

ESTETİK BİR SORUN DEĞİL
Kişilerin günlük hayatını sabah dinlenmeden kalkma, baş ağrısı ve huzursuz uyuma problemleriyle çekilmez hale getiren horlama, aslında birçok hastalığa da zemin hazırlıyor: Hipertansiyon, çarpıntı, sinirlilik, gece uyunamadığı için gündüzleri uyuya kalma, vücudun dinlememesi, dikkat eksikliği ve kronik yorgunluk... Türkiye'de 35 yaş üzeri erkeklerin yüzde 30'dan fazlasının aralıklı veya sürekli horlama sorunu yaşadığını belirten Dr. Fuat Güder, kadınlarda da yaşlılıkla başlayan hormonal değişimler sonrasında horlamanın gözlendiğine dikkat çekiyor. "Horlama kesinlikle estetik bir sorun değil, ciddi bir hastalıktır" diyen Dr. Güder, tedavi süreciyle ilgili şu bilgileri veriyor: "Detaylı bir Kulak Burun Boğaz (KBB) muayenesinden sonra, hasta objektif bir değerlendirme için uyku testine alınır. Uyku laboratuvarında yapılan uyku testi sonucunda cerrahi bir müdahale gerekiyorsa kombine bir tedavi yaklaşımı uygulanır. Sırtüstü yatmama, başın yükseltilmesi, alkol alıp yatmama, yemekten en az iki saat sonra yatma ve kilo verme gibi tavsiyelerde bulunuyoruz."

RADYOFREKANSLI ÇÖZÜM
Horlamanın cerrahi tedavisinde klasik anlayışın dışında kombine bir tedavi yaklaşımı uygulanması gerektiğini ifade eden Dr. Güder, 'radyofrekans yöntemi'nin hayli başarılı sonuçlandığını kaydediyor: "Yapılan muayene ve tetkikler sonucunda sarkık ve ince yapılı yumuşak damak horlamaya sebep oluyorsa, radyofrekans yöntemi tercih edilir. Çoğunlukla lokal anestezi ile uygulanan bu işlemde; yumuşak damağın gerginleştirilmek istenen bölgelerine özel bir cihaz ile radyo dalgaları uygulanır. Radyo dalgalarının yumuşak damak dokusu içinde oluşturduğu etki, zamanla damağın gerginleşmesini sağlar. Hasta yarı oturur pozisyonda iken yapılan işlem yaklaşık 5 dakika sürer. Her uygulamada tedavi etkisinin ortaya çıkması için 6 hafta geçmesi gerekir ve çoğunlukla 2 ay aralıklarla olmak üzere 2 veya 3 defa uygulama gerekir. Uygulamalardan sonra birkaç gün süreyle hafif dereceli ağrı hissedilebilir. Küçük dile ait problemlerde de radyofrekans yöntemiyle küçük dili küçültme işlemi yapılabiliyor. Dil köküne ait problemlerde ise dil kökünü öne çekici ameliyatlar gerçekleştirilebilir."
DİĞER SAĞLIK HABERLERİ
 Organ Bekleyenlerin Umudu Onun Sesi...
 Rahim Ağzı Kanseri Aşısı Abd'de Zorunlu
 Aşırı Sıcaklar Beyin Kanamasını Tetikliyor
 Sürekli Viagra Almak Zararlı Mı?
 İran'da Böbrek Nakli Bekleyen Kalmadı
 İnsanlığın Önündeki En Büyük Tehdit: Kanser
 Çevreyi De Kirlettik Anne Sütünü De...
 Böbrek Naklinde Kan Uyumu Bile Aranmıyor
 Güneş Gözlüğü Sadece Hava Atmaya Yaramıyor!
 Hastanede Enfeksiyon Riski
 Fitoöstrojenler: Menopozu Doğal Yaşamak...
 Yanlış Beslenme Kanser Nedeni
 Zehirlenmeye Karşı Ihlamur Ve Çay
 Horluyor Diye Sakın Yatağınızı Ayırmayın!
Bizimki masallardaki gibi bir aşk hikayesi
Bizimki masallardaki gibi bir aşk hikayesi
Genç sevgili modasına Nurseli İdiz de uydu! Kendinden 15 yaş küçük...
Kenter Tiyatrosu'nda hissedar kavgası
Kenter Tiyatrosu'nda hissedar kavgası
Kenter Tiyatrosu'nun 10 bin YTL olan sermayesinin 200 bin YTL'ye...
Mehmet ayrılığı balıkçıda kutladı!
Mehmet ayrılığı balıkçıda kutladı!
Eski sevgilisi Gökhan Demirkol'un çektiği görüntüler yüzünden...
Selam bile vermediler!
Selam bile vermediler!
Mine Kalpakçıoğlu, uğruna 3,5 yıllık eşi Sezai Taşkent'ten boşanmayı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.